Zinciri translate Portuguese
947 parallel translation
Bay Wynant'ın saat zinciri.
É a corrente do relógio do Sr. Wynant.
Sonra, saat zinciri dışında Wynant'ın bütün giysilerini yok etti.
Depois, destruiu as roupas do Wynant, excepto a corrente do relógio.
Bu kir pas içindeki çapa zinciri kimin ola?
Que corrente de âncora é esta enferrujada e barulhenta?
@ Yeni bir elbise alacağım ve zinciri sallayacağım @
Compro um novo fato e sacudo a corrente
- Saati ve zinciri!
Creio que sim. Olha o que me deu :
Evet, ama Midway zinciri tarafından satın alındı.
Sim, mas foi adquirido pela cadeia Midway.
Sadece zinciri olan emekçiler birliği.
Existe Marx? Que dizia que o proletariado nada... tinha a perder excepto as suas correntes.
- Ve bu pirinç zinciri çaldığın için!
- E este por roubar um cordão de ouro!
Zinciri getir.
Levantar o elevador.
Aslında efendim, zinciri kıskançlık tamamlar.
Na verdade, meu caro senhor, isso completa o círculo.
Seni garanti ederim ki buradan ülkenin içlerini kadar her yere Cherne sülalesinden oluşan ölüler zinciri yaparım.
Garanto-te que haverá uma fileira do Chernes mortos daqui até o território.
Ayak bileklerimdeki zinciri kır.
Corte as correntes dos meus pés.
Emir komuta zinciri var ve bu konu hata kabul etmeyecek kadar ciddi.
Têm uma cadeia de comando e isto é grande de mais para permitir erros.
Şikago'nun dışında süpermarket zinciri işletiyorum.
Dirijo uma cadeia de supermercados no subúrbio de Chicago.
Süpermarket zinciri demek...
Cadeia de supermercados...
Bayan Mary Beecher zinciri kopmuş bu haçı tanımladı, Onu, ölü Apaçinin saç bandından aldığım sırada oradaydı,..
Senhorita Mary Beecher identificou esta cruz com esta corrente quebrada, como sendo a que eu retirei do corpo do Apache.
Eğer normal komuta zinciri etkisiz hale getirilmiş ise.
Se a rede de comando normal for alterada.
Ve saklandığı yerden çıkan 10. 000 altın halkadan oluşan muhteşem Nemrut Dağı zinciri.
E, do seu esconderijo, veio a fabulosa corrente de Nimrud-Dag dos 10. 000 elos de ouro.
Bir düşünce zinciri yarat.
Inicie um pensamento.
Yüzbaşι Tyreen... bir kez daha ülkenizin bayrağι altιnda hizmet edebilme fιrsatι... hapiste o zinciri sürüklemekten daha cazip geliyor mu?
Capitão Tyreen, a possibilidade de servir a bandeira do seu país, outra vez, parece mais atraente do que arrastar as correntes nesta prisão?
- Komuta zinciri bir ilmik gibidir.
- A cadeia de comando é uma cilada.
Ross kapıya gitmiş, zinciri içerden açmış.
O Ross soltou a corrente da porta por dentro.
Bildiğiniz gibi, gerçek Thomas, Christiansen ve Berkeley... İngiliz karşı casusluğu için çalıştıkları sırada... bütün İngiltere'de bir ajan zinciri kurma işinden sorumluydular.
Como sabe, os verdadeiros Thomas, Christiansen e Berkeley, enquanto trabalhavam para a contra-espionagem britânica, foram responsáveis pelo estabelecimento de uma rede de agentes na Grã-Bretanha.
Köpeğin zinciri olmalıydı.
O cão devia andar de trela.
Tina, zinciri aç.
Tina, tira a corrente!
Düşüncelerinize vurulan zinciri kırın göreceksiniz ki bedeniniz de zincirlerini koparıp atacaktır.
Rompa os grilhões de seu pensamento, e você rompe os grilhões de seu corpo também.
Bir de Bay Big var, Fillet Of Soul restoran zinciri aracılığıyla dağıtım ve toptan satış.
Depois há o Sr. Big, distribuidor e grossista da cadeia de restaurantes Fatia D'Alma.
Sözde cinayet zinciri soruşturmasını yürütüyor.
Está à frente da investigação dos chamados crimes do justiceiro.
D'Agastino Marketler Zinciri.
D'Agastino's.
Zinciri de tartmadınız ya?
Não pesou a corrente, pois não?
Hayır, zinciri tartmadım.
Não, não pesei a corrente.
- Sanırım Tricatel şirketler zinciri.
- Creio ser a cadeia Tricatel.
Su zinciri sizin için yaptim.
Fiz esta corrente para si.
Bir saat zinciri.
É uma corrente de relógio.
Aynı miktarda boyun zinciri.
O mesmo número de coleiras, senhor.
İki yüz elli boyun zinciri.
Duzentas e cinquenta coleiras.
Bu köylü bir genelevler zinciri açıp tavuk lokantaları gibi reklam yapmamızı öneriyor.
Um amigo meu teve a ideia de montar uma cadeia de casas de putas e anunciá-la como quem anuncia galinha frita.
Şu zinciri getir.
Traz essa corrente.
Bana zinciri ver!
Passa-me a correia!
Tak şu zinciri, ve unutma...
Usa isto para te lembrares.
Herkes çılgınlık olduğu bilir ve her ülkenin bir mazareti vardır....... Kasvetli bir neden zinciri var...
Todos sabem que é uma loucura, mas todos arranjam desculpas para a preparar. As causas encandeiam-se sinistramente :
Çeşitlilik istiyor. Gerçi, tekstil işinde olsak da mağaza zinciri işini biliyoruz. Evet... yaklaşık 40 dükkanlık bir lokanta zinciri.
Ele pretende diversificar, associando o nosso grupo, especializado em têxteis... mas com experiência de franchising na distribuição com uma cadeia de cerca de 40 lojas de alimentação.
Zinciri çekin.
Tire a corrente!
Zinciri çöz ve beni çıkar.
Tira estas correntes e deixa-me sair!
Şimdi bu güzel zinciri hissettiğinde çığlık atmanı istiyorum. Hadi uyan.
Portaste-te bem... se gritares ainda vai saber melhor.
Bu vakadaki imkansız olan ihtimaller cinayet zinciri ile bağlantısı olmadığı anlamına gelmez.
Sim. Sabe, o impossível neste caso é que... a cadeia de assassinatos não tem sentido.
Ayar zinciri kaydı.
A corrente reguladora soltou-se.
Zinciri bozma! Tehlikeli.
Não quebrem a cadeia!
Gerçekten şaşırtıcı bir olaylar zinciri karşıma çıktığı zaman, hep birinin gelişiyle başlar sanıyorum bu kez o kişi Bay Godfrey Noble oluyor.
- tem uma voz de anjo, Watson - quando fui surpreendido por vários acontecimentos extraordinários. A começar pela chegada daquele que presumi ser o Sr. Godfrey Norton.
Bu, olay zinciri kesinlikle ilginç ve sıradışı.
O encadear dos acontecimentos é extremamente interessante.
Ayar zinciri.
Corrente reguladora.