Ödüm koptu translate Portuguese
78 parallel translation
Fotoğrafçının flaşı patlayınca ödüm koptu.
Apanhei um susto de morte, quando o flash do fotógrafo disparou.
Sanırım iyiyim, ödüm koptu, o kadar.
Acho que sim, só apanhei um susto de morte.
Sana bir şey oldu diye ödüm koptu.
Você quase me mata de susto.
Bu gece ödüm koptu!
Esta noite assustou-me imenso!
Ödüm koptu.
Assustei-me.
- Fakat, Tanrım. Benim ödüm koptu.
- Mas, Jesus, fiquei apavorada.
Ödüm koptu.
Assustaste-me!
Ödüm koptu.
Passei-me.
Dostum, dün gece ödüm koptu.
Eu passei-me esta noite.
Nerede kaldınız? Otobüsü kaçıracaksınız diye ödüm koptu.
Quase perderam o Jitney!
Ve herkes öldürülünce, beni rütbeli subay yapacaklar diye ödüm koptu
E como todos foram mortos, a ideia de ser promovido me apavorava.
- Ödüm koptu.
- Matou-me do susto.
- Ödüm koptu.
- Estou cheio de medo...
Beni görecek diye ödüm koptu.
Estava com medo que ela me visse.
- Ödüm koptu be.
- Estou cheia de medo...
Alisa, bana öyle bir baktı ki ödüm koptu.
Sabes, Alisa, ele tem-me observado de uma forma que me assusta.
Ödüm koptu.
Ia morrendo de susto.
Bizi poşefe götürecekler diye ödüm koptu.
Estava tão assustada, pensei que nos levassem a ver o chefe da policia.
Ödüm koptu.
Empalideci muito.
Dean... bana o hikâyeyi anlattığında, ödüm koptu.
Dean. Contaste-me aquela história e assustaste-me imenso.
Şimdi ödüm koptu işte.
Estou cheio de medo.
Ödüm koptu.
Eu assustei-me.
Ve korkudan ödüm koptu.
E começo a passar-me!
Bir an ödüm koptu.
Apanhei um susto.
Ödüm koptu.
Apanhei um susto.
Korkudan ödüm koptu!
Pregaste-me um grande susto!
Ödüm koptu, bu kim şimdi?
Quem será?
Ödüm koptu.
Estava morrendo de preocupação.
Gittin zannetim, ödüm koptu.
Pensava que tinhas partido.
Bu iş hakkında en başlarda ne kadar ciddi olduğuna inanamamıştım sonra sen birden sorgulamaya başlayınca ödüm koptu.
Não conseguia acreditar no quão convicto parecias sobre isto e foi por isso que me irritei, quando, assim do nada, me perguntaste aquilo.
Ödüm koptu.
Estava cheio de medo.
Senden bir parça gelecek diye ödüm koptu.
Esperando que não viesse um pedaço seu junto.
Sadece sesten dolayı ödüm koptu.
Só fiquei assustada pelo som.
Bana baksana, ödüm koptu.
Estou assustado de morte.
Ödüm koptu!
Raios!
Gelmeyeceksin diye ödüm koptu.
- Pensei que ias esquivar-te.
Ödüm koptu.
Isso é bizarro.
Dostum ödüm koptu. İyi miydim?
Meu, aquilo foi assustador.
Hay anasını, ödüm koptu.
Porra, aquilo assustou-me.
Ödüm koptu, o küpelerin tadı da çok kötü.
Estou bastante assustada e aqueles brincos tinham um sabor péssimo.
Bu beni çok korkuttu dostum. Ödüm koptu.
Isso assustou-me e muito.
Karel, ödüm koptu. Şehirde tanklar var.
É a única arma que possuímos perante esta situação.
Ödüm koptu!
Assustaste-me!
Samimi söylüyorum ödüm koptu.
Até me assustei.
- Korkudan ödüm koptu.
Que susto ele me deu!
- Aman tanrım, ödüm koptu!
Meu Deus, assustei-me imenso.
Olmadığında... Russell bana her şeyi söylemişti. Olmayacağından ödüm koptu.
Quando não aconteceu e o Russell me contou aquilo tudo pensava mesmo que aquilo não ia acontecer.
- Ödüm koptu.
- Caramba!
Hayır, hayır, ben değil, ödüm koptu.
Não, não pense isso, estou assustado.
Ödüm koptu.
Dá a impressão de "ruff".
Ödüm koptu.
Desculpa!