Bakıyor translate Russian
6,248 parallel translation
O bana bakıyor.
Она смотрит на меня.
Dertli ve üzgün insanoğlu bize bakıyor. Kaderle yollarımızın kesişeceğini beklediğimiz özgüvenimizin, öz disiplinimizin, ahlakımızın ve hepsinden öte, her şahsın özgürlüğüne karşı olan sorumluluğumuzun ilkelerini koruduğumuz sürece bir tepenin üstündeki o parlak şehir olacağımızı savunuyor.
Запутавшееся и больное человечество смотрит на нас, умоляя нас не уходить с этого свиданья с судьбой, поддерживать принципы уверенности в себе, самодисциплины, морали, и, превыше всего, ответственной свободы для каждой личности.
Tedirgin ve üzgün insanoğlu bize bakıyor.
Запутавшееся и больное человечество смотрит на нас.
Bize bakıyor.
Он смотрит на нас.
Bize bakıyor diyorum.
Он смотрит на нас.
Pencereden biri bakıyor!
Кто-то поглядывает в окно!
Jackson da çocukluktan beri bize bakıyor onu da sırtından bıçaklayamam ki.
Но Джексон присматривает за мной с самого детства. Я не могу взять и предать его.
Hâlâ öyle boş boş bakıyor musun?
Ну что ты только молча моргаешь?
Şu rezil ayakkabılarda ısrar etmezsen tabii. O zaman herkes bize bakıyor olacak.
Если ты конечно не настоишь пойти в этих жутких ботинках, тогда, да, все будут на нас пялиться.
Neden herkes bana garip garip bakıyor?
Почему все на меня так смотрят?
Ajanlarımızdan biri ona bakıyor.
К нему приписан наш агент.
Geç saatlere kadar çalışıyorlar, bu yüzden komşularımız bize bakıyor.
Они работают допоздна, так что наш сосед приглядывает за нами.
"İğnem düştü yakamdan, çocuk geldi arkamdan gelme çocuk gelme, polis bakıyor balkondan."
"На рынок, на рынок, купить жирного поросенка. А после снова домой, домой!"
Telefon adamı bakıyor.
Телефонисты работают над этим.
Tom'un cinayetini çözmek için mümkün olan tüm açılardan bakıyor.
Она ищет повсюду, чтобы раскрыть убийство Тома.
- Zoe, bu Sammy. Wanda'nın yerine bakıyor.
Зои, это Сэмми, она заменяет Ванду.
Bu kadar yaşlı bir ruhun bu genç surattan bakıyor olması.
Как будто на меня смотрел мудрец детскими глазами.
Niye dik dik bakıyor?
Что она уставилась?
Davaya o mu bakıyor?
Он должен был все выяснить.
Bana sanki bir hiçmişim gibi bakıyor.
Смотрит на меня, как на дерьмо.
Hannibal keyfine bakıyor.
Ганнибал от души повеселился.
Alkol testimiz sadece etanole bakıyor ama antifrizde etilen glikoz var, bu da asidozu açıklar.
Наш тест на этанол, но в антифризе этилен гликоль, что могло бы объяснить ацидоз.
Benim bildiklerimle senin yapabildiğin beraber. Çok kazançlı bir geleceğe bakıyor olabiliriz.
С моими знаниями и вашими умениями, нас ждёт такое заманчивое будущее.
Tabii herkes buraya taşındığımız için bize deli gözüyle bakıyor.
Конечно же, все думают, что мы спятили, переехав сюда.
Herkes bize bakıyor.
На нас все пялятся.
Simmons Bobbi'ye bakıyor.
Симмонс позаботится о Бобби. С ней все будет в порядке.
- Herkes bana bakıyor.
Все пялятся на меня.
Hâlâ da bakıyor.
И все еще заботится.
Ramse olaylara kendi açısından bakıyor.
У Рамси собственный взгляд на вещи.
Bak, katılmıyor olabilirim ama söylemeye çalıştığın şeyi anlıyorum.
Слушай, я могу не соглашаться с этим, но я понимаю, что ты пытаешься сказать.
Bak... 5 : 15 bir sonraki sabah, otelden elleri boş ayrılıyor.
Смотри... 5.15 следующего утра, он покидает мотель с пустыми руками.
Görünüşe bakılırsa birileri cesetten kurtulmaya çalışıyor.
Видимо кто-то аккуратно избавляется от тела.
Görünüşe bakılırsa onları kurtarıp yanına alıyor.
Ну очевидно она спасает их, чтобы оставить себе.
Dikkatli bakınca benzerlikler göze çarpıyor.
После того, как улавливаешь сходство, замечаешь его.
Gece yarısı evimize insanlar dalıyor, ve polis bir bakıp gidiyor mu?
Они ворвались к нам посреди ночи, а полиция проверила и уехала?
Zaman ve mesafe insana net bir bakış açısı sağlıyor.
Время и расстояние, обычно, приносят ясность.
Burada iç çamaşırımın ipek mi olduğuna ya da rujumun ne olduğuna bakılıyor.
В том, что я ношу нижнее белье, и если Я использую помаду или нет.
Çizelgeye bak. Hepsi orada yazıyor.
Там написано.
Cesetlere Doktor Guerra bakıyor.
И он сделал официальные заявления
Bak, bu talihsiz bir durum ama elimizde de hiçbir şey bırakmıyor değil. Birileri onun peşine suikastçılar yolladı. Sadece suçlu bir insan bunu yapar.
Посмотри, это печально, но это не значит, что мы начинаем всё сначала.
Çok konuşuyorsun, canım sıkılıyor bak.
Ты слишком много говоришь и сводишь меня с ума.
Bak neler yapıyor?
Послушайте, он ничего не сделал!
Eğitimli bir katil var ve büyük resme bakınca o bile küçük kalıyor.
Есть тренированный убийца, а она маленькая пешка в большой игре.
Hollywood yıldızlarının dörtte üçü en kaliteli cilt bakımı için Diamond Tuvalet Sabunu kullanıyor.
Трое из четырёх знаменитых звёзд Голливуда рекомендуют туалетное мыло "Бриллиант" для безупречного цвета лица.
Ama gelecek günde listelenen özetlere bakınca sadece 186 tane olduğu yazıyor.
Мы уже там искали. Да, но в сводке, датируемой следующим днем, зданий 186.
Şansa bakın ki bu işlemler de alt kattaki server'lardan yapılıyor.
Такие сделки обрабатываются на серверах внизу.
İyi bak menajerin arıyor. Al.
Хорошо, твой агент, держи.
Bir tane otobüs kartı al bak bakalım geç kalıyor musun.
Прощён, учитывая, что ты никогда не опаздываешь.
Şuraya bakın. Bu duruma uyan bütün suçların tarihleri hızlandırıcının patlamasından bir ay sonraya dayanıyor.
Множество подобных преступлений и все месяц спустя после взрыва ускорителя.
Bak, planın işe yarıyor.
Подумай. Твой план работает.
Bak, ailemin içinde cidden büyük sorunlar yaşanıyor.
Послушай, у моей семьи неприятности.