English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Ç ] / Çalındı

Çalındı translate Portuguese

2,424 parallel translation
Bu dediğim, bir buçuk sene önce olmuş. Shirley'de çözülmemiş bir banka soygununda 100.000 dolar çalındığı sıralarda.
Isso foi há um ano e meio, na época de um assalto a um banco não resolvido em Shirley, de 100.000 dólares.
- Basına sadece 100.000 dolar çalındı demişler.
- Divulgaram que foi 100 mil dólares.
Şemaları 8 ay önce çalındı.
Os diagramas foram roubados à 8 meses.
İnan bana, Frankie bunların çalındığını asla ihbar etmez.
Acreditem em mim, Frankie nunca vai denunciar este material roubado.
Babası dün silahın çalındığını ihbar etmiş.
O pai dele apresentou uma queixa por roubo da mesma, ontem à noite.
Birkaç kampanya çalışanı, cumartesi günü seçim arabasının çalındığını ihbar etmiş.
No sábado de manhã, alguns trabalhadores da campanha participaram o roubo do carro.
Bu "Hediyelerin" Çoğu Ya Çalındı Veya Kayıp
Muitos desses "presentes" WS Roubado ou perdido SÃO AGORA
Sabah saat 1-2 gibi kapım çalındı...
Ele batia à minha porta às 2 ou 3 da manhã...
Bu sayede kayıp testereyi bildirmiş olurum, çalındığı ortada olsada.
Assim posso apresentar um relatório sobre a serra que claramente foi roubada.
Tak, tak, tak. Sabahın sekizinde kapım çalındı.
Às 8h00, vieram bater-me à porta.
Kapı çalındı.
Bateram à porta.
Müdür temizlikçinin dolabının da kırılmış olduğunu ve süpürgenin çalındığını söylemiş.
Está bem. O gerente disse que o armário da empregada também foi arrombado e um aspirador foi roubado.
Gerçeğinin çalındığını duydum.
Ouvi dizer que o quadro verdadeiro foi roubado.
HPD bu sabah arabasının çalındığını ihbar ettiğini söylüyor.
Ele informou o roubo do carro pela manhã.
Kaç gecedir Farrington'da bir çatı katını odaya çevirmeye çalışıyorum. O yüzden bu sabah işten çıkana kadar arabanın çalındığını fark etmedim.
Tenho trabalhado na conversão de um loft na Farrington, por isso não notei o desaparecimento até que saí do trabalho hoje cedo.
Bir dakika. Spenser arabasının Farrington'dan çalındığını söylemişti.
Espera, o Spenser disse que o carro foi roubado na Farrington.
Evet. Bırakmayınca da Spenser arabanın çalındığı ihbarında bulundu. Siz de bizim Han'ın katil olduğunu düşüneceğimizi sandınız.
Quando ele não entregou, o Spenser informou o roubo do carro, vocês pensaram que acharíamos que o Han era o assassino.
- Çalındı.
- Foi roubada.
Araban mı çalındı? Ne zaman?
O seu carro foi roubado?
"Nihayetinde çalındı kapı. " Sanmıştım ki ben de kilitlemek için yoktu kapının kilidi. "
Finalmente, um bater à porta, e lembrei-me da porta sem fecho a ser fechada.
Bil bakalım az önce kimin arabasının çalındı haberi geldi.
Advinha que carro foi dado, como roubado?
Ne kadar çalındı?
- Quanto foi roubado?
Yakın zamanda 20 binimin çalındığını hatırlatmalısın.
Tem de me lembrar que acabei de perder 20 mil?
Pekâlâ. Şerif Hughes bazı eşyaların çalındığını doğrulamış.
Então o Xerife Hughes confirmou que houve uma série de roubos de equipamentos.
- Kendisine ait eşyaların çalındığına dair bir şey söyledi mi peki?
Ele mencionou que o seu equipamento foi roubado?
Hadi ama. Evliliğimin ilk gününde tüm paramız ve mücevherlerimiz çalındı ve kocam kayıplara karıştı.
Diz a verdade, o meu primeiro dia de casada, todo o dinheiro e jóias roubadas e o meu marido desapareceu?
Büyük büyükbabam devrim sırasında onu kışlık saraydan yağmalamış. Şimdi ikinciye çalındı.
Agora, foi roubado duas vezes.
Şu anda valizin nasıl çalındığını biliyoruz, kimin çaldığını bulabiliriz, Gerçek eğlence başlasın.
Agora que sabemos como a mala foi roubada, podemos descobrir quem fez isso, agora começa a diversão.
Valiz odasından çalındı,
Roubaram da sala de bagagens,
Seninki de mi çalındı?
- Também roubaram a sua?
Evet. Çalındı mı?
Sim. "Também"?
Ya Palo Alto'da çalındı ve buraya getirildi ya da Kitch buraya geldi ve araba burada çalındı.
Ou foi roubada em Palo Alto e trazida até aqui, ou o Kitch conduziu até aqui, e então foi roubada.
Ayrıca Cherokee marka bir cipin park yerinden çalındığı bildirildi.
Um Cherokee foi roubado do estacionamento.
Sanırım çalındı. Gerçekten mi?
Acho que foi roubado.
Arabanın çalındığına dair ihbar gelince sürücüsünün kimliği bir türlü saptanamamış.
Não foi possível provar se o dono o conduziu naquela noite.
Lord Tyrion kendisinden çalındığını söyleyecektir.
O qual Lorde Tyrion dirá que lhe foi roubado.
Çalındığı rapor edilmiş mi?
Ele declarou o roubo?
Bu hafta park halindeki araçlardan 8 radyo çalındı. Burada! Her türlü düzen bozukluğuna karşı dikkatli olmalıyız.
Só esta semana, roubaram 8 autorádios de carros estacionados, durante a noite, aqui!
Yoksa bunun dışında çalışmaz... Geçmişin etin ve kanındır.
Só que não é assim que funciona o teu passado está na tua carne e sangue.
Sonra buraya taşındım, ambulansta çalışmaya başladım.
Voltei aqui e depois comecei a trabalhar na ambulância.
Senin çalıştırıcındı.
Ele foi o seu instrutor.
O zamanlar çalışan öğretmen geçen sene başka şehre taşındı.
O último professor que trabalhou naquela época mudou-se do estado no ano passado.
- Ne yani çalındı mı?
Foi roubada?
- Elden ne gelir? - Adam Central Park'ta,.. ... dünyanın en tanındık yerinde... vurulmamış olsaydı kocan pazarları çalışmazdı.
Se o cara não tivesse levado um tiro no Central Park, um dos lugares mais famosos na Terra, seu marido não estaria trabalhando aos domingos.
O sadece hastalığıyla savaşarak yaşamaya çalışan masum bir kadındı.
Era apenas uma... Mulher inocente a tentar viver normalmente enquanto lutava contra a doença.
Davayı üst mahkemeye taşımaya çalıştım. Hatta bunun için buraya taşındım.
Tentei apelar, vim morar aqui por isso.
Kazaklar 200 yıl önce bu dağlara sığındıklarından beri yavru kartalları çalıyorlar.
Desde que os cazaques fugiram para estas montanhas há quase 200 anos, eles vêm roubando filhotes de águias.
O zaman belki senin dikkatini çekmeye çalışan senin karındı.
- Claro. Se calhar foi a sua mulher a tentar ter a sua atenção.
Çalışmaları bırakalı uzun zaman olduğunun farkındasındır.
Percebes que deixaste os teus estudos há algum tempo.
Ev arkadaşım taşındı, ve ben internetten yeni birini bulmaya çalışıyorum Gurjit bana bir eve ihtiyacı olduğunu söylediğinden beri
O meu colega mudou-se e eu procurava outro para dividirmos quando o Gurjit se interessou pela vaga.
Bir süre Washington'ta çalıştı, Sonra tekrar buraya taşındı.
Trabalhou em Washington uns tempos, e mudou-se para cá.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]