English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Y ] / Ya bağlı

Ya bağlı translate Portuguese

792 parallel translation
Biliyorsunuz, Beecham nehrin öteki kıyısı. Ve her zaman Brender County olarak bilinmektedir. Ama anlayacağınız, Brender County, Idaho'ya bağlı.
Sabe, Beecham está na outra margem... e agora faz parte de Brender County... mas, repare, Brender County pertence a Idaho.
Ki Brody kitaba sıkı sıkıya bağlı kalınmasını istemişti.
O Brody pediu uma adaptação fiel.
"Köle, hayatım zarda gelecek sayıya bağlı."
"Escravo, consagrei a vida a um molde."
Calvero'ya bağlı olduğunu biliyorum. Ama onunla evlenmen doğru değil.
Eu sei que lhe é devota, mas casar com ele não é justo.
Tüm kalbimle imparatora ve Roma'ya bağlılık yeminimi tekrarlarım. Ben bu yemini hiç bozmadım.
De todo o coração renovo o meu juramento de lealdade ao imperador e a Roma, juramento que não quebrei.
Çünkü bir Tanrı'ya bağlıyım ve bir halka ve bir çoban kıza.
Porque pertenço a um Deus, a um povo e a uma pastora.
Bay Reynolds, sizi Londra'ya bağlıyorum efendim.
Sr. Reynolds, tenho sua chamada de Londres, senhor.
Yemin etse bu kadar sıkı sıkıya bağlı olurdu.
Como se tivesse feito um voto.
Hayır, aslında Lydia'ya bağlı, değil mi?
Não, é com a Lydia, não é?
Kabloların neden patlayıcıya bağlı?
Por que têm os fios ligados a esse detonador?
Mesaj, Kaptan, konuşmacıya bağlıyorum.
Uma mensagem, Capitão. Vou passar.
Daima ve her yerde doğru ilkelere sıkı sıkıya bağlı kalmalı her tür hatalı fikir veya hareketle bıkıp usanmadan mücadele ederek partinin kolektif yapısını pekiştirip kitlelerle aradaki bağları kurmalıdır.
"Deve manter-se sempre fiel aos princípios justos " e travar uma batalha incansável contra as ideias e acções erradas, " de modo a consolidar a vida colectiva do Partido
Çoğunluğun kararı uyarınca, özel bir çarpışma örgütü oluşturuldu. Bu grup, işbirliği ve işbölümüne sıkı sıkıya bağlı kalarak özel olarak düzen bozucu ve terörist etkinlikleri üstlenecek.
Conforme decisão da maioria, foi criada uma organização de combate especial, a qual, baseando-se na estrita observância da conspiração e da divisão do trabalho, se encarregará exclusivamente de actividades de índole terrorista.
Huerta'ya bağlı bir ordu bile çok fazla.
Sob o comando do Huerta um exército já é demasiado.
Partileri olamayan ne sağ ne sol, Tanrı'ya bağlı bir ülke yaratmayı düşlüyoruz.
Quando sonhamos com a renovação... Um país sem partidos, sem Esquerda ou Direita. Um país obediente a Deus e aos Seus desígnios.
İntikam peşindeki bir Tanrı'ya bağlısın.
Contamos com um deus vingativo.
Söyledim ya piç, kabloya bağlı değilim.
Olhe, já lhe disse, seu filho da mãe. Não estou preso por fio nenhum.
Ulusal muhafızların raporuna göre, dokuz kişi ölmüş, muhtemelen Andromeda'ya bağlı. Bir de helikopter düştü, mekanik arıza nedeniyle.
A Guarda Nacional relatou nove mortos em acção, provavelmente, relacionados com a infecção pelo "Andrómeda", e a perda de um helicóptero e da sua tripulação... por falha mecânica.
Bu Tanrı'ya bağlılığımızın göstergesi.
É o símbolo de nossa devoção a Deus.
1935 Ocağında, 1918 öncesinde Almanya'ya bağlı olan kömür havzası bölgesi Saar, uluslararası gözlemcilerin kontrolünde yapılan referandumdan çıkan ezici reyle tekrar Almanya sınırlarına dahil oldu.
Em Janeiro de 1935, o território do Sarre, a pequena região de minas de carvão que tinha sido alemã antes de 1918, votou em massa, e sob supervisão internacional, para voltar à Alemanha.
Britanya'ya bağlı binlerce asker teslim oluşlarından çok kısa bir süre önce Singapur'a gelmişti.
Centenas de tropas britânicas e da Commonwealth chegaram a Singapura dias antes, mesmo a tempo de se renderem.
Kendilerini farklı şekillerde ifade etmek ve üniformaya sıkı sıkıya bağlı kalmadan sıradışı görünmek istiyorlardı.
Queriam algo com o qual as pessoas se identificassem. Algo mais do que o uniforme rígido.
Onun İtalyan olduğunu anlıyorum, ve biz İtalyanların birbirlerine sıkı sıkıya bağlı olmaları gerekir.
Vejo que é italiano e os italianos têm de ajudar-se uns aos outros.
Hitler'in daha büyük bir tehdit olduğu konusunda hemfikirlerdi. Hitler ezilmeliydi ve onun ezilmesi, mutlak surette Kızıl Ordu'ya bağlıydı.
Eles tinham a certeza de que Hitler havia sido a grande ameaça, de que Hitler tinha de ser esmagado e de que para isso o Exército Vermelho fora fundamental.
Ya kapılar güvenlik sistemine bağlıysa?
Então!
Yardım almadan gözü bağlı şekilde karşıya geçmeye çalışacak.
Sem ajuda e sozinha, ela vai tentar passar vendada.
Wisconsin'deki evin, trajik evliliğin, Margo'ya olan fanatik bağlılığın.
A sua casa em Wisconsin, o seu casamento, ligação fanática à Margo.
Ben, kadınların bağlılık konusunda hayal kurmak ya da bu eksiklikten dolayı rahatsızlık duymak için çok yaşlı bir adamım ama senin entrikalarının, benim planlarımla karışmaya başladığında bu farklı bir şeydir.
Sou muito velho para me ter ilusões sobre a perseverança das mulheres ou para me preocupar com isso. Mas se as suas intrigas ameaçarem os meus planos, isso é outra história.
- Bu toplantıya büyük umut bağlıyorsunuz.
Deposita grandes esperanças nesta reunião.
Duygusallığını, arkadaşlığını, bağlılığını ya da herhangi bir şeyi karıştırmadan...
Se não é capaz de fazê-lo, mais vale tirar os galões.
Aynı kapıya çıkar. Her şey sana bağlı.
No final, dará no mesmo.
Bir akşam yemeği partisinin başarı ya da başarısızlığının tamamıyla size bağlı olduğu bir mevkide hiç bulundunuz mu?
Alguma vez estiveram numa situação em que o sucesso ou o fracasso de um jantar dependia inteiramente de vós?
Gerçek hayatta Kharis, Ananka'ya aşıktı. Yasak bir aşktı bu. Baş rahibe tüm yeminlerle tanrı Karnak'a bağlı idi.
Kharis amava Ananka, era um amor proibido... pois a princesa estava prometida a Karnak em pessoa.
Yüzeysel olanın altında bu tanrıya büyük bir bağlılık... ... olabileceği aklınıza geldi mi? - Geldi.
Já pensou que apesar dessa superficialidade... se podia adorar apaixonadamente à esse deus?
Sonraysa bizim adamcağız, hangi açıdan bakıldığına bağlı olarak iyi ya da kötü bir hayat sürmeye başlıyor.
Então nosso homenzinho começa a melhorar de vida Ou piorar, se visto por um ângulo moral
Ya buraya gelirse baba. Şekerim, bu sana bağlı.
Não, senhor, não enquanto apoiar um bando de delinquentes juvenis chamados Clubes de Jovens...
Eğer bu tespit edilirse, "Eğer ispatlanırsa" Piskoposlar yasal olarak onu düşürebilir ve... ettikleri sadakat yeminine bağlı oldukları için bu durumu Papa'ya bildirir.
Se fosse provado, eu digo se... os Bispos enviariam um relatório para o Papa.
Krala gösterdiğim bağlılığın... yarısını Tanrı'ya göstermiş olsaydım...
Se tivesse servido a Deus... metade do que servi ao meu Rei,
Ya da, cevabınıza bağlı olarak serbest kalabilir.
Ou ele será solto, dependendo da sua resposta.
Olası iki geleceği var demektir, tüm tarih, onun ölümüne ya da yaşamasına bağlı olarak değişecek.
Então, tem dois futuros possíveis, e, dependendo de viver ou morrer, toda a história será alterada.
Erkeklerde inanç. bağlılık ya da dürüstlük arama ;
Não há fé, nem confiança, nem honestidade nos homens.
Mühim şeylerden bahsetmiyorum. Beni hayata bağlayan basit bir şey bile yoktu. Kocamın fabrikasına, oğlumun derslerine ya da kızımın aileye olan bağlılığı gibi.
Não falo de grandes interesses... mas, dos pequenos, como o do meu marido pela fábrica... do meu filho pelos estudos, de Odetta pela família...
Gayet düzenli, gayet ciddi ve Meryem Ana'ya oldukça bağlı biriymiş.
Era muito ordenada e muito séria, e tinha, pela Virgem Maria, uma extraordinária devoção.
Bitkilerin yaşamı ya da ölümü güneşe bağlı, mevsimlerin değişimi gibi.
O sol, determina a vida e a morte das plantas,
Hindistan cevizi dolu çantalar, hepsi birbirine bağlı, sadece aşağıya atacaksın.
Amarramos vários sacos cheios com côcos e lançamos depois os sacos à água.
Stalin ayrıca, isteğe bağlı olarak 8 Ağustos'ta Japonya'ya karşı savaşa gireceğine dair söz verdi.
Estaline também prometera virar-se contra o Japão a 8 de Agosto.
Gelirken yemek getiririm ve evde yeriz ya da yemeğe çıkarız istersen. Kendini nasıI hissettiğine bağlı.
Trarei comida e jantaremos em casa ou vamos a um restaurante, se quiseres.
CCA'da yönetici olmasına yardım etmeyecek hiçbir şeye bir tutku ya da bağlılık sergilemez.
Não tem amores, casos, ou qualquer tipo de super-protegida. E não tem nenhuma ligação directa em eu me ter tornado membro da CCA.
Peki ya senin aşkın, tutkun, bağlılığın?
E àcerca dos teus amores, casos, e alianças?
Tanrıya olan sevginize bağlı kalın.
- Pelo amor do Senhor, vosso Deus.
Herhangi bir dine ya da inanca bağlı değiliz.
Não somos de nenhuma crença ou religião particular.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]