English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Y ] / Yolcu

Yolcu translate Portuguese

2,494 parallel translation
- Yolcu gemisi ha?
- Um navio de cruzeiro? - Sim.
Hepsi de Polinezya yolcu gemilerinin popüler duraklarıdır.
São todas paragens populares de cruzeiros polinésios.
Yani bu adam yolcu gemisiyle seyahat ediyor ve gemi limana yanaştığında kurbanlarını takip ediyor.
Então ele viaja de cruzeiro e persegue as vítimas em terra firme quando atracam.
O adaları dolaşa bir yolcu gemisi bu.
Ele faz excursões naquelas ilhas.
İki geminin de yolcu listesini kontrol ettim ve ikisinde de yer alan bir isim var :
Verifiquei as listas de passageiros, há um nome que aparece em ambas.
SONSUZLUK YOLCU GEMİSİ KAUAI LİMANI
CRUZEIRO ETERNITY PORTO DE KAWAI
Yolcu gemisinde kimse kravat takmaz.
Num cruzeiro ninguém usa gravata.
Ta ki, Kuldevi'ye yolcu taşıyan otobüs Kulbhata'dan geçmek zorunda kalana kadar.
Até um autocarro que transportava alguns passageiros para Kuldevi... teve que passar por Kulbhata.
Seni yolcu edeyim.
Acompanho-te até à porta.
Jet yolcu uçağı veya kargo uçağı olabilir.
E não importa que fossem de passageiros ou de carga ou assim.
Merhaba, hoşça kal. Yolcu var ve gitmek zorundayım. Gitmeliyim.
Tenho uma corrida..... e tenho de ir, tenho de ir.
Yolcu Clark Poundstone Washington D.C.'den Amman, Ürdün'e gitmiş.
Passageiro : Clark Poundstone. Viajou de Washington DC para Amã, na Jordânia.
Bir yolcu, Walter.
Um viajante, Walter.
Marion, şu yolcu susamıştır.
Marion, o viajante deve ter sede.
Kanatlarımız altına alınmış Polonya asıllı kaçak bir yolcu.
O polaco que o velho bêbado trouxe debaixo da sua asa.
Bir yolcu olarak doğdum.
Eu nasci passageira.
Bir daha asla yolcu uçağında uçmam.
Não volto a voar em voos comerciais.
Binlerce yolcu havaalanlarında bekliyor ve bir sonraki uçuş için bir hafta bekleyebilecekleri söyleniyor.
Milhares de passageiros estão retidos e foi-lhes dito que pode demorar uma semana, até poderem voltar para casa.
Ve sende Liverpool'dan alınan genç Earnshaw'sun. Küçük Hintli gemici. Kaçak yolcu.
És quem o Earnshaw trouxe de Liverpool, o lascar, o clandestino.
O zaman şimdi yolcu bir seçim yapmak zorundasın.
Bem, peregrino. Tens uma escolha.
Çabuk düşün yolcu.
Pensa rápido, peregrino.
Uzun bir süre önce bir gemi geldi İçinde ne yolcu ne de mürettebat vardı.
Há muito tempo atrás, um navio atracou sem tripulação e com um passageiro.
Tek yolcu sizdiniz.
Você era o único passageiro.
Bizi yolcu etmeye mi geldi?
Ele veio ver-nos ou o que é isto?
Beni yolcu etmeye gelsenize, çok eğlenceli olacak.
Porque não me vêm ver descolar? Vai ser divertido.
Yolcu gemisinden düştüm ama toparlandım.
Caí de um navio de cruzeiro, mas estou de volta.
Hayır hayır, yolcu koltuğuna geç.
Não, do lado do pendura.
Nihai yolcu neye ölecek kadar değer verir?
porque é que o passageiro terminal deseja - morrer? - Não sei.
Yolcu tarafının etrafından dolaşsan sorun olur mu?
Importas-te de vir para o passeio?
Yolcu bırakmış.
Uma espécie de telescópio? É de um cliente.
26 dakika seyahatten sonra yolcu, Amir'in onu aldığı yerde inmiş.
Ele andou durante 26 minutos e depois foi deixado na mesma esquina que Amir o apanhou.
Ama neden bir yolcu, Amir'in önünde bir depo ünitesinden bahsetsin ki? Hele de ona komplo kuracaklarsa?
Mas porque um passageiro falava do armazém na frente de Amir, ainda mais se fossem incriminá-lo?
Bir yolcu, terör planını açık açık tartışmaz. Ama bir sürücü yapar.
Um passageiro não falava sobre uma trama terrorista, mas um motorista, sim...
Ekipler taksi durağına, kullandığı taksideki parmak izlerini almaya gidiyor. Ancak birden çok sürücü ve yolcu olduğundan, her takside yüzlerce iz olacak.
Equipes estão indo à garagem de táxi para coletar digitais dos carros, mas, com tantos motoristas e passageiros, serão centenas de digitais.
Eğer yanlış bir çip, yolcu uçakları ya da nükleer denizaltıların içine girerse...
Estes chips foram feitos para aviões comerciais ou para os nossos submarinos nucleares...
YOLCU ENGLISH KOLTUK 6a
PASSAGEIRO ENGLISH ASSENTO 6a
23 numaralı yolcu temiz.
O passageiro 23 está livre.
9 numaralı yolcu temiz.
O passageiro 9 está livre.
Sezon 3, Bölüm 17 Kaçak Yolcu
ItalianSubs + PT-Subs Fringe S03E17
Yolcu koltuğundan örnekler alayım.
Vou recolher amostras do lado do passageiro.
- Cennete kaçak yolcu mu diyorsun?
- Uma passagem clandestina para o Céu? - Sim.
Kan iki sürücüyle de uyuşmadı ama kimliği belirsiz erkeğin otobüslerden birindeki bir yolcu olduğu düşünülmüş.
O sangue não coincide com nenhum dos motoristas, mas o desconhecido foi considerado passageiro de um dos autocarros.
Arabanın yolcu koltuğuna oturturum.
Podia colocá-lo no banco do passageiro.
Ben sizi yolcu edeyim.
Vamos, eu acompanho-o.
Balıkçı teknesi Santuzza yaklaşık 25 mil güneydoğu açıktayız ve bir kaçak yolcu taşıyan bir bot saptadık, ne yapalım?
Aqui, barco de pesca Santuzza. Estamos 25 milhas a sudeste. Avistámos um barco com clandestinos.
Dallas Uçuş 2013 için son biniş çağrısı, yolcu Diana Mayer.
Última chamada para Dallas. Voo 2013. Passageira Diana Mayer.
Yolcu tarafı temiz!
Lado do passageiro vazio!
Yani evine gidip eşyalarını toplayıp ilaçlarını yeniden doldurarak onu yolcu etmem gerek.
Tenho de ir a sua casa, buscar umas coisas, recarregar os seus remédios, e enviá-los.
Evet, yolcu McGregor'u anons etmeniz gerek
Preciso que faça uma chamada para o passageiro McGregor,
Nasılsın yolcu?
Viva, peregrino.
Ben yolcu değilim.
Não sou peregrino.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]