Yağmur yağıyor translate Portuguese
586 parallel translation
Yağmur yağıyor.
Está a chover...
- Yağmur yağıyor. Çıkmak istemem.
- Está a chover, prefiro ficar aqui.
Yağmur yağıyor!
Porque não abres o guarda-chuva? Está a chover!
Yağmur yağıyor.
Está a chover.
Çok yağmur yağıyor.
Está a chover muito.
Buraya her geldiğimde yağmur yağıyor.
Que tempo! Sempre que venho para o campo, é assim, chove!
- Yağmur yağıyor, değil mi?
- Sim. Está a chover, não está?
- Yağmur yağıyor.
- Choveu.
- Yağmur yağıyor. Brandayı açın!
Peguem na vela.
Bir saatten önce kapatmazlar. Ve de çok yağmur yağıyor.
Só fecham daqui a uma hora e chove a potes...
Altı gündür yağmur yağıyor.
Seis dias de chuva.
Kocam dışarıda bir yerde, yağmur yağıyor ve ikimiz de içiyoruz.
O meu marido anda por aí, está a chover e nós a tomar copos.
Sabah saat 10, yağmur yağıyor.
São 6 horas da manhã. Chove.
Sanki yağmur yağıyor gibiydi.
E tão perto como a chuva.
- Yağmur yağıyor.
- Está a chover!
- Yağmur yağıyor.
- Chove!
Ama hala yağmur yağıyor.
Mas ainda está chovendo.
- Yağmur yağıyor. - Hayır, yağmıyor.
Está a chover.
Mario açsana oğlum şu şemsiyeleri Görmüyor musun yağmur yağıyor?
Mário, dá cá os chuços. Não vês que está a chover?
Yağmur yağıyor mu arada?
Às vezes chove?
- Yağmur yağıyor.
- está a chover.
- Ya ben rüya görüyorum, ya da yağmur yağıyor!
- Ou sonho ou chove!
Yağmur yağıyor.
Está a chover. Venham ver.
Yine yağmur yağıyor.
Exército Chuva fraca, mas chuva.
Pittsburgh'dayım, yağmur yağıyor.
Estou em Pittsburgh e está a chover.
Dışarıda çok yağmur yağıyor.
Tempestade.
Yağmur yağıyor.
Mas está a chover e...
Sen de çok ıslaksın. - Evet efendim, yağmur yağıyor.
Também está encharcado.
Yağmur yağıyor olsaydı durduğunuz yerde boğulurdunuz.
Se estivesse a chover, ficaria encharcado onde está.
El işlerinde yetenekliyim. Dışarıda yağmur yağıyor mu?
Sou muito hábil com as mãos ¿ Sabe se está a chover?
Aa, hala yağmur yağıyor.
Ainda está a chover.
Londra'da çok yağmur yağıyor.
Chove muito em Londres.
Üstelik bir de yağmur yağıyor.
Alem do mais, está a chover.
Sanki kuşatma altına alınmış bir kaleye atıIan oklar gibi şiddetli yağmur yağıyor.
É como estar num castelo sitiado, as flechas do inimigo que atacam contra as ameias.
Yine yağmur yağıyor.
Voltou a chover.
Bruno... yağmur yağıyor!
Bruno! Chuva!
Yağmur yağıyor ve Riverside Park'ta saha kaygan.
Chove e a pista está molhada, em Riverside Park.
- Yağmur yağıyor.
Um grande sorriso.
Her zamanki gibi yağmur yağıyor.
Está a chover, como sempre.
- Hey, patron, yağmur yağıyor.
- Patrão, está a chover.
Bize bahşedilen Yağmur yağıyor ve çok geç oldu.
Com a chuva.
Yağmur mu yağıyor?
Chuva, hã?
Cennet yağmur oldu yağıyor!
Chuva do céu!
- Yağmur mu yağıyor?
- Está a chover?
Kont buraya hiç yağmur yağmadı sanıyordun ama görüyorsun sağanak yağıyor!
Caro conde, pensava que aqui na Sicília não chovia'? Chove a cântaros.
Yağmur mu yağıyor?
Está a chover?
Gece uyanık olacağım, yağmur şiddetli yağıyor.
A chover assim no meu quarto, não vou conseguir dormir.
Yağmur yağıyor, yağmur yağıyor!
Peguem os cobertores!
Yağmur hâlâ yağıyor.
Continua a chover.
Yağmur mu yağıyor?
" Chove?
- Yağmur mu yağıyor efendim?
Está chovendo, Diretor?
yağmur yağıyordu 31
yağıyor 16
yağmur 95
yağmur mu yağıyor 23
yağmurda 16
yağmur geliyor 16
yağmur başladı 20
yağmur yağacak 48
yağmur durdu 32
yağıyor 16
yağmur 95
yağmur mu yağıyor 23
yağmurda 16
yağmur geliyor 16
yağmur başladı 20
yağmur yağacak 48
yağmur durdu 32