Wilkin translate Portuguese
54 parallel translation
... Wilkins'in kurbanları ile de adını bağdaştıramadınız mı yani?
E não foi alertado quando o nome dele coincidiu com uma das vítimas do Wilkin?
Kılıcını bırakmanın zamanı geldi Wilkin Brattle.
Está na altura de pousares a espada, Wilkin Brattle.
Sen asi değilsin Wilkin.
Não és um rebelde, Wilkin.
Wilkin Brattle kraldan dostça davranış göremeyecek artık.
Wilkin Brattle nunca mais será favorecido pelo Rei.
İkimiz de ellerimizin maharetiyle ölen insanları izledik Wilkin.
Ambos já vimos homens morrer por acção das nossas mãos, Wilkin.
Kılıcını bırakmanın vakti geldi Wilkin Brattle.
Está na hora de pousar esta espada, Wilkin Brattle.
Wilkin. Hayır!
Wilkin, não.
İsa, bir insandı Wilkin.
Jesus era apenas um homem, Wilkin.
İkimizin de Wilkin Brattle olarak tanıdığı adam.
O homem que ambos sabemos como Wilkin Brattle.
Wilkin.
Wilkin.
Wilkin Brattle.
Wilkin Brattle.
Yolunu şaşırma sevgili Wilkin.
Não perder o seu caminho, querido Wilkin.
Wilkin'la vakit geçirirken huzur bulduğunu görmek beni mutlu ediyor.
Fico feliz em ver o conforto que você encontrar Passar o tempo com Wilkin.
Wilkin'a olan bağın nedir?
Qual é a sua ligação a Wilkin?
Sen asi değilsin Wilkin.
Tu não és um rebelde, Wilkin.
Kılıcını bırakmanın vakti geldi Wilkin Brattle.
Está na hora de deixar esta espada, Wilkin Brattle.
Üzgünüm Wilkin.
Lamento, Wilkin.
Yanlış olan her şeye bakmayı bıraktığında Wilkin doğru olanın elinin altında olduğunu göreceksin.
Quando parares de procurar tudo que está errado, Wilkin, verás que o que é mais correcto estava mesmo ao teu alcance.
Wilkin!
Wilkin!
Wilkin Brattle bana ait.
Wilkin Brattle pertence-me a mim.
Keşke derdine deva olabilsem Wilkin. - Ama sen de biliyorsun ki...
Quem me dera conseguir dar-te algum remédio para os teus problemas, Wilkin, mas no fundo do coração, sabes...
Tedbiri elden bırakma Wilkin.
Tem muito cuidado, Wilkin.
- Gerçek halimiz bu Wilkin Brattle.
É isto que nós somos, Wilkin Brattle.
- Wilkin'in bugün yolculuğa gelebileceğini sanmıyorum.
Não acho que Wilkin virá hoje.
- Wilkin gelmezse güvenliğinin sorumluluğu dostlarına düşer.
Se Wilkin não vier, o fardo da tua segurança recairá nos seus amigos.
Masumların hayatta kalması Wilkin için çok önemli.
Manter esses inocentes vivos é a coisa mais importante para o Wilkin.
Savaşçı Wilkin'ı tanıyorum arpa çiftçisi Wilkin olmadan çok daha önce yani.
Conheci Wilkin, o guerreiro muito antes dele ser Wilkin, o agricultor de cevada.
Adım Wilkin Brattle.
Meu nome é Wilkin Brattle.
Wilkin'la geldiğin için minnettarım sevgili şüpheci.
Agradeço que viaje com o Wilkin, amável céptico.
Bu lütfa sahipsin Wilkin.
Tu tens esse dom, Wilkin.
Yalnızken gerçek isimlerimizi kullanabilir miyiz Wilkin?
Quando estamos sozinhos, podemos usar os nomes reais? Wilkin.
- Çok tehlikeli bir iş olabilir Wilkin.
Esta pode ser uma aventura muito perigosa, Wilkin.
- Her şey durulmuyor Wilkin Brattle.
Nem tudo, Wilkin Brattle.
Tanrı yanında olsun Wilkin.
Que Deus viaje contigo, Wilkin.
Sıradan kötü bir adam olduğumu düşündüğünü biliyorum ama beni sadece bir nebze tanıyorsun Wilkin.
Sei que pensas que sou um simples demónio, mas só conheces um pequeno vislumbre de mim, Wilkin.
Wilkin mi?
Wilkin?
Ama şundan eminim mi Wilkin Brattle, her neyse, uzun zamandır beklediğim buydu.
Mas tenho certeza, Wilkin Brattle, do que quer que isto possa ser, que é a coisa pela qual eu tenho estado à espera.
Ama peder, hizmetkârım ve Wilkin'dan başka kimsenin haberi yok.
Mas ninguém mais que o padre, a minha donzela e o Wilkin sabem disso.
- Wilkin?
Wilkin?
Kimse Wilkin'la benim hakkımda söylediklerine inanmaz.
Ninguém acreditará no que disses sobre o Wilkin e eu.
Gerçeği kabul edersen kocan olmadığı için Wilkin'ın seni aldatmadığını ve bunu yapabileceğine beni ikna edersen bana saldırdığından hiç bahsedilmez.
Se aceitares a verdade de Deus neste assunto, reconhecendo que Wilkin não te traíu, pois ele não é o teu marido, se me convenceres de que és capaz de fazer isso, então o teu ataque nunca irá ser mencionado e eu garantirei que tu, o teu filho e a tua filha terão sempre uma casa onde trabalhar, aqui em Ventrishire.
Cezalandırıcı olsun olmasın, Wilkin özgür bir adam siz de baronessiniz.
Executor ou não, este Wilkin ainda é um homem livre, e você, uma baronesa.
Hislerimizin bu riski almaya değip, değmeyeceğine Wilkin'la karar vereceğiz.
E o Wilkin e eu temos de decidir se esse desafio vale a pena o risco.
İtiraf etmeliyim Wilkin kan döküldükçe kendimi buluyorum.
E devo confessar, Wilkin... Eu sou mais eu neste caminho ensanguentado.
Sağ salim döndüğün için çok rahatladım Wilkin.
Estou tão aliviada por teres voltado ileso, Wilkin.
Uyandığında oğlanın olmadığını öğrenirse onu kandırdığımı düşünecek Wilkin.
Se ela acordar e descobrir que o rapaz desapareceu, ela irá pensar que eu a enganei, Wilkin.
Otur Wilkin.
Senta-te, Wilkin.
- Oturup, başka hikâyeler dinlemeyeceğim kadın.
- Senta-te, Wilkin. - Não preciso sentar-me... Nem de ouvir outra parábola, mulher.
Wilkin, hayır!
Wil... Wilkin, não!
- Otur Wilkin.
- Eu não sei.