Yapacak bir işim var translate Portuguese
212 parallel translation
Neddie, Neddie, yapacak bir işim var.
Neddie, já tenho um emprego.
Yapacak bir işim var.
Tenho uma reunião de negócios.
Benim de yapacak bir işim var, biliyorsun. En az 5 saat.
Eu tambem tenho um dever a cumprir, sabe?
Hala yapacak bir işim var.
Ainda teno uma coisa a fazer.
Yapacak bir işim var. Sonra tekrar uğrayacağım.
- Vou só tratar de uma coisa e já volto.
Okulda yapacak bir işim var ve sonra...
Tenho uma última coisa para fazer na escola e depois...
Yapacak bir işim var.
- Tenho de entregar um recado.
Yapacak bir işim var.
Tenho trabalho.
Yapacak bir işim var, ve silahlar da bunun bir parçası.
Eu tenho um trabalho a fazer, E a arma faz parte dele.
Benim yapacak bir işim var.
Eu tenho de fazer uma coisa.
Bak, yapacak bir işim var ve onu yapacağım, tamam mı? Aramamın sebebi şu. Şehirde başka kimin olduğunu ve nedenini öğren.
Faço o trabalho, mas preciso que me saibas quem mais está na cidade e porquê.
Yapacak bir işim var.
- Não. Tenho deveres de casa.
Yapacak bir işim var.
Tenho um trabalho que fazer.
Yapacak bir işim var.
Temos um trabalho a fazer.
Benim yapacak bir işim var.
- Tenho de fazer uma coisa.
Yapacak bir işim var.
Tenho um trabalho a fazer.
Öğle yemeği randevum ve öncesinde yapacak bir dolu işim var.
Tenho um almoço marcado e muito para fazer antes disso.
Pardon, yapacak bir sürü işim var.
Agora que chegou, com licença. Tenho um milhão de coisas pra fazer.
Biliyorsun, bir saatim ve yapacak çok işim var.
Sabes que só tenho uma hora, e tenho muito que fazer.
Gerçekten yapacak bir hayli işim var.
Um negócio deveras importante para tratar.
Çıkıyoruz ama onun dışında benim de yapacak bir sürü işim var.
De vez em quando saímos juntos, mas pode acontecer que a gente não se veja durante um ano. Não temos nenhum compromisso, nem projectos.
Olamaz, yapacak bir sürü işim var.
Meu Deus, todo este trabalho para fazer.
Yapacak bir ton işim var.
Tenho coisas para fazer.
Bir hafta yatamam ben, yapacak bir sürü işim var.
- Não posso, tenho muito trabalho.
Yapacak bir iki işim daha var, ama çok uzun sürmez.
Tenho umas coisas para fazer, mas não demoro muito.
Yapacak bir düzine işim var.
Tenho muitas coisas para fazer.
Yapacak bir sürü işim var, artık devam etsek diyorum sen ne dersin?
Acho que devíamos correr.
Yapacak bir kaç ayak işim var.
Ainda tenho de comprar umas coisas.
Oteldeyim ve yapacak bir sürü işim var.
Estou no hotel e ainda tenho muito que fazer.
Bu adamlarla yapacak ufak bir işim var.
Tenho uns assuntos.
Yapacak bir sürü işim var.
Tenho tanto para fazer!
Saat çok geç oldu ve yapacak bir sürü işim var.
É muito tarde, e eu tenho muito que fazer. Eu...
Üzgünüm, yapacak bir sürü evrak işim var.
Lamento. Tenho uma pilha de papéis para tratar.
Mac, yapacak bir sürü işim var.
Tenho muito trabalho para fazer.
- Yapacak bir iki işim var.
- Tenho de fazer umas coisas.
Sen git kendi ülkenle ilgilen, yapacak bir sürü işim var!
Vai lá fazer essa tua viagem. Estou um pouco ocupado aqui.
Yapacak bir işim var.
Tenho uma coisa para fazer.
Benim yapacak başka bir işim var.
Eu tenho a minha subtracção a fazer.
Çocukların bana bir striptizci bulması güzel, ama yapacak çok işim var.
É bonito da vossa parte arranjarem uma stripper, mas tenho trabalho a fazer.
Yapacak çok işim var ama yeterince vaktim yok. O yüzden, başka uzun ve yorucu bir işe bulaşmadan önce kurtarılacak bir kariyerim var.
Por isso, antes de mais conversas longas e cansativas, eu tenho uma carreira para salvar.
Masamda yapacak bir ton işim var.
Tenho muito trabalho na minha secretária.
Hemen. Bugün yapacak bir sürü işim var, efendim. İş bekleyebilir.
Quero que se apresente ao Conselheiro Telnorri e que comece a ter sessões de aconselhamento diárias enquanto ele achar aconselhável.
Hallie, kız arkadaşını bu geceki martini partisine getirecek misin? - Yapacak bir sürü işim var.
Vais trazer a tua amiga à nossa festinha de hoje?
Yapacak bir çok işim var.
Tenho toneladas de trabalho para fazer.
- Yapacak bir sürü işim var.
Desculpe-me mas tenho mais que fazer.
Biliyor musun, aslında yapacak bir sürü işim var.
Sabes que mais? Tenho muito trabalho para fazer.
Yapacak bir sürü işim var.
Eu tenho um bocado de trabalho para fazer.
Merak ediyordum acaba, şey... Şey, yapacak bir sürü işim var, ve...
Agora estou preocupado por não ser inteligente como a Leela, mas sinto-me aliviado por ser mais bonito do que ela.
Yapacak bir sürü işim var zaten.
Tenho muito trabalho a fazer.
Üstelik yapacak bir sürü işim var.
Há tanto o que fazer.
Manny, bu gece yapacak bir kaç işim var. Yani, sen neden Bay Akira'yla çıkıp bir şeyler içmiyorsun?
Hum, Manny, eu tenho um serviço para fazer esta noite, hum, porque não sais e bebes uns copos com o Sr.Akira?
yapacak bir şey yok 96
yapacak bir sürü işim var 20
bir işim var 34
işim var 162
işim vardı 18
yapacağım 517
yapacağız 90
yapacak 54
yapacaksın 87
yapacak işlerim var 158
yapacak bir sürü işim var 20
bir işim var 34
işim var 162
işim vardı 18
yapacağım 517
yapacağız 90
yapacak 54
yapacaksın 87
yapacak işlerim var 158