English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ D ] / Dolan

Dolan translate Russian

2,094 parallel translation
Neden dolanıyor bu ıssız sokakları?
Что забыла здесь она?
Küçük ayakkıbalarıyla içeride dolanıyorlar ve her yeri bok ediyorlar.
Они ходят вокруг в маленьких туфлях и смердят.
Kesin olmayan bir rekor bugün kırılmış olabilir başlamadan bir buçuk saat önce hıncahınç dolan gösterisi onun için sonuncu olacak.
за одно место, что стало весьма неприятно забиты до отказа за полтора часа до начала его последнего выступления.
Er ya da geç bir tane bulur, ortama gireriz, kimseyi tanımadığımızdan boş boş dolanır sonra da ayrılıp başka bir parti ararız.
Чтобы наконец найти ее, добраться туда, где мы никого не знаем, постоять немного и в конце концов уйти, чтобы найти другую вечеринку.
Aç kurt gibi ortalarda dolanıyorsun!
Бродишь тут, словно голодный волк.
Çok bilmiş gibi davranıp etrafta dolanıyor Shakespeare'den alıntılar yaparak gözlerini kırpıştırıyorsun.
Соблазняла меня, цитировала Шекспира, хлопала ресницами.
Etrafından dolan!
Проклятье! Обгоняй, обгоняй!
Sevgi ve barış ile içi dolan bir film istiyorum.
В итоге хочется, чтобы фильм был о любви и мире.
Şimdi bizim etrafta dolanıp, kafalarımızı dışarı çıkartıp şu tekne ile ilgilenmen için gerekli olan şeyleri getirmemizi isteyeceksin değil mi?
Я думаю, ты хочешь чтобы мы бегали, подставляя свои шеи, добывая все что тебе нужно, толко чтобы ты смог забрать нашу лодку.
Ertesi sabah beni çalılıkta dolanırken buldular.
Меня нашли следующим утром блуждающим по болотам.
Basında hakkında bir sürü dedikodu dolanıyor.
В прессе о вас ходят самые разнообразные слухи.
Anneniz sizi suçladı, sen de şimdi dünyanın boktan olduğunu, düşünüp çetenle etrafta dolanıp lidercilik oynuyorsun.
И твоя мать обвинила в этом тебя. С тех пор ты считаешь, что весь мир - дерьмо. Поэтому ты шатаешься здесь с этими педиками и считаешь, что ты у них - главный.
Müzikten sapa bir küller çölünde dolanır dururum.
Без музыки я потеряюсь в пустыне из праха.
Sinirimi bozar ya da bir şekilde ayağıma dolanırsan dayak yersin.
Если будешь меня раздражать или болтаться под ногами - будешь избит.
Biliyorum, oraya dolan çift bileşenli bir sıvı bomba.
Знаю. Это двойной взрыв. Жидкая бомба.
Yine mi hilekarlık, yalan dolan peşindesin?
Чем? Вашей ложью?
Koridorlarda dolanıyorum.
Прогуливаюсь по коридорам.
Bu evde yeterince erkek dolanıyor zaten.
Здесь достаточно мужланов, слоняющихся по дому.
Onun yanında dolanıp duruyor.
Он же души в ней не чает.
Etrafta başıboş bir katil dolanıyor diye kasabaya yeni gelen aileyi suçlamayalım.
Давай не будем во всем винить новую семью. просто потому что ты многое получил, а убийца на свободе.
Öyleyse sen Samantha Gilbert'ın hâlâ hayatta olduğunu Mystic Falls'ta dolanıp kurucuları öldürdüğünü mü düşünüyorsun?
Так ты думаешь, что Саманта Гилберт еще жива, находится в Мистик Фоллс, и убивает основателей?
Olmaması gereken yerlerde dolanıp duruyor.
Она шпионила в местах, где её не должно было быть.
- Etraflarından dolan.
- Обгоняй их. Обгоняй.
Dolan. - Halledeceğiz.
- Мы справимся.
- Etrafından dolan.
- Обходи их. - Ладно!
Ah, sadece etrafta dolanıyordum.
Ой, просто осматривалась вокруг.
Senin için kapı kapı dolanıyordum. Tüm kartlarımı verdim hatta.
Я для тебя в лепешку расшибся, приятель, даже раздал все свои визитки.
Etrafta dolanıp diğerleriyle olaylara falan karışıyorduk.
Ну, как бы, ездили туда-сюда, попадали в аварии с другими автомобилистами.
Yoksa ne işleri var, böyle dolanıp "bu sahneyi tamamlamak için bir bebek lâzım" mı diyorlar yani?
чем они занимались? чтобы завершить диораму "?
Ortalıkta dolanır, kapı eşiklerinde uyurlar.
Слоняющихся повсюду, спящих под дверями.
- Pete Dolan öyle demiyor ama.
- Пит Долан утверждает обратное.
- Pete Dolan kendisine bir içki ısmarlayan herkese hikâyeler uyduracan bir serseri.
- Пит Долан - подонок, который навешает лапши любому, кто угостит его выпивкой.
Bende, sen benimle Jason'ın evinin etrafında dolanırsın diye düşünmüştüm.
Я надеялась ты сможешь пойти в дому Джейсона и последить со мной.
Bizi bu yalan dolan konusunda daha antrenmanlı bulucağınızı sanmıyorum.
Не думаю, что нам стоит слишком возиться с это обезьяньей историей.
Kümeste tilki dolanıyor Profesör.
Лиса в курятнике, профессор.
Arkalarından dolanıp hepsini götünden sikeceğiz!
Мы выйдем позади них и трахнем прямо в задницы.
Tüm insanlar kalkmış, dolanıyor.
Все здесь не спят и ходят вокруг.
Dışarıda basından insanlar dolanıyor.
Она давала много интервью. - Эй, Дженни. Здесь полиция.
Ölmeden önceki hemoglobin ve hematokrit sayımlarını tam olarak söyleyemeyeceğim. Ama tahminime göre çocuk yaklaşık dört ünite kanla dolanıyormuş.
Я могу вам точно сказать, каков был уровень его гемоглобина или гематокрита перед тем, как он умер, но по моим подсчётам, этот парень лишился около четверти объёма крови.
" Geierların doğuştan ağaçların üzerinde gitme yetenekleri vardır. Onlardan habersiz altlarında yürüyen kurbanlarının üzerlerinde dolanırlar.
Стервятники имеют врождённую способность передвигаться по деревьям, оставаясь над своими жертвами, которые идут внизу, ничего не подозревая ".
Etrafta dolanıyoruz. İnsanlarla tanışıyoruz ve eğleniyorum.
Знакомимся с людьми и просто веселимся.
Dolanırken kulak misafiri oldum.
Я подслушиваю, пока верчусь рядом.
Etraftan dolanın!
В обход! Скорее!
Pekâlâ dinle, işin içinde yalan dolan olduğunu biliyorum ve seni cidden yargılamıyorum ama doğruyu mu söylüyorsun?
Ладно, слушай, я знаю, что ты обманывал её и изменял, и не мне тебя судить, но сейчас ты говоришь мне правду?
Tüm kış aynı yerlerde dolanıp durduk.
Мы всю зиму ездили кругами.
Bütün gün dolanıp durduktan sonra, sonunda Madison'daki JDF'ye gittik.
Убив целый день мы в конце концов зашли в Дж.Д.Ф.С на Мэдисон.
Bay Karınca kısa donuyla dolanırken kumarla çok sıkı fıkıydı.
У мистера-муравьи-в-штанах целая история со игровой зависимостью.
Ortalıkta pek çok hikâye dolanıyor.
Слухов ходит очень много.
Etrafta dolanıyorum.
Я езжу по округе.
- Etrafımızda dolanıyor. - Çekil oradan.
Оно приближается!
Raylan Givens etrafta dolanıyormuş.
Рэйлан Гивенс что-то вынюхивает там.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]