Ölecek translate Portuguese
6,126 parallel translation
Teslim olmadığı her gün, bu geceden itibaren insanlar ölecek.
Cada dia que não o fizer vão morrer pessoas, a começar hoje.
Kaç kişi ölecek?
Quantas pessoas vão morrer?
Şimdi Kuzeyin ve Güneyin iyi erkekleri burada ölecek ve yarın zor kararlar vermem gerekecek, bu kararların içinde sizler de olabilirsiniz.
E agora bons homens do Norte E do Sul vão morrer aqui, E amanhã eu terei algumas decisões difíceis
İkincisi ölecek üçüncüsüneyse bir şey olmayacak.
O segundo morrerá e o terceiro não será afectado.
- Düşüp ölecek.
- Ele vai morrer da queda.
Sen de ölecek misin?
Tu vais morrer?
- Lou ölecek!
O Lou vai morrer!
Çocuklarını onlar uğruna ölecek kadar seviyor musun?
Ama os seus filhos o bastante para morrer por eles?
Bedenlerimiz gerçekten ölecek, bu konuda çok ciddiyim.
Os nosso corpos estarão a morrer, literalmente.
Öğrenmeden ölecek olmam iyi olacak.
Acho que uma coisa boa é que vou estar morto antes de descobrirmos.
O binadaki herkes ölecek.
Toda a gente naquele edifício morre.
- Bırakmazsak da ölecek.
Se não o libertarmos, ele morre.
- Hepsi ölecek mi demek istiyorsun?
Quer dizer que vão morrer todos?
Ölecek kişiyi biz seçiyoruz.
Nós escolhemos quem morre.
Onlardan birisi ölecek her nasılsa.
Uma delas vai morrer mais cedo ou mais tarde.
İkisi de ölecek.
- Vão morrer as duas.
Önünde sonunda biri ölecek.
Uma delas terá de morrer mais cedo ou mais tarde.
Şimdi senin yüzünden ölecek.
Agora ela vai morrer por tua causa.
Ölecek.
Ele vai morrer.
- Ölecek.
- Ele vai morrer.
Kısacası, çocukların ölecek olmasını kabullenmişler.
Em suma, eles aceitaram a morte de seus filhos.
Ölecek mi göreceğiz.
Vamos ver se conseguimos mantê-lo vivo.
- Ölecek falan değilsin.
O senhor não vai morrer.
Herkes günün birinde ölecek.
Bem, temos todos que morrer um dia.
Ne kadar çok yaşarsa o kadar çok kişi ölecek.
Quanto mais ela viver, mais pessoas irão morrer.
Kız ölecek mi?
A rapariga está morta?
Kesin ölecek.
Muito.
Kan olmasa bile, serum gibi sıvı bir şeye ihtiyacı var yoksa ölecek.
Se não for sangue, precisa de fluidos, de soro, de qualquer coisa. - Ou morre.
Howell bugün ölecek.
O Howell vai morrer hoje.
Kan kaybından ölecek.
Estás maluco?
Onun uğrunda ölecek.
Matariam por isso.
Bir düşünelim. Önümüzdeki iki gün içinde ölecek olursam ki büyük ihtimal, beni alabilirsin.
Então que tal : se eu morrer nos próximos dois dias, o que é mais que certo, pode ficar comigo.
O kadın ölecek mi?
A mulher vai morrer?
Burada ölecek miyiz?
Vamos morrer aqui?
Kendimi ahlaken küçük düşürdüm çünkü seni çok, ölecek kadar çok şevdim.
E degradei-me moralmente porque te amava muito.
Eğer Deacon'ın böbreğini başkasına onlar nakletmeden bulamazsak kızım ölecek.
Se não conseguirmos o rim dele de volta, antes que o coloquem em outra pessoa a minha filha vai morrer.
O bu akşam ölecek.
Ela vai morrer esta noite.
Kawaguchi yarın ellerimde ölecek.
Kawaguchi morrerá amanhã às minhas mãos.
Hayır! Hayır. Bugün biz ölmeyeceğiz, onlar ölecek.
Não vai ninguém morrer aqui hoje, além deles.
Ve şimdi benim annem de ölecek.
E agora a minha mãe morrerá também.
Yakında ölecek, kutsal adam.
Ela vai morrer, homem santo.
Eğer konuşmazsan birileri ölecek, bunu anlıyor musun?
Entendes que alguém vai morrer se não falares?
- Ne yani? Ormanda öylece ölecek miyiz?
Estamos condenados a morrer aqui, na floresta?
Ölecek.
Ela vai morrer.
SİZ YALAN SÖYLEDİKÇE, DAHA ÇOK İNSAN ÖLECEK.
ENQUANTO VOCÊS MENTEM, MAIS MORREM
Yarın harika olacak çünkü yarın onlardan biri ölecek.
"Amanhã vai ser incrível porque, amanhã, um deles vai morrer."
"Aldatmak" yüzünden sonunda ölecek olan Evan.
Ser infiel "Evan-tualmente" mata-te.
Donup, ölecek. Onu, geri çekemez miyiz?
Vai morrer de frio.
Önünde sonunda ölecek. - Ne?
O quê?
İkisi de ölecek.
Morrem os dois.
O da ölecek.
Está morto.
öleceksin 176
ölecek mi 35
öleceksiniz 32
ölecek miyim 32
ölecekler 24
öleceğim 150
öleceğiz 96
öleceğimi sandım 17
ölecek mi 35
öleceksiniz 32
ölecek miyim 32
ölecekler 24
öleceğim 150
öleceğiz 96
öleceğimi sandım 17