Bulamıyorum translate Russian
2,024 parallel translation
Ona ulaşabilecek bir yol bulamıyorum.
Я не вижу, как до неё можно добраться.
Selam, şu kodu hiçbir yerde bulamıyorum.
Что случилось? Привет, я нигде не могу найти этот код.
Göz çıkarma hakkında bir şey bulamıyorum.
Я пока не нашел ничего про удаление глаз.
Duman var ama ateşi bulamıyorum.
Есть дым, но огня я не нашел.
Steve'i bulamıyorum Freddy.
Фрэдди, я не могу найти Стива.
Telefonunu açmıyor ve ben de onu bulamıyorum.
Он не берёт трубку и, ээ, я не могу его найти.
- Hiçbir yerde bulamıyorum. - Hayır.
- Не могу его нигде найти.
Bu sabah kahvaltısını yapmadan çıkmış evden ve hiçbir yerde bulamıyorum.
Он ушёл ещё до завтрака, и я не могу его нигде найти.
Onu bulamıyorum hiçbir yerde.
Просто я не могу его нигде найти.
- Zoe'yi hâlâ bulamıyorum.
Я до сих пор не могу найти Зои.
Metal Upamı bulamıyorum.
Я же писала. Я не могу найти металлическую Упу.
O aptal oyuncağı bulamıyorum bile.
Я даже не могу найти глупую игрушку.
Tatlım, telefonumu bulamıyorum.
Милый, не могу найти телефон
Bob, ayakkabılarımın tekini dolabımda bulamıyorum.
Боб, одна из моих туфель пропала из шкафчика.
Kanamanın kaynağını bulamıyorum.
Не могу найти источник крови.
Temiz bir giriş yolu bulamıyorum.
Не могу найти правильный подход.
İnsülin sorunu için araştırma yapıp duruyorum ama hiçbir şey bulamıyorum.
Я убила на поиски проблемы весь день, и всё впустую.
Bir kurşunu bulamıyorum.
Я не досчиталась одной пули
Bir de konuşacak bir şey bulamıyorum.
Во-вторых, у меня проблема с тем чтобы найти тему для разговора. У тебя?
- Çok gerideyiz ve bulamıyorum!
У нас ничего не готово. и я не могу ее найти!
Hiçbir yerde bulamıyorum.
Я не могу его найти.
Arthur'a Uther'ı iyileştireceğime söz verdim. Ama doğru büyüyü bulamıyorum.
Я пообещал Артуру, что смогу исцелить Утера, но не могу даже найти нужное заклинание.
Arabamı bulamıyorum.
Не могу найти свою машину.
Normalde, ilk olarak Alicia'ya giderdim, ama onu bulamıyorum.
Я бы, конечно, сначала обратилась к Алисии, но не могу её найти. - Да.
Ana damarı bulamıyorum.
Не нахожу аорту.
Sana hemşire ayarlamak şöyle dursun öğle yemeğimi yemeye bile vakit bulamıyorum.
У меня даже нет времени, чтобы съесть свой собственный ланч, и ещё меньше времени на то, чтобы бегать вокруг и вербовать для тебя медсестёр.
Cidden üzgünüm, diyecek bir şey bulamıyorum.
Прости, других слов у меня нет.
Bulamıyorum ama artık.
Не могу их теперь найти.
Yaptığın şey yüzünden huzur bulamıyorum...
Из-за тебя я не могу обрести покой...
Minnettarlığımı anlatacak kelime bulamıyorum Gwen.
Нашу признательность не выразить словами.
O kadar çok Yahudi bayramı var ki Wikipedia'da bile bulamıyorum.
Так много еврейских праздников, я не Википедия, чтобы их все помнить.
Elvin'i bulamıyorum.
Я не могу найти Элвина.
Buenos Aires'te olanlardan sonra adamlar iyice zorlaştırdılar, tek açık bile bulamıyorum.
Мы воюем с повстанцами из Центра Земли. Сборщики налогов - наименьшая из наших проблем.
Deliği bulamıyorum.
Никак не получается.
- Hiç bir zaman doğru sesi bulamıyorum.
- Как-то не так звучит.
Arasam bile bulamıyorum baba.
Но что они могут сделать? Вы председатель, вся власть в ваших руках.
Köpeği bulamıyorum!
Я нe мoгу нaйти пca.
Telefonumu bulamıyorum! " dedi.
Я не могу найти свой телефон! "
Bak ben seni düşünmeden edemiyorum ve bir çıkar yol da bulamıyorum.
Я на самом деле не могу... Перестать... думать о тебе и...
Düğün kasetimi bulamıyorum. Anne uyan.
Мам, просыпайся.
Hay aksi, makbuzları bulamıyorum.
Проклятье, никак не могу найти чеки!
Tuzu bulamıyorum.
Не вижу соли.
Çekyatın çarşafı nerede, bulamıyorum. Her yeri aradım. Boş ver, önemli değil, önemli değil.
Ќе могу тебе постельное бельЄ найти. ¬ езде уже смотрел... ѕапа, не напр € гайс €, посплю на диване.
O kadar ilerilerindeyiz ki, komik bile bulamıyorum.
Я уже знал, что ты скажешь, это даже не смешно.
Doğru kelimeleri bulamıyorum.
Я не могу найти нужные слова.
Kona bölgesinde bana rehberlik edecek kimse bulamıyorum.
Я не нашла никого, кто мог бы провести меня через территорию Конов.
Anahtarlarımı bulamıyorum.
Не могу найти ключи.
İş bulamıyorum.
Я не могу найти работу.
Artık söyleyecek laf bulamıyorum.
Я не знаю, что тут сказать.
Neden beklentilerimi karşılayan bir erkek bulamıyorum?
Почему не могу найти мужчину, отвечающего моим стандартам?
Evet, bir şey bulamıyorum.
Да, у меня ничего нет.