English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Ç ] / Çıkarın onu

Çıkarın onu translate Portuguese

1,327 parallel translation
Çıkarın onu burdan Hadi, hadi
Tira-o daqui para fora. Vamos, vamos.
Çabuk, dışarı çıkarın onu.
Depressa, levem-no lá para fora.
- Çıkarın onu oradan. Bu genci alın.
- Levem este tipo.
çıkarın onu. peki kız olduğunu da geçelim, ama nasıl olur da durumumuzu bile bile onu bizimle bırakırsın? - -
Se nos esquecermos que é uma miúda, que ganha em pô-la connosco quando estamos quase a ser...?
Çıkarın onu!
Tirem-no daí!
Çıkarın onu buradan!
Levem-no daqui!
Çıkarın onu buradan!
Tire ele daqui!
Çıkarın onu burdan.
Tira-o daqui. Eles também.
Çıkarın onu buradan.
Ela que vá embora.
- Çıkarın onu buradan.
- Tirem-no daqui!
- Çıkarın onu buradan.
- Tirem-na daqui.
Götürün onu buradan! - Binadan çıkarın onu!
Levem-no daqui.
Haydi Bay Castleton, çıkarın onu!
Vamos lá, Sr. Castleton, desembuche!
- Onu hemen dışarı çıkarın!
Troque-o agora!
Karının saldırıdan sağ çıkması. Durumuna inanmaması. Yaşadığı işkence, acı ve onu mahveden keder.
O facto de a tua mulher ter sobrevivido à agressão, o facto de ela não acreditar no teu estado, o sofrimento e a angústia a que foi sujeita.
Kafandaki küçük çubukları çıkarırsan ve yapmam gereken tek şeyin istediğim şey olduğunu ve çantamı yanımda istediğimi anlardın. Çantamı almanın tek yolu onu ölü, cansız parmaklarım arasından söküp, almaktır.
Se tirasse os pauzinhos da cabeça e limpasse os ouvidos, ia ver... que sou um tipo sensível que quer fazer o que quer e... eu só quero ficar com minha mala... e o único jeito de me fazer largá-la é tentar... arrancá-la dos meus dedos mortos...
- O halde onu çıkarın!
- Então, levem-no!
Onu dışarı çıkarın.
Leva-o lá para fora.
Şimdi ayakkabını çıkar ve al onu.
Agora, tira o teu sapato, e depois agarras.
Onu sudan çıkarın.
Tira-o já da água.
- Yolunda değil. - Onu buradan çıkarın!
- Levem-na daqui!
- Psikopatın teki, onu evden çıkar!
- É um psicótico, tirem-no desta casa!
Senin gibi zengin adamları tanırım, bir kızı yoldan çıkarır, onu iğrenç isteklerinizde kullanırsınız.
Sei tudo sobre caras ricos como você, drogam as garotas, as transformam em seus brinquedinhos.
Eminim Daniel'ın kafası uyuşturucudan iyidir ve onu kızdırırsak çıldırır ve video odasını başımıza yıkar.
Aposto que o tal de Daniel anda pedrado e se o chatearmos ele passa-se e parte a sala de audiovisuais toda.
Onu boş ver. Bu anın tadını çıkar.
Não lhe ligues.
Bir daha ağzınıza size ait olmayan bir şey koyduğunuzda onu çıkarıp polisi arayacağım.
Se colocar algo na boca que não pertença lá, tirá-lo-ei e chamarei a polícia.
Karısı araba servisi onu 00 : 30 gibi bıraktıktan sonra evden çıkmadığını söyledi.
A esposa confirma que ele chegou às 00h30 e não saiu mais.
Onu tanıdığını sanırsın ama, sonra ortaya çıkar ki, Kat Peterson ile yiyiştiği hakkında yalan söylemiştir.
Achas que conheces uma pessoa.. mas afinal ele mentiu acerca de ter curtido com a Kit Peterson.
Tamam. Müdüre söyle onu dersten çıkarıp biz gelene kadar gözünün önünden ayırmasın.
O director que o ponha nalgum lugar onde o possam vigiar até chegarmos.
Onu buradan çıkarın!
Tira isso daqui.
Onu buradan çıkarın!
Levem-no daqui!
Onu dışarı çıkarın!
Estará mais segura lá fora!
Onu şehir dışına çıkarın.
Expulsamo-lo da cidade.
İnsanı hayrete düşüren bir sürü sorun ortaya çıkar evliliğin devamı için tüm bunların üstesinden gelmek- -... pek alışık olmayan bir durumdur- - ve özellikle orada duran onu korkutan... sert görünüşlü ve tecrübeli bir gizli ajan ise.
Há uma interminável série de obstáculos que devem ultrapassar-se para manter um casamento unido, excluindo a família, e isso atemorizava até mesmo uma experimentada e corajosa espia como ela.
Onu dışarı çıkarın.
Levem-no.
Onu buradan çıkarın!
Tirem-no daqui!
Onu kesin ve sineği çıkarın.
Operem-no e tirem-na.
Onları ben çıkarırım. Yatırın onu.
Eu tiro-as, vamos.
Makyajını sil, onu soy, saçındakini çıkar,... toplarımı diliyle okşarken aldığı zevki hayal et....
Se tirar a maquilhagem, as roupas a maneira que ela tem o cabelo, o cheiro do perfume dela aquela cara tão querida que ela faz quando põe a língua nos meus tomates....
Bazı söylentiler çıkarın. Dük Red karşıtı bir hava yaratın, onu tutuklayalım.
Certo, espalhem histórias, agitem o sentimento anti-Duque Vermelho... e depois ordenamos a sua prisão.
Mumyacılar mideyi ve diğer organları karın bölgesini keserek çıkardılar. Onu yaptık.
Está certo, os embalsamadores removeram o estomâgo e outros orgãos através de um corte no abdomen.
Onu kurtarırsan, Sloane'un mesajını gördüğünü ve Sydney'i ortaya çıkarırsın.
Se fizeres isto... só vai provar que interceptaste o comunicado do Sloane, e a Sydney vai ser desmascarada.
Onu çıkarın. On miligram morfin verin.
- Tira-a e lhe ajuste dez de morfina.
Tadını çıkarın diye size verdim, biraz toz onu incitmez.
Dei-vo-la para a desfrutarem. - Um pouco de pó não lhe fará mal.
Onu çıkarır mısın lütfen?
Podes tirar isso, por favor?
Eğer cebinden yüzük çıkarırsa, onu dizlerinin üzerinde öylece bırakamazsın.
Se ele puxar de um anel, não podes ficar toda a semana de joelhos.
- Onu buradan çıkarın!
- Tire-o daqui.
Bu sensörlerimizin onu niçin algılamadığını ortaya çıkarıyor.
Isto explica porque nossos sensores não o detectam.
Lütfen onu burdan çıkarın.
Tirem-na daqui, por favor.
- Çıkarın onu buradan.
- Tirem-no daqui.
Onu buradan çıkarın.
Tirem-no daqui agora.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]