Bağırdım translate Russian
774 parallel translation
Bana aptal dedi ve ben de ona bağırdım.
Он обозвал меня идиотом, и я...
Bas bas bağırdım, küfür ettim.
Клянусь, я заплакал.
Bağırdım, çaldım ama benimle ilgilenmedi!
Я звонил и стучал, но она не отвечала!
Onunla boğuştum ve bağırdım... ama boğazıma sarılmıştı... ve tekrar, tekrar bana vurdu.
Я боролась и вопила... но он схватил меня вокруг шеи... и он бьет меня, снова и снова.
Tüm bunlar olurken, neden yaptım bilmem bir çift eldiven giymiş buldum kendimi George'un arkasına hafif hafif vurdum, yalnızca şakaydı ve bağırdım, "Hey, George!".
И я не знаю, что на меня нашло - я надела перчатки и стала дразниться у него за спиной : " "Эй, Джордж!" ". И двинула ему справа!
Boşlukta bağırdım.
Я взываю к пустоте.
Boşlukta bağırdım.
Я взываю к пустоте
Boşlukta bağırdım Gecemin bir yarısı seni çağırdım
Я взываю к пустоте Звоню тебе поздней ночью
Affedersin, bağırdım.
Прости, что накричала.
Arabaya biner binmez taksiciye şöyle bağırdım : "Beni hemen George Washington Köprüsü'nün ortasına götür."
И кричу шофёру : "Вези меня на середину моста Джорджа Вашингтона!"
Aniden ters yöne doğru koşmaya başladın. Bağırdım.
Ни с сего ни с того ты вдруг побежала в противоположном направлении.
"Dinle!" diye bağırdım.
я орала "ѕослушай мен €!"
Yıllarca "Yaşasın erdem" diye bağırdım.
Годами я кричал со всеми "Да здравствует добродетель!" А потом дал себя схватить.
Yaşasın adalet! Ben de yaşasın adalet diye bağırdım!
Он сказал, что я свободен, и я крикнул'Да здравствует правосудие!
İngilizce bilmiyorlardı. Bağırdım, çağırdım ama bu onların daha da heyecanlanmasına yol açtı.
Я кричал, но это только возбуждало их, все больше и больше.
"Sen ne yapıyorsun?" "Ben burada yaşıyorum." diye bağırdım.
Я говорю, что ж ты делаешь? Я ж здесь живу.
Seslendim, bağırdım... ama kimse yanıt vermedi.
Я звал, кричал, но мне не было ответа.
Ben de köpeğime bağırdım. Köpek de...
Я кричал на мою собаку.
- Ama ben bağırdım.
- А я-то кричу.
Seni geceleri dolaplara kapattım, sana bağırdım.
Я запер тебя в стенной шкаф на целую ночь и орал на тебя.
Ayağa kalktım ve diğerlerine bağırdım.
Я встала и начала кричать :
Sana bağırdım.
Да я тебе обкричался! Поворачивай, и за ним!
- Zavallı! - - - Diye bağırdım
Ужель святое провиденье
Şiddet dolu bir sahnenin yarattığı korkuyla, bayan yardım istemek için bağırıp çağırdı.
Испугавшись насилия, женщина позвала на помощь.
- Kutsal güçler aşkına! Bunu başka biri yapmış olsaydı suratına "cahil" diye bağırırdım.
Тысяча чертей, если бы не он, я бы ругался как сапожник.
Yardım etmem için bana bağırdı.
Она звала меня на помощь.
Karıştırdığım için bağışla, daha geçen hafta söylemiştin.
Ты говорила о нем неделю назад.
- Bağırdılar mı peki?
Ну, а они кричали?
Konuşması bittiğinde, benim birkaç adamım salonun alt ucundan başlıklarını havaya fırlattılar ve on kişi kadar, "Tanrı Kral Richard'ı korusun!" diye bağırdı.
Как кончил он, тут молодцы мои вверх шапки кинули, поодаль стоя, и жидко крикнули : "Король наш Ричард!"
Çünkü bağırdığım zaman, hemen harekete geçmenizi istiyorum!
Потому что, как только я дам сигнал, ты должен мчаться во весь опор.
Bağırdığımı mı söylemek istiyorsun?
Правда?
üzüldüm, ve size bağırdığım için de üzgünüm.
Мне жаль. И простите, что я на вас накричала.
Bağırdım.
Я кричала.
Bağırdığım anda silahlı bir ekip aşağıda olsun.
Если мы крикнем, десант должен быть там - прежде чем затихнет эхо. - Да, капитан.
Bağırdığım için özür dilerim.
Прости, что я кричала.
Sana bağırdığım için özür dilerim.
Извини, что я на тебя наорал.
Madem biz... tut ki bütün camları açıp avazımızca bağırdık.
А мы? Давай откроем донные люки и будем кричать туда, вниз.
Ben ve adamlarım aşağıda çalışıyorduk. Çocuklardan biri bağırdı : "Hey, burada bir hırsız var."
Ну, мы с ребятами работали внизу, а потом один из наших закричал : "Эй, нас грабят".
Size böyle bağırdığım için- - bağışlayın. Sizi kaçırmak istemedim.
Простите, что я так, с криком.
Sana öyle bağırdığım için özür dilerim.
Чэнс, прости за то, что накричала на тебя.
Kollarında bağırdığımı duyarsan... endişelenme, bazen kendimi kaybediyorum.
Не бойтесь, если я буду кричать... Я порой забываюсь.
Neden sana bağırdığımı bilmiyorum.
Я не знаю, почему кричу на тебя.
Sana bağırdığı için öyle kızmıştım ki ona... burada bir saat daha suda kalmasını sağladım. Neredeyse donuyordu.
Я так сердилась на него за то, что он накричал на тебя... что оставила его в воде почти на час, и он ужасно замерз.
Sana bağırdığım için özür dilerim.
Извини, что накричала на тебя.
Bağırmadın, bağırdın mı?
Но вы ведь не заорали?
Sırf'Çok yaşa Stalin'diye bağırdığım için mi hapsedildim?
Так, да? Меня посадили за то, что я кричал : Да здравствует Сталин и Мировая революция!
Birlikte olduğum ilk erkek "mamma" diye bağırdığında sandım ki annesi içeri girdi.
- Первый раз, когда парень закричал "мама", "мама", "мама миа".. Я думала, его мама пришла.
Dün sana bağırdığım için üzgünüm, gerçekten.
Прости меня, что вчера на тебя орал... ... правда! ...
Sana çok bağırdım.
Я часто кричал.
Sana vurup bağırdığım için affedersin ama çok sancım vardı.
Я хочу извиниться за то, что тогда ударила вас и наорала. Мне было так больно.
Sonra ben ve ortağım merdivenleri çıkarken biri cinayet var diye bağırdı...
И мы с партнёром прикрутили лестницу, кто-то кричит, как резаный...