Şunlar translate Portuguese
5,451 parallel translation
Al şunları!
Tira-as!
Bu kıyafetleri ve şunları...
Nós compramos essas roupas...
Gebertin şunları!
Matem-nos!
Bir işe yara, kaldır şunları.
Faz-te útil e guarda isto.
Dinle beni. Al şunları.
Leva isto.
Şunları çıkar.
Tira isso.
Sanırım şunlar old...
Penso que estes...
- Şunlar inek mi?
Isso são vacas?
- Şunları yerleştirmeme yardım et.
- Ajuda-me a arrumar as coisas. - Porquê?
- Şunlar da SAİ korumaları.
E aquele é uma sombra do IMS.
Hadi gidip indirelim şunları.
Vamos entrar e apanhá-los.
Gerçekten kalbimi açıp ona şunları söylediğimde bunun büyük bir konuşma olduğunu anladım... Onunla içimdeki oyuna olan tutkumu paylaştım ve takımımın gerçekten kazanmak için büyük bir potansiyeli olduğuna inandığımı söyledim. Dünyanın en iyisi olabilmek için.
Foi nessa conversa em que eu realmente abri o meu coração e... partilhei com ela a minha paixão pelo jogo e o quanto acreditava que a minha equipa tinha o potencial para ganhar, para ser a melhor do mundo.
Şunları çek.
Filma-os.
- Şunları götürmem lazım.
Sim, tenho que entregar estes.
Alın şunları.
- Vamos, peguem!
Olga şunlar için ne diyor peki?
- O que é que a Olga pensa deles?
Toparlayayım şunları.
Deixem-me só...
Ver şunları dostum.
- Dá-me esses comprimidos.
İşte gördüğüm kadarıyla şunları -
Pelo que vi, você...
Ver şunları bana.
Dá-me as minhas coisas.
Çıkar şunları!
Tira-a!
Şunların alın ve dinlenin.
Leve isto e descanse.
"Ricky'le birlikte Ottawa'ya gidemezsin Bubbles, benimle birlikte Montreal'e gel şunları satıp parayı kaldıralım ve ben de sana camper vanı vereyim."
"Bubbles, não podes ir para Ottawa com o Ricky. Podes vir comigo a Montreal e fazer uma nota com urina. Eu dou-te uma carrinha de campismo grátis."
- Kovun şunları.
- Tirem-nos daqui.
Şunlar ne içiyorlar?
O que estão a beber?
Şunlar kaç numara?
Qual é o tamanho desses?
Şunları çıkaralım da biraz daha atış talimi yapalım.
Nós conseguimos. Vamos treinar mais um pouco.
- Don, bulduğumuz her delil boşlukları dolduruyor. - Hadi ama Jerry çek şunları... Önce bir dinle.
Don, vimos todas as pistas, não tinha nada.
Birisi şunları çözmeye başlasın.
Comecem a desatar essa merda.
Ver şunları bana.
Dá-me as minhas cenas.
Şunları İspanyol kızlara vermem gerek böylece onlar da kendi adamlarına dağıtır.
Tenho que levar isto à Vee para ela poder mandar para o pessoal dela lá fora.
"Eserimle şunları şunları yapabilirsin, ama bazılarını yaparken izin almalısın" demenin basit bir yoludur.
Quero uma forma simples de vos dizer : "Eis o que podem fazer com o meu trabalho, " mesmo que haja outras coisas para as quais precisam da minha autorização
Devletin, Aaron Swartz davasındaki duruşunu açıklayan eski bir basın açıklamasında Heymann'ın patronu savcı Carmen Ortiz şunları söylemişti : " Hırsızlık, hırsızlıktır.
Suicídio de Adolescente Ex-Hacker Ligado a Investigação Num comunicado inicial à imprensa a descrever a posição do governo no caso de Aaron Swartz, a chefe de Heymann, a Procuradora-Geral do Distrito de Massachusetts, Carmen Ortiz, disse o seguinte :
Hadi yakalayalım şunları.
Vamos lá apanhá-los.
- Bu araba çok soğuk. - Şunları yapmayı kes.
- Este carro é tão fixe.
Çıkarın şunları.
Eliminem-nos!
Şunları şuraya sok.
Coloca-os aqui.
Gidip alın şunları.
Tire-os do gelo.
İndirin şunları.
Eliminem-nos.
Hemen ver şunları!
Apenas passa para cá!
Öğrendiğimiz şeyler şunlar. Birincisi, Lobos'un New York'ta mallarını dağıtan sadece bir kişi var.
Com isso aprendemos que, em primeiro lugar, o Lobos tem um distribuidor para o seu produto em Nova Iorque.
Git şunları yerlerine koy Thomas.
Posiciona para cima, Thomas.
- Şunları kilere koyalım.
Vamos arrumar tudo na despensa.
Şunlar da kahvaltılık.
E isso é para o pequeno-almoço.
Virüsün özellikleri şunlar...
As regras do vírus são estas :
Pekâlâ, aradığınız şeyler şunlar ; steroid, interferon, Ribavirin. Bulabildiğiniz tüm geniş spektrumlu antibiyotikler.
- Muito bem, procurem corticóides, interferon, ribavirina, e quaisquer antibióticos de largo espectro que conseguirem encontrar.
Haklayın şunları!
Apanhem-nos!
Şunlar adamların olabilir mi?
Podem ser os seus homens?
Tak şunları.
Veste-as.
Şunlar lazım.
Preciso destes itens :
- Oo, şunlar Kraathatrogonlar olmalı. - Kraathatr--trogo- - tro- -
Os kraathatr... trogo...