English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Y ] / Yüzbaşı harris

Yüzbaşı harris translate Portuguese

54 parallel translation
Yüzbaşı Harris, Polis Komiseri Hurst burada.
Capitão Harris, o Comissário da Polícia Hurst está aqui.
- Bir sorununuz mu var Yüzbaşı Harris?
- Tem algum problema, Capitão Harris?
Yüzbaşı Harris için doğum günü hediyesi alıyordum.
Ia comprar o presente de anos do Capitão Harris.
Yüzbaşı Harris bu olanları öğrenecek!
O Capitão Harris vai saber disto!
6. Birim'den Yüzbaşı Harris'e.
Unidade 6 para o Capitão Harris.
- Yüzbaşı Harris!
- Capitão Harris!
Yüzbaşı Harris.
Capitão Harris.
Yüzbaşı Harris'in karakolunda bu iş böyle yapılır.
É assim que se faz no precinto do Capitão Harris.
Biliyor musunuz, Yüzbaşı Harris böyle kaytarmanızdan... hiç hoşlanmayacak.
Sabem, o Capitão Harris não vai gostar desta... escapadela.
- Vay, Yüzbaşı Harris.
- Capitão Harris.
- Yüzbaşı Harris nasıl?
- Como está o Capitão Harris?
Yüzbaşı Harris.
Desculpe.
Ben Yüzbaşı Harris!
É o Capitão Harris!
Yüzbaşı Harris Miami'de yapılacak Ulusal Emniyet Amirleri Toplantısına katılacak. En prestijli havayollarından iki adet birinci sınıf bilet ayırtmak istiyor.
O Capt. Harris irá participar... na Convenção Nacional de Chefes da Polícia, em Miami Beach, e quer dois bilhetes em primeira classe a bordo do vosso voo mais prestigioso.
Yüzbaşı Harris hariç herkesi karşıladık.
Cumprimentámos toda a gente, excepto o Capt. Harris.
- Yüzbaşı Harris, sizi orada görmedim.
- Capitão Harris, não o vi aí.
- Yüzbaşı Harris?
- Capt. Harris?
- Yüzbaşı Harris.
- Capt. Harris.
Ayrıca polislerden biri fedakarca hayatını tehlikeye atarak Yüzbaşı Harris'i mutlak ölümden kurtardı.
Além disso, um agente, desinteressadamente... e arriscando a própria vida, salvou o Capitão Harris de uma morte certa.
Yüzbaşı Harris.
O Capt. Harris.
Yüzbaşı Harris!
Capitão Harris!
Yüzbaşı Harris'in söylemek istediği ekibinin her türlü yardıma şükran duyduğu.
O Capitão Harris está a tentar dizer que o departamento dele agradece... -... toda a ajuda que obtiver.
Ama Yüzbaşı Harris'in ekibinde köstebek bulunması ihtimali yüzünden vali ekibi mıntıka dışından seçti.
Mas devido à possibilidade de fuga de informação no departamento o Governador escolheu uma equipa fora da esquadra.
Yüzbaşı Harris, Müdür Hurst Komutan Lassard'ı tanıdığınızdan eminim.
Capitão Harris, Comissário Hurst conhecem, certamente, o Comandante Lassard.
Yüzbaşı Harris?
Capitão Harris?
- Teşekkürler Yüzbaşı Harris.
- Obrigado, Capitão Harris.
Bir şey hatırlarsan hemen Yüzbaşı Harris'i ara.
Se se lembrar de mais alguma coisa, ligue para o Capitão Harris.
- Ne var Yüzbaşı Harris?
- Sim, Capitão Harris.
Yüzbaşı Harris, yardımınız gerekince, emin olun ki, isteyeceğim.
Quando quiser a sua ajuda, Capitão Harris, descanse que vou pedir-lhe.
Union Towers binasındaki gizli göreve Yüzbaşı Harris ve Teğmen Proctor çıkacak.
Mandamos o Capitão Harris e o Tenente Proctor infiltrarem-se no edifício da Union Towers.
Yüzbaşı Harris, katkılarınız için Teşekkürler.
Obrigado pela contribuição, Capitão Harris.
Yüzbaşı Harris, oturun lütfen.
Mas agora, Capitão Harris, se não se importa, sente-se.
Yüzbaşı Harris, vali hemen sizinle görüşmek istiyor.
Capitão Harris, o mayor quer falar consigo logo que possa.
Yüzbaşı Harris, duymak istediğim bu değil.
Não é isso que quero ouvir, Capitão Harris.
Bu sabah, kimliği belirsiz bir ihbar üzerine Yüzbaşı Harris ve ben odalardan birini aradık.
Esta manhã, segundo uma pista anónima o Capitão Harris e eu revistámos um dos vossos gabinetes.
Dinleme uzmanımız Yüzbaşı Harris de bize katılacak.
Capitão Harris, o nosso perito em vigilância, acompanhar-nos-á.
Yüzbaşı Harris, 515.
Capitão Harris, 515.
Yüzbaşı Harris, siz göstersenize.
Capitão Harris, talvez o senhor possa exemplificar.
Yüzbaşı Harris'le tanışmanı istiyorum.
- Posso apresentar-lhe o Capitão Harris?
Yüzbaşı Harris.
- Capitão Harris.
Tabip Yüzbaşı Harris kâğıtları işyerine gönderdi.
O Dr. Capitão Harris intimou-me no escritório.
C Bölüğü Öğrenci Yüzbaşısı Robert Harry liderliğinde.
A Companhia C é liderada pelo Cadete-capitão Robert Harris.
Yüzbaşı Thaddeus Harris, İl Emniyet Müdürlüğündenim.
O Capt. Thaddeus Harris, do Departamento de Polícia Metropolitana.
Ben Yüzbaşı Thaddeus Harris. Bu vakada kullanmak için Amerikan dinleme cihazları getirdim.
Capitão Thaddeus Harris e nesta mala tenho equipamento de escuta de alta tecnologia americana.
Harris, telsizle yüzbaşıya ulaşmaya çalış.
Harris, tenta comunicar com o tenente pelo rádio.
Yarbay Harris'in patronu, Yüzbaşı Beck... Harris'in sıradan bir yurtdışı hizmetlisi olduğunu söyledi. Heyecanlı yada sıra dışı bir şey yok.
O chefe de Harris, Capitão Beck, disse que o Harris tinha serviços no exterior, nada de especial ou fora do comum.
Yüzbaşı Beck size Yarbay Harris'i geçen yaz eve döndükten sonra görmediğini söyledi, değil mi?
O Capitão Beck disse não ter visto o Comandante Harris desde que voltou a casa - no último verão, não foi?
Harris'i tanırdınız yüzbaşı.
Capitão, você conhecia o Harris.
Sadece Harris'in patronu. Yüzbaşı Beck.
Somente o chefe do Harris, o Capitão Beck.
Yüzbaşı Harris geldi.
O Capitão Harris está à entrada.
Bak, Harris Edwards'ı on beş yıldır tanırım. CENTCOM'da sıradan bir yüzbaşı olduğundan beri.
Ouça, conheço o Harris Edwards há 15 anos, desde que ele era um modesto capitão na CENTCOM.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]