Çift translate Portuguese
10,490 parallel translation
Çok hoş bir çift oldular.
Eles fazem um casal bonito.
Çift kişiliğim var.
Tipo, vida dupla.
Üç çift yüzücü gözlüğüyle birkaç CD'sini buldum.
Encontrei três pares de óculos de natação, e alguns CDs no meu carro.
Lux'ta çift mesai yapabilirim.
Posso fazer dois turnos no bar.
O zaman çift taraflı gireriz.
Boa jogada.
- Sullivan adlı. Orada ı garson, gece haftada bir çift.
Sou empregada de mesa lá, duas noites por semana.
Şimdi Nisan var, bir çift, kar yere üç ayak,
Estávamos em abril, com 60, 90 cm de altura de neve no chão,
Okulda aldığı uzaklaştırmalar çift haneli sayılara ulaşmış.
Ele tem dois dígitos de suspensões na Escola.
Güzel bir çift ayakkabı.
Sapatos bonitos.
Onu, kendisini anlayan bir çift kulaktan mahrum tutamam.
Não lhe posso negar um bom ouvido.
Eğer bir çift tahta terlik giyseydim, bu beni Hollandalı yapmaz mıydı?
Se eu usasse um par de tamancos seria, porventura, holandês?
Bir çift alabilir miyim?
Arranjas-me um par?
Sayende o çift bugün hayatta kaldı.
Aquele casal está vivo graças a ti.
Tatile çıkmayı ve bir çift olmayı düşündük.
Pensámos que vir de férias podia consertar o casamento.
Sende bir çift var, etrafa iftira atıyor. Silahı tutanın ben olduğum düşünülürse.
Tens um valente par, para estares a fazer essas acusações, considerando que quem tem a arma sou eu.
Birkaç hafta önce o çift onu aldıktan hemen sonra bir tür nöbet geçirmiş.
Teve um tipo de convulsão... depois do casal o ter resgatado, semanas atrás.
- Çift vardiya çalışıyordum.
- Estava a fazer um turno duplo.
Bak, Cat. çift vardiya çalışıyorum.
Ouve, Cat, estou a fazer um turno duplo.
Bu ürkütücü çift cinayet yukarıdaki büyük yatak odasında yaşanmış. Donovan'ın hayaletini bulmak için en olası yer orası.
Esse assassinato duplo horrível ocorreu lá em cima no quarto principal, o local mais provável para achar o fantasma Donovan.
- Doğru hatırlıyorsam çift cinayetti.
Duplo homicídio, se estou certo.
- Çift cinayeti kastediyorsun.
- Referes-te ao homicídio duplo.
Çift taraflı kazanç diyemem ama ona en yakın bu olabiliyor bu durumda.
Não é o que chamaria de situação de ganho para todos... mas é o melhor que poderemos conseguir disto.
Dolandırıcı Connie, Tek Göz, Çift Göz,
Con Artist Connie, One Eye, Dois Olhos,
Çift Göz olmaz.
Dois Olhos não serve.
- Her evli çift kavga eder.
Todos os casais discutem.
Parasını ödemek için evi çift ipotek ettirdik.
Tivemos de fazer uma dupla hipoteca à casa para a pagarmos.
Kış gelmeden bir çift daha bul.
- Encontramos outras antes do inverno.
Çift terapisi alsak?
E que tal terapia de casais?
Yaşlı bir çift vardı.
Onde havia um casal de idosos.
20'li yaşların sonunda, 30'ların başında beyaz çift.
São um casal branco, de aproximadamente 30 anos.
Facebook'un yeni çift ayakkabıyı ve spor yapmayı ne zaman istediğini bilmesi seni de korkutmuyor mu?
Não te assusta que o Facebook saiba que estavas a pensar comprar botas e reduzir gordura da barriga?
Hiç, çift soyadı kullanacağımı düşünmezdim.
Nunca considerei hifenizar.
Sarışın çift mi?
Duas loiras?
İçgüdülerime göre davrandım, ulvi bir gücün sana bir çift laf etmesi gibi. Ben de dinledim.
Recebi um sinal lá de cima e resolvi segui-lo.
Ayaküstü iki çift laf etmek için beni içeri davet etmenizi istesem... -... umarım beni çok arsız bulmazsınız.
Espero que me perdoe a ousadia de pedir-lhe que me convide a entrar para termos uma conversa rápida nesta bela tarde.
Herkes çift olmuş durumda. Ama eminim birisi dramatik üçlü yapmaya açık olacaktır.
Todos têm par mas de certeza que alguém aceita dramatizar a três.
Ellerin kırıkken nasıl çift düğüm atarsın?
Como dá... um nó duplo quando as suas mãos estão fracturadas? Olhe.
Ama orada oturan bir çift vardı.
Já lá estava sentado um casal.
Bana müşteri göndermiş, Omaha'dan gelen bir çift.
Ele mandou-me clientes, um casal de Omaha.
- Çift yumurta ikiziyiz.
- Somos gémeos. Fraternos.
Büyük blok 396 V8 motoru alüminyum ağzı, modifiye çift egzosu her biri deli gibi 4 vitesi, 12 cıvatalı arka çekeri var.
Ele tem um motor V8, entrada de alumínio, exaustor personalizado, transmissão de 4 velocidades e suspensão reforçada.
Ohio'lu bir çift... Kyle ve Daisy Locke.
Um casal de Ohio, Kyle e Daisy Locke.
FBI, sözde seri katil Mark Gray ve Ohio'lu çift Daisy ve Kyle Lock'un suçla ilgisi olduğunu açıkladı.
O FBI afirmou que o suposto assassino em série, Mark Gray, e um casal de Ohio, Daisy e Kyle Locke, estão a ser procurados por ligação com o crime.
Çift taraflıdır. Dünya Federasyonu kuruluyor.
A Federação Mundial está a ser fundada.
Elimizde olan her şeyin üstünden geçmemizi istiyorum, tablo cinayetleri onu alan çift, Andrew Sharp.
Temos de rever o que temos... a representação das mortes, o casal e o Andrew Sharp.
Brooklyn'de yine genç bir çiftin öldürüldüğü tuhaf bir cinayet daha gerçekleşti. Genç çift evlerinin bodrumunda...
Cena de outro assassinato bizarro, que custou a vida de um jovem casal no Brooklyn, que foram encontrados no chão da sua casa.
- Şu yaşlı çift dönüştü mü?
- O casal já se transformou?
Hey, Kendine yeni bir cift ayakkabi al.
Arranja-me uns sapatos novos, está bem?
Evet, onlar tuhaf bir çift.
Pois, são um casal bizarro.
Bir çift.
De um casal.
Oteldeki çift olmalı bu da.
Tem de ser o casal do Hotel.