English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Ç ] / Çok basit

Çok basit translate Portuguese

3,028 parallel translation
Çok basit.
É fácil.
Çok basit bir prosedür.
É um procedimento muito simples.
- Çok basit.
- É simples.
- Pardon bayım. Sorum çok basit :
Desculpe, é uma pergunta simples.
Çok basit olur.
Seria muito simples.
Dom'un gelmiş olmasını umuyordum ancak bu iş çok basit, onsuz yapabiliriz.
Esperava que o Dom já cá estivesse, mas este é fácil, podemos fazê-lo sem ele.
Sizin gibi geçiş sınavlarından yüksek not alan kişiler için çok basit bir hata olsa gerek?
Parece-me um erro ingênuo de rapazes com excelentes classificações, não achas?
Jared, bu çok basit bir iş. Konuşmuştuk bunu.
- Jared, este negócio é simples...
Çok basit.
É muito simples.
Evet, çok basit. Aynı okuldaki gibi.
É como na escola.
Çok basit oldu aslında.
Foi muito simples, realmente.
Böyle söylediğinde kulağa çok basit geliyor.
Parece tão simples quando pões as coisas assim.
- Herşey çok basit geliyor sana
- Habituado a quê? - É tudo tão fácil.
Aslında çok basit, Bender.
Sabes, Bender, é simples.
Çünkü çok basit.
Porque é simples.
Benim kılavuzum çok basit.
O meu guia é muito simples.
Buradaki amacımız çok basit.
O nosso propósito aqui é simples.
- Çok basit.
- É à prova de trouxas.
Ona yaptıklarından sonra ölüm çok basit kaçardı.
A morte seria muito fácil, depois do que ela fez.
Doğrusu çok basit, George.
Na verdade é muito simples, George.
Noah, bu çok basit.
Noah, é tão simples como isto :
Çok basit bir şeymiş gibi duruyor.
Parece um gatafunho.
Aslında çok basit. II.
Olha, é simples.
Çok basit bir soru.
É uma questão simples.
Çok basit bir bakış açısı.
Um ponto de vista bastante simples.
Ve bir çözüm buldum, çok basit.
E pensei em tudo e foi tão simples.
- Endişelenmeni istemedim. Çok basit bir şey.
- Não queria preocupar-te.
Bu çok basit... Bir seri..
Bem, ouça, é muito simples...
Bak, bunu sana çok basit bir şekilde açıklayabilirim.
Posso explicar-te de um modo muito simples.
Çok basit merak etme.
Não é nenhuma ciência.
İşlem çok basit. Güzelliği de orada.
- O procedimento é simples.
Şerefsizler belki uzaylı olabilirler ama mühendislikleri çok basit.
Os sacanas podem vir do espaço sideral, mas a engenharia deles é arquitectura básica.
Böyle söyleyince çok basit kaçıyor.
Quando diz as coisas dessa maneira, soa um pouco... decadente.
- Çok basit aslında.
- É muito simples.
Bu çok basit bir soru, çok basit bir cevap, evet veya hayır.
A resposta é simples, sim ou não. Dormiste?
Her şey senin için çok basit, değil mi?
É tudo muito fácil para ti, não é?
Bence çözüm oldukça basit. İnsanlar sağlıklarıyla ilgili sorumluluk alarak daha çok bitkisel besin tüketmeliler.
Para mim, a resposta é tão simples que parece absurda, é criminosa, e é apenas as pessoas começarem a assumir a responsabilidade da sua saúde e passarmos a consumir mais alimentos vegetarianos.
Çok basit.
É simples.
Diğer tarafta moleküler bozulmayı tespit etmenin çok daha etkin yolları var. Ama basit bir radyasyon testi evrenin dokusunun bozulmaya başlayıp başlamadığını gösterir.
Temos maneiras mais avançadas de detectar degeneração molecular no outro lado, mas um simples teste de radiação deve ser suficiente para ver se a textura do universo começou a deteriorar-se.
Yayında olan o diğer basit şovların arasından aday gösterildiğim için çok mutluyum.
Uau, sinto-me tão feliz por ter sido nomeada juntamente com estes programas inferiores.
Artık senin dünyanın basit sorunlarının çok ötesindeyim.
Eu cresci bem para lá das preocupações mesquinhas do teu mundo.
Martin, çok basit. "Ben de seni seviyorum." Alt tarafı dört kelime. Babam fabrikada çalışıyor.
O meu pai trabalha na fábrica.
- Çok basit.
- É muito simples.
Müdahale etmeye kalkarsan mevzu çok daha basit bir hâl alır.
Se tentares interferir, isto torna-se numa questão muito mais simples.
Bay Raymond, araştırma sonuçlarına göre erken yaşlarda hayvanlara zarar vermeye eğilimli çocuklar daha sonra yetişkin olduklarında çok yüksek ihtimalle insanlara karşı en basit duyguları bile hissetmekte başarısız oluyorlar.
Sr. Raymond, estudos mostram que as crianças que são propensas a maltratar os animais, desde muito cedo Têm grandes chances quando adultos de não desenvolverem os mais básicos sentimentos pelas pessoas.
Hayat çok basit, Tanu.
O mundo é muito simples, Tanu.
Çok basit.
Muito simples.
Basit görünüyor ama aslında çok karmaşık.
Mas esta coisa tão simples é muito complicada.
Basit bir araca benzer ama üç boyutlu hareket açısından dört tekerli arabalardan çok daha karmaşıktır.
Parece um veículo simples, mas é muito mais complicado no movimento a 3D do que os carros com quatro rodas.
Basit hesaplama. Bana yardımcı olduğundan daha çok beni incitti.
Ela prejudicou-me mais do que me beneficiou.
Fakat o günler çok daha basit zamanlardı.
Mas eram tempos mais simples.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]