Ölümü translate Portuguese
5,459 parallel translation
Fiiliyatı hakkında çok az şey biliyoruz, müteakiben ölümü salıveren sihirsel mekanizma hakkında da.
Sabemos pouco sobre a sua função ou sobre os mecanismos de magia que levam à morte que se segue.
Ölümü üzerimize salacak bir tür doğaüstü yıkım maddesi içeren o kutunun cadıların en büyük silahı olduğuna inanıyorum...
Contém algum tipo de agente sobrenatural de destruição que se abrirá quando o Ritual Supremo for concluído, libertando a sua maldição sobre nós.
Hakkımızda niyetlendikleri büyük ölümü bertaraf etmek için biricik fırsatımız bu.
Esta é a nossa única oportunidade de impedir a morte que planearam para nós.
13 masum kurban, sonuncu masum kan da döküldüğünde, malumumuz açılacak, muhtevasındaki kanlı ölümü serbest bırakacak.
Treze sacrifícios inocentes. E quando o último é derramado, o nosso malum abre, libertando a Morte Vermelha que contém dentro de si.
Evet, büyük ayini başlatan cadıyı öldür ki, yaklaşan büyük ölümü bertaraf edebilesin.
- Sim. Mata a bruxa que começou o Ritual Supremo e poderás ainda impedir o enorme massacre que se aproxima.
Dua etmiştim, ölümü kabullenmiştim.
Rezei por ela, esperei por ela.
Sen kan ve ölümü sıradan bir şeymiş görüyorsun.
Vês o sangue e a morte como uma banalidade.
Burada 4 çocuğun ölümü halinde Kubbe'nin ortadan kalkacağını söylüyor.
Diz aqui que, se os miúdos morrerem, a Cúpula desaparece!
Ve ölümü görünce tanırım.
E sei identificar a morte.
Kocanın ölümü sahte.
O seu marido fingiu a morte dele.
Daniel'in ölümü istemeden oldu Adina.
A morte do Daniel não foi intencional, Adina.
Daniel'in ölümü benim suçum değil. Senin hatan.
A morte do Daniel não é culpa minha, mas tua.
Vincent Marsh'ın ölümü pek çok açıdan felaket oldu.
A morte de Vincent Marsh é catastrófica em muitos níveis.
Ölümü tahmin ederler.
Elas predizem a morte.
Ya bu sefer tek bir ölümü değil de birçok ölümü tahmin ettiyse?
E se desta vez não era apenas uma morte, mas muitas mortes?
Ölümü bunu engelleyecek.
A morte dele evitará isso.
İmparatoriçe Chabi'nin ölümü, bizi güçlü bir pozisyona getiriyor.
A morte da Imperatriz Chabi põe-nos numa posição de poder.
Will burada çalışıyordu ve onun ölümü bizim için büyük bir kayıp.
O Will trabalhava aqui e a sua morte foi uma grande perda para nós.
Ölümü bizi senelerce geriye götürecektir.
A morte dele... irá atrasar-nos em anos.
Ölümden kaçtım defalarca ama annemin ölümü henüz hazır olmadığım kalleşçe bir yumruktu.
Eu escapei da morte vezes sem conta..... mas a morte da minha mãe, foi um soco enorme, para o qual não estava preparado.
Yaşı ve annesinin ölümü düşünülürse anlamak zor değil.
Dada a sua idade e as circunstâncias da morte da sua mãe, é um bocado fácil de entender.
Jessup'ın ölümü ile hiçbir alakam yok.
Não tive nada a ver com a morte do Jessup.
En az bir sivilin ölümü bildirilmiş.
Foi relatada pelo menos, a morte de um civil.
Meleklerin ölümü mü?
- Anjos a morrer?
Tanrı ölümü yükseltir ve onlara hayat verir, ve oğul da vermek istediklerine yaşam verir.
Assim como o Pai ressuscita os mortos e lhes dá vida, também o Filho dá vida a quem ele quiser.
Tıpkı senin gibi başlamıştım, karımın ölümü yüzünden yıkılmış hâldeydim.
Comecei assim como tu, arrasado com a morte da minha mulher.
İtiraf etmek istemenizi takdir ediyoruz ama birinin ölümü için dua ettiniz diye sizi tutuklayamayız.
Agradecemos a confissão, mas não te podemos prender por isso.
Herkesin ölümü senin suçun mu?
Morreram todos por tua culpa?
Yani, aile mahvoldukça yalanlar, şiddet, Tara'nın ölümü orada olma isteğim artıyor.
Parece que quanto mais despedaçada a família fica... todas essas mentiras, a violência e a morte da Tara mais eu quero estar presente.
Hepsi bağlantılı. Biliyorsun, biz Keri'nin Emily Bartson'ın ölümü ile ilgili... burda olduğunu düşündük. ama Gig Limanı katili ile ilgili dosyalar birbiriyle bağlantılı.
Sabes, pensávamos que a Keri estava aqui a investigar a morte da Emily, mas a maioria destes processos estão relacionados com o assassino do Porto Gig.
Ailenin ölümü tesadüfi bir kaza.
A morte dos teus pais foi um acidente aleatório.
Ama ölümü hakkındaki gerçek sokaklara yayılırsa herkes insanların bir yalan uğruna öldüğünü öğrenirse aynı yara tekrar açılır.
Mas a verdade acerca da morte dela rebentou nas ruas... Logo que percebam que todas as mortes foram por causa de uma mentira... essa ferida vai ser descoberta.
Kocamın ölümü beni derinden sarstı.
A morte do meu marido foi um choque.
Babasının ölümü yüzünden aklı karışmış herhalde.
Deve estar confusa por causa da perda recente que teve.
Yemişim ölümü!
Que se foda a morte!
Ben ölümü senden daha iyi bilirim.
Eu conheço a morte melhor do que tu.
Wayne ailesinin ölümü ailemize ve Gotham'a zor zamanlar yasatacakti.
A morte dos Wayne será perturbadora para a nossa família e Gotham.
Ve sana bahsettiği Pakistan İstihbaratı'nın maşası olan Sandy Bachman'ın ölümü ayarlayan adamdan da?
E o agressor da SII que ele lhe disse, o bandido a coordenar a morte do Sandy Bachman?
Philip'in ölümü yüzünden kendini sorumlu hissediyor.
Ela sente-se responsável pela morte do Philip.
Arkham planıyla ailemin ölümü arasında bir bağlantı arıyorum.
Procuro uma ligação entre Arkham e o homicídio dos meus pais.
Bu kadını bu evden çıkartmak için benim ölümü çiğnemen lazım.
Só despejas esta mulher por cima do meu cadáver.
Adam ve ben Daycia'nın ölümü ışığında ne yapacağımıza karar verdik.
O Adam e eu estávamos a conversar sobre como devemos proceder em relação à morte da Daycia.
Daycia'nın ölümü sırasında, futbol yıldızımız Zach sarhoştu ve vücudunda iki reçeteli ilaç vardı. Yani, kendisinden baya geçmişti.
Na hora da morte da Daycia, a estrela do futebol, Zach, tinha bebido, e tinha dois tipos diferentes de fármacos nele, portanto, ele foi seriamente prejudicado.
Doktora göre, ölümü çok fazla suyun vücuduna pompalanması ile olmuş.
De acordo com o Doc, o afogamento foi encenado bombeando água para o interior do corpo.
Beyin ölümü gerçekleşmiş olmalı.
Ele já deve estar em morte cerebral.
Ölümü, onun hükümdarlığındaki her kan borcunu silecek. - Thea'nınki dahil.
A morte dele apagará todas as dívida de sangue do reinado dele, incluindo o da Thea.
Sara'nın Birlik'e katılmaktansa ölümü seçmesi bir ilk değil.
Não foi a primeira vez que a Sara preferiu a morte em vez da Liga.
Hiçbiri seleflerinin ölümü hakkında bir şey bilmiyor.
Ninguém sabe nada sobre a morte do seu predecessor.
Bu zehirli yılanı Tanrı aşkına, ölümü ellerimin arasında tutuyorum!
Nesta... serpente venenosa... Eu seguro... a glória a Deus...
Babamın ölümü beni senden daha fazla derinden etkiledi sadece.
A morte do papá pesou mais em mim do que em ti.
Ani kalp ölümü riski mi var?
Ele corre risco de morte súbita, cardíaca?