Vere translate Portuguese
97 parallel translation
Allah vere de sesiniz sahte altınlar gibi çatlak çıkmasın boğazınızdan.
Deus queira que a vossa voz não tenha sofrido.
" Sen cevap vere dur Ne olurmuş yağınca yağmur?
" Agora outra vez Onde chove?
Aslında, senin ödeyecek çok ağır bir hesabın var ama bu noktada,... bizim teklifimizi kabul edersen, sana Hükümet garantisi vere... Ah, şeytani diplomasi.
Naturalmente, tem uma conta pesada a saldar, mas... a questão é que se concordar com a nossa proposta, posso-lho garantir que o governador...
Allah vere de bunu bir daha denediğinde onu yakalayabilsek.
Espero que tenhamos a sorte de a apanhar na próxima vez que ela tentar.
Doktor, cerrah, anüs uzmanı ve insan acılarının özverili savaşçısının kapı zili, bu akşamki kahramanımızınkinin üzerindeydi. Tuğamiral Humphrey De Vere.
Médico, cirurgião, proctologista que luta altruisticamente contra o sofrimento humano, cuja campainha ficava por cima da do herói da nossa história, o Contra-Almirante Humphrey De Vere.
Evet bu, Tuğamiral Humphrey De Vere'in daha doğrusu, kızının öyküsü.
Sim, esta é a história do Contra-Almirante Humphrey De Vere, ou melhor, a história da sua filha, pois foram a sua coragem, a sua previdência e a sua compreensão que nos permitiram ir além do verniz
Bu çok hoş, ama şu anda ona vere - bileceğin en iyi şey bu değil.
Está óptima. Mas não é a melhor coisa para lhe dar agora.
Terzimin telefonunu istersen vere...
Posso dar-lhe o telefone do meu alfaiate...
Bana, Lord Francis Vere anlatmıştı.
Sei por Lord Francis Vere.
Ben de Lord Francis Vere.
E eu sou Lord Francis Vere.
Allah vere de sesiniz sahte altınlar gibi çatlak çıkmasın boğazınızdan.
Queira Deus que tua voz de ouro não tenha mudado.
Belki bir ödül vardır, ve bize vere...
E se há uma recompensa? Talvez haja uma recompensa e nos dêem...
Sana sadece biftek vere bilirim.
Posso-te oferecer um bife se quiseres, mas é só.
Otururun, size telefon numaraları vere...
Sente-se e eu vou buscar os contactos...
Bana telefon vere...
Alguém me pode dar...
Hatırlamıyor olabilirsiniz ama bizler babanızın dostlarıyız.
Pode não se lembrar, mas somos amigos do seu pai, Lord de Vere.
Üzgünüz, telefonunuza cevap vere- -
De momento não podemos atendê-lo.
- Sana iş vere...
Não posso...
Herkese ödünç vere vere bir sürü sopamı kaybettim.
- O quê? Perdi muitos tacos. Emprestei-os...
- Gördün mü bak, hakkını vere...
- Vês, ela vai...
Sana sunacağım ilk ve son şey olacak bu.
Arruinou a minha oportunidade com Lord Vere.
- Görevine geri gelmene izin vere...
- Não podes voltar ao serviço se não...
Sana söyledim ya, seni göreceği için çok heyecanlıydı, bana gelince... Ben...
Eu disse-te como ela está tão contente por te vere depois comigo, é tipo... quando eu...
- Geçmenize izin vere Başkan Palmer'ın tüm yakınlarına...
... toda a família do Presidente Palmer.
Kimsenin bir vere çekildiği yok.
Nada vai atrair ninguém a lado nenhum.
Allah kara haberi vere. Gencim, salak gibi gittim ona dedim ki :
Era jovem, idiota, fui ter com ele e disse :
- İyi günler, Bayan De Vere.
- Boa tarde, Sra De Vere.
- Lütfen, Bayan De Vere, oturun.
- Por favor, Sra De Vere, sente-se.
Bankaya çok fazla borcunuz var, Bayan De Vere.
A senhora deve ao banco muito dineiro, Sra DeVere.
Lütfen, Bay De Vere, biraz dikkatinizi verin.
Por favor, Sra De Vere, preste atenção.
Hayır, Bayan De Vere, dedim ki, borcunuzu nasıl ödeyeceksiniz?
Mas, Sra De Vere, a questão mantêm-se, como vai saldar a sua divida?
Lütfen, lütfen Bayan De Vere!
Por favor, Sra De Vere!
Bayan De Vere!
Sra De Vere!
Hayır, buna gerek yok Bay De Vere.
Não, não é preciso, Sr. De Vere.
Çok etkileneceğinize eminim Bay De Vere.
Acho que vai ficar impressionado, Sr. De Vere.
Ve kazananlar Michael De Vere ve Douglas Perry.
E os vencedores são... Michael De Vere e Douglas Perry.
Yapımcı : Michael De Vere.
Produzido por Michael De Vere.
Chyna de Vere'den iz var mı?
Algum sinal da Chyna De Vere?
Eğer bu Chyna de Vere'nin kanıysa, iyice yaklaşıyoruz demektir.
Se este sangue for da Chyna De Vere, estamo-nos a aproximar.
Connors'ın çiftliğine gittik, çünkü bir hafta önce Chyna de Vere kaybolmuştu.
Fomos ao rancho do Connors, porque há uma semana, a Chyna De Vere desapareceu.
Chyna de Vere öldü.
A Chyna De Vere está morta.
Ve ayrıca, Chyna de Vere'nin kim olduğunu da bilmiyorum.
E, além disso, eu nunca conheci a Chyna De Vere.
Chyna de Vere'nin kocası, Preston.
O marido da Chyna De Vere, o Preston.
Preston de Vere çok uzun.
O Preston De Vere é muito alto.
- Chyna de Vere'ye ait.
- É da Chyna De Vere.
Ve bıçağın sapının hemen üzerindeki yarım izler de... Chyna de Vere'nin.
E as parciais, na lâmina por cima do punho, são da Chyna De Vere.
Bu Chyna de Vere mi?
Essa é a Chyna De Vere?
Ve sen de bunların Chyna de Vere'nin kemikleri olduğuna eminsin.
E tens a certeza de que estes são os ossos da Chyna De Vere?
Preston de Vere?
Preston De Vere?
Allah vere de, şu kız kışı çıkarsa bari.
Vou ter sorte se esta chavala sobreviver no inverno.
Hemen geri vere...
Eu volto num instant...