Duymadım translate Russian
5,625 parallel translation
- Duymadım.
Нет
Öyle bir şey duymadım.
Никогда о таком не слышал.
- Kimsenin böyle söylediğini duymadım.
- Никогда такого не слышал.
Okun saplanma sesini duymaya kilitlenmiştim ama hiçbir şey duymadım.
Я пытаюсь услышать звук врезающейся стрелы, но ничего не слышу.
Hiç bir şeyden pişmanlık duymadım.
И я не о чем не жалею.
Hiç duymadım.
- Не слышал о вас.
- Ben bir şey duymadım? - Pil mi bitiyor?
Я ничего не слышал.
Adını hiç duymadım.
Никогда о нём не слышал.
Hiçbirini duymadım.
Никогда о них не слышал.
- Adını hiç duymadım.
Никогда о нем не слышал.
- Evet biliyorum sadece dediğini duymadım.
Да, я в курсе. Просто не расслышала.
Hayır bütün gün onun hakkında hiçbir şey duymadım.
Нет, за всесь день ни разу.
- Hiç duymadım.
Никогда о нем не слышал.
O kitabı hiç duymadım, o yüzden...
Я никогда не слышала об этой книге, так что...
Veya büyük bir kaçak Bir öldürme konusunda bir kelime duymadım.
Никогда не слышал и слова о убийстве или беглеце.
- Senden hiçbir şey duymadım!
- От вас - ничего!
Gizlice yaklaştı muhtemelen çünkü onu duymadım.
Прокралась, возможно, потому что я не слышала.
Hiçbir şey duymadım...
Я ничего не слышал.
Adını hiç duymadım.
Не знаю такого.
Jaguar süren bir tane bile maaşlı profesör duymadım.
Не знаю ни одного профессора, который водит "Ягуар".
Yemin ederim bir şey duymadım!
* Клянусь, я ничего не слышала!
Bundan daha tehlikeli ve fesat bir şey duymadım ben!
Это самая опасная и крамольная книга из всех, что я знаю!
- Değil çünkü böyle bir şeyi hiç duymadım! Ayakkabıları elimi daldırıp çıkaracağım.
Сейчас вытащу.
Tam olarak duymadım yani.
Я вообще не слышала её.
- Hiç duymadım.
- Пока обходился.
Ben duymadım.
Ничего, что бы я услышала.
Az önce ne dediğimi duymadın mı?
Ты не слышала, что я только что сказала?
Ya hiç adını duymadığımız süper bir filmin hayranıysa?
Может, он фанат какого-то фильма, о котором я и не слышал?
Gurur duymadığım şeyler.
Я не горжусь этим.
Philippe, beni duymadın mı?
Филипп, ты меня слышишь?
Yoksa duymadınız mı?
Вы что, не слышали?
Adam blog yazarı ve onu buraya, Siber Suçlar Bölümüne getirirken bana bundan bahsetme gereği duymadın mı?
Он блоггер и ты не подумала напоминать это, когда привела его в отдел по кибер-преступлениям?
O gün için pişmanlık duymadığımı mı zannediyorsun?
Думаете, я не сожалею о том дне?
Önceden duymadın mı?
Ты не слышала?
Duymadın mı?
Ты не слышал?
Olan biteni duymadın mı yani?
- Хочешь сказать, что ничего не знаешь?
Abim Bevan ve ben Almanlar'la savaşmak için yazılmıştık ama daha önce hiç duymadığım bir ülkeyi işgâl etmek üzere küçük bir teknedeydim işte.
Мой брат Беван и я были призваны, чтобы бороться с немцами. И теперь я в маленькой лодке, что бы вторгнуться в страну, о которой я никогда не слышал.
Tanrı'nın her günü bunun için üzüntü duymadığım tek an bile yok.
И не проходит и минуты, чтобы я об этом не сожалела.
Adını hiç duymadığım ortak dostlarımızdan Bayan Culmington'la buluşmak için Owen'lar tarafından buraya davet edildim.
Я был приглашен сюда Оуэнами, о которых я никогда не слышал, навестить общего друга, миссис Калмингтон.
Alt kata inerek bir şişe içki alıp Wargrave'yi vuracağım ve kimsenin sesi duymadığına emin olarak onu giydirip yeniden üst kata çıkacak zamanı nereden bulacağım?
Откуда бы я мог взять время спуститься вниз, захватить бутылку бренди, быстро выпустить пулю в Уоргрейва, убедиться, что никто его не услышит, переодеть его и опять вернуться наверх?
Duymadın mı Ben?
Бен, ты слушал?
Ama sen duymadığımı farzet.
Но давай представим, что это не так.
Duymadınız mı?
Вам ясно?
Beni duymadın mı amına koyayım?
Ты бля не слышал меня? !
Seslendiğimi mi duymadın mı?
Ты не слышала, как я тебя звал?
ETA'yı hiç duymadınız mı?
Никогда о них не слышали?
Beni duymadınız mı?
Оглохли, что ли?
Birşey duymadın mı?
Нет.
Dün gece Spencer'ın ne dediğini kimse duymadı mı?
Разве никто не слышал, что эта мразь, Спенсер сказал прошлой ночью?
Duymadın mı yoksa Ron?
Рон, ты не слышал?
Duymadın bile haliyle çünkü ben artık bir hortlağım.
Нет, конечно нет, ведь я же призрак.