English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Y ] / Ya babam

Ya babam translate Portuguese

1,085 parallel translation
Ya babamı vururlarsa?
- E se eles matam o papá? - Eles não matam.
Ama ya babam bana kurulan bu komplonun sessiz suç ortağı mıydı?
Mas o pai seria o cúmplice silencioso duma conspiração contra o seu filho?
- Ya babam?
- E quanto ao meu pai?
Peki ya babam?
E o meu pai?
Peki ya babam, o hayatta mı?
E o meu Pai, está vivo?
Ya babam?
Nossa! E o papai?
Ya babam seyrediyorsa?
E se o pai está a ver?
Herkesin anne babası ya orada çalışırdı ya da hayatını motellerden, benzin istasyonlarından veya babam gibi caddenin karşısındaki restorandan kazanırdı.
a prisão. Os pais de todos nós ou trabalhavam lá ou ganhavam a vida a, enfim, em motéis, bombas de gasolinas, ou como no caso do meu pai, a explorar um restaurante. Mesmo em frente à prisão.
Annemle babam Grodno'ya Litvanya'dan gelmişler.
Os meus pais vieram da Letónia para Grogno.
Benim babam, um, bir psikolog... ve o insanlara yardım eder... acısı olanlara... ya da hisselerini kaybetmiş olanlara... ve, um, bu kadar.
Meu pai é psicólogo, ajuda as pessoas que sofrem ou que não têm sentimentos.
Peki ya, babam?
Então, e o meu pai?
Babam gitmeden hemen önce beni Dumbo'ya götürmüştü, çok beğendiğim için fil biriktiriyorum.
Antes do meu pai nos deixar fomos ver o "Dumbo", gostei, e vêm daí os elefantes.
Ya da Takarazuka'dan? Ya da gösteri dünyasından? Babamı biliyorsun.
Porque falaste na actriz e no mundo do espectáculo?
Ya babam?
E o Papá?
İdrar kokusundan nefret ediyordum, ya da gerilmiş deriden. Babamın bağırışları kulaklarımı tırmalıyordu.
Repugnava-me o aroma de urina dos couros macerando-se, o tamborete que chiava, os gritos de meu pai, tudo se me fazia insuportável.
Annem, hamile olduğunu görebilecekleri şekilde kapıya çıkmış ve babamın vaaz vermek üzere Milwaukee'ye gittiğini söylemiş.
Minha mãe foi a porta, onde eles could vê herpregnant condição..... e told eles meu pai estava em milwaukee, orando.
Paraşütle Almanya'ya inip onları kurtardığımı hayal ediyordum. Babamın iki kız kardeşi, Hannah ve Liesel ve Hannah'nın kızı Sofi'yi.
Sonhava em saltar de para-quedas sobre a Alemanha, para resgatar minhas tias, Hannah e Liesel, e a filha de Hannah :
Babamın ne kadar hızlı sürmesinden, ya da depoda ne kadar benzin kalmasından.
No carro, discutia-se a grande velocidade a que o meu pai ia, ou a gasolina que restava no depósito.
İki yıl sonra, babam onu Rosa'ya kavuşturacak olan altını buldu.
Dois anos depois, descobriu o ouro que o levaria de volta ã Rosa.
Ya da benim babam gibi...
- Ou com o meu?
Annem ve babamı mahallede tanımayan yoktu. Hapisten yeni çıkan ya da hapse girecek arkadaşları için devamlı parti verirlerdi.
Meu pai vendia droga... e minha mãe era viciada em heroína.
Babam bazen elektrikçi, taksi şoförü ya da su tesisatçısı olarak çalışırdı ama asıl işi uyuşturucu satmaktı.
Sempre davam festas para amigos... que saíam da cadeia, ou para quem ia para ela. Eles só se casaram porque eu nasci.
Bir kere, babam ve ben bir festival için Rusya'ya gitmiştik.
Um dia fomos à Rússia, a um festival de cinema.
- Ve seni aradım. - Ya baban? Babam on dakika önce kalktı.
Há 10 minutos atrás, olhou para o relógio e foi-se embora.
Hatta babamı sepet içinde bizim kapıya bıraktıklarını sanıyorum.
Se não fosse biologicamente impossível, diria que o pai tinha sido deixado dentro de um cesto à nosssa porta.
Ya da tüm paramı o kumarbazlara kaptırdığım ve babam Tom Bosley`in gidip hepsini geri aldığı gibi.
Ou quando perdi o meu dinheiro a jogar com os vigaristas e o meu pai, o Tom Bosley, teve de o reaver.
Bir çok gece onun hayalini kurdum. Ve sonra, babam Viyana'ya bir mektup yazdı.
À noite, sonhava com ele... e, então, papai foi designado para Viena.
Babam bu çiftliği, drahoma olarak kız kardeşime vermişti. Yasaları bilmediğimden olsa gerek çiftliğin, kız kardeşimden, Sonya'ya kaldığını sanıyordum. Elbette!
Se me der licença, como meu falecido pai a comprou como dote para minha irmã, ela então passou, em minha ignorância sobre a lei, de minha irmã para Sonya, a quem pertence.
Stu'ya göre babam daha iyiydi.
Stu achou-o melhor.
Morgan'ı Kaliforniya'ya annemle babamın yanına götürmenize yardım etmeye geldim.
Vim ajudar a levar o Morgan para casa, para a mãe e para o pai, na Califórnia.
Babam bir ilaç fabrikasında çalışmak için Meksika'ya gelmek zorunda kalmış.
Ele foi ao México... trabalhar com produtos farmacêuticos.
Rose, annemle babamın Şükran Günü için Porto Riko'ya gideceğini biliyor muydun?
Sabias que os pais vão para Porto Rico, na Acção de Graças?
Babam... ağabeyim... ya da her zaman görüştüğüm kuzenim gibiydi.
Era como se fosse meu pai... ou meu irmão, ou um primo que me visitasse muito.
Annemle babam, aşık olabileceğim ya da evlenip... çoluk çocuğa karışabileceğim ihtimalini hiç konuşmazlardı.
Os meus pais nunca falaram da possibilidade... de eu me apaixonar ou casar ou ter filhos.
Yeni Evlendik Tanrı'ya şükür ki babam haklıymış.
Graças a Deus, o meu pai tinha razão.
Babam Londra'ya gitmiş. Jane de mektubunda dayımın acele yardıma gelmesini istiyor.
O meu pai foi para Londres e a Jane escreve a pedir a ajuda imediata do meu tio.
Ya da babamın yalancı trafik haberleri vermek için radyoyu arayışını?
Ou como o pai costumava ligar para a rádio com informações de trânsito falsas.
Ya da daha önemsiz bir şey. Babamın annemle asla tanışamayışı ve buna bağlı olarak benim asla doğmamamla sonuçlanabilecek bir şey.
Ou algo menos importante resulta no facto de o meu pai nunca conhecer a minha mãe e consequentemente eu nunca nasço.
Anne, ya sen de, babam da gelmezseniz?
Mamã, e se tu não vens e o papá também não vier?
Anne babamız boşanmaya karar verdiği için buraya geldik. Turistik bölgeleri gezmek ya da Operadaki Hayalet müzikali için değil.
Estamos aqui porque os meus pais estão-se a divorciar, e nem apareceram na Oprah.
Bu aslında babamın beni İtalya'ya göndermek için uydurduğu bir bahaneydi.
Foi só uma desculpa para o meu pai me enviar para Itália, como prenda.
Ya babam haklıysa?
E se o meu pai tiver razão?
Benim yolumla hikaye anlatalı çok uzun zaman oldu, yapabilirmiyim ya da babam bana izin verecekmi bilmiyorum.
Já passou muito tempo desde que contei uma à minha maneira não sei se consigo, ou se o meu pai me deixará.
Belki askerlikten kalma ya da babamın sıkı disiplini ama göreve her zaman düşünmeden uymuşumdur.
Talvez por ter sido militar ou porque a ideia do meu pai sobre disciplina era apavorante... Sempre cumpri o meu dever com uma obediência cega.
Afrika'ya gittik çünkü babam bir asker.
Mudámo-nos para África porque o meu pai é soldado.
Annemi ya da babamı ara...
Liga à minha mãe, ou o teu pai.
Babam bu olağanüstü evi bize bıraktığında kardeşim Lars... ve bana... bizi ne tür sürprizlerin beklediğini bilmiyordum... ya da sonradan neler olacağını.
Quando o meu pai nos deixou esta mansão incrível, ao meu irmão Lars e a mim, não fazíamos ideia das surpresas que nos aguardavam, ou do que iria acontecer a seguir.
Ama orada devam eden bir savaş vardı ve benim ilahiyat fakültem bunu doğru bulmuyordu. Böyle olunca da babam bana İran'da ya da Necef'te çalışmamı söyledi.
Mas há guerra, e o meu seminário tão-pouco era demasiado bom, de modo que o meu pai me disse para estudar no Irão ou em Najaf.
Oh, Joe, cennetteki babamızın bizden ne istediğini ya da aklındakini anlamak çok zor.
É muito difícil saber o que quer de nós o Pai Celestial o que está pensando...
Ya da babamın deyişiyle "Perşembe akşamı."
O que o meu pai apelida de "quinta-feira à noite".
O da diğer bir Bobby ya da diğer bir Jim... babam gibi bir adam... olarak yetişirdi.
Ele teria crescido para ser mais um Bobby ou um Jim.. outro homem como o meu pai.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]