Arıyor translate Russian
7,846 parallel translation
Richard mı arıyor?
Это Ричард?
Han arıyor.
Это Хан.
Eğer sporla ilgilenmiyorsan odanda... Tony Gwynn'in topu ne arıyor?
Если тебе не нравится спорт, то что мяч Тони Гвинна делает у тебя в комнате?
Haftada iki, üç defa orayı arıyor.
Он звонит туда три раза в неделю.
Haftada üç defa San Fransisco'daki bir kadını arıyor.
Три раза в неделю он звонит женщине в Сан-Франциско.
Gecenin bir yarısı çatlak bir kadın onu arıyor.
Какая-то сумасшедшая звонит ей посреди ночи.
Severide da içeride kadını arıyor. Dalga mı geçiyorsun?
Спасатели за домом, а Северайд внутри, ищет женщину.
Bir cehennem ekibi onu arıyor olmalı.
Наверняка было тяжело присматривать за ним.
Cebinden kendi kendine mi arıyor yoksa imdat çağrısı için mi arıyorsun?
Вы мне снова задом звоните или же на самом деле посылаете сигнал тревоги?
Komutan Gerçekler ya da Sonuçlarına Katlan'ı arıyor.
Командир вызывает Правду или последствия.
Tekrar ediyorum. Komutan Gerçekler ya da Sonuçlarına Katlan'ı arıyor.
Повторяю – командир вызывает Правду или последствия.
Menajerim arıyor.
О, мой агент.
Dışarıda namlusu kısa pompalıyla bir adam var ve bir arkadaşını arıyor.
Там человек с обрезом, и он ищет своего друга.
Kepner ev arkadaşı arıyor mu?
Не знаешь, Кепнер не нужна соседка?
Kahve dükkanında ne arıyor bu herif?
Схуя ли он в кофейне?
Aşk Prensesi arıyor!
Это Принцесса Любви!
FaceTime'dan arıyor. Açmam lazım.
Через видеочат.
Arkadaşım Steve arıyor.
Это мой друг Стив.
O da Mallory'i arıyor.
Он тоже ищет Мэллори.
L.A Polisi bu adamı arıyor.
Полиция ищет этого мужчину.
Aubrey arıyor.
Это Обри.
Silah tıpkı termal görüntüleme cihazı gibi çalışıyor. Ama kızılötesi ısı değerleri aramak yerine ultraviyole soğuk değerleri arıyor.
Пушка работает по принципу термальности, только вместо тепловой сигнатуры она оставляет холодный след.
Flash arıyor.
Это... Флэш.
Flynn arıyor.
Это Флинн
Betty arıyor.
Это Бетти.
Yüzbaşı Wilson bizi arıyor.
Нам звонит капитан Уилсон.
Evi arıyor ama... Numara yapmayı deneyebilirim.
Он звонит как бы домой, но я могу сделать вид...
Reid arıyor.
Это Рид. Рид, что случилось?
Yaşıyor muyum diye arada bir arıyor.
Звонит иногда, поинтересоваться жив ли я.
Güvenlik sınır geçişinde seni arıyor.
Нацбезопасность поджидает тебя на погранпереходе.
- Ari arıyor.
Это Ари.
Özel bir şey arıyor.
Он ищет что-то особенное.
Bence kendisini arıyor.
Думаю, он ищет себя.
O'Connor arıyor yine.
Тебе снова звонит О'Коннор.
Herkes yalnızca beni arıyor.
Никто, кроме меня, не ищет.
Konuşmak için birini arıyor. Görüyor musun?
Видишь она пытается найти кого-то для разговора?
Ryan'ı ayyaşça arıyor.
Она напилась и звонит Райану.
O silahı ateşlesem de ateşlemesem de, hala beni arıyor olabilirler o yüzden çeneni kapalı tut.
Я стрелял или не я... Они все равно могут меня искать. Поэтому держи рот на замке.
YTÖE peşine düştüğünden beri izini kaybettirdi ama arada arıyor.
- Понятия не имею. Он скрывается с тех пор, как РПСУ пытались схватить его, но он звонит иногда.
Von Strucker'ı arıyor olmalısın.
Ты должен искать Фон Штрукера.
S.H.I.E.L.D. onu arıyor. Yani sen de onu arıyorsun.
Щ.И.Т. ищет его, а это значит, что ты тоже.
YTÖE tedavi arıyor.
РПСУ пытается найти лекарство.
Pennsylvania Bulvarı'ndan üstlerim arıyor.
Начальник звонит.
Bir çok insan sizi arıyor bay Murphy.
Многие ищут вас, мистер Мерфи.
Erik arıyor.
Это Эрик.
Polis hâlâ Uppsala'nın merkezindeki caddelerin birinde piskopos Elisabeth Lindgren'i öldüren kimliği belirsiz kişi ya da kişileri arıyor.
Полиция все еще ищет лицо или лиц, виновных в - кто убил епископа Элизабет Линдгрен на улице в центре города Уппсала.
- Baban mı arıyor?
Сейчас, наверное, тот, кто звонит.
Polislerle annem kızları arıyor.
Их ищет полиция, мама.
Bir kereye mahsus Rice'ın maskesinde arıza çıkıyor. Ve sen işten kaçtı hükmünü veriyorsun.
Маска Райса оказалась неисправна один раз, и ты решил, что он трус.
- Beyaz Saray arıyor.
Это из Белого Дома.
Uçak ciddi bir makine arızası yaşıyor.
У самолета катастрофическая неисправность двигателя.