Farkındasın translate Russian
1,773 parallel translation
- Robotla konuştuğunun farkındasın değil mi?
Ты понимаешь, что с железкой говоришь? Я знаю!
Bunun delilik olduğunun farkındasınız, değil mi?
Это же бред, не так ли, доктор?
Bir Collins olarak ailemize musallat olan karanlığın farkındasınızdır.
Раз вы одна из Коллинсов, вам известно о трагедиях нашей семьи.
Ama umarım gizem filmlerindeki sıradan karakterlerin öldürülmeden önce söyledikleri şeylerin aynısını söylediğinin farkındasındır.
Ладно. Но надеюсь ты понимаешь, что во всех детективах стоит герою сказать такие слова, его тут же убивают.
Yaptığın yanlış ve sen bunun farkındasın!
Ты знаешь, что это неправильно!
Kartel seni öldürecek, bunun farkındasın.
Картель убьет тебя из-за этого, и ты это знаешь.
Okuyamayacağının farkındasın.
Ты же знаешь, что читать все равно не умеешь.
Kudretimin farkındasın.
Ты знаешь о моей силе.
Bunun farkındasın.
Ты это знаешь?
Ama sen bunun zaten farkındasın.
Но вы то уж это знаете.
Bunun farkındasın, değil mi?
Вы это знаете, не так ли?
Onun bütün yerleri donattığının farkındasın, değil mi?
Ты понимаешь, что он мог там расставить ловушки, да?
Neden burada oludğunun farkındasın. Ben senin neden burada olduğunun farkındayım. Öyle mi?
Вы знаете, почему вы здесь, Я знаю, почему ты здесь.
Ruhsuzsunuz, donuk bakışlısınız, farkındasınız değil mi?
У вас холодные мёртвые глаза.
Bu çağrılar daha çok şubelerin işi farkındasın değil mi?
Да. По таким вызовам обычно работают агентства.
Farkındasın değil mi?
Ты ведь это знаешь.
Bu ne anlama geliyor farkındasın, değil mi?
Знаешь, что это значит?
Bunun benim dünyama girmek anlamına geleceğinin farkındasın değil mi?
Ты осознаешь, что таком образом оказываешься в моем мире?
Farkındasın değil mi?
Ну, ты и сам знаешь.
Bunu yapmana gerek yok. Farkındasın, di mi?
Ты же знаешь, что не обязан этого делать?
Ve sen de bunun farkındasın.
И ты это знаешь.
Bir taşla iki kuş. Farkındasın değil mi? Bu konuda haklı çıkarsan kariyerimizin devamını Walla Walla'daki bir bilet gişesinde geçiririz.
Двух зайцев одним ударом. на платном пропуском пункте?
"O benim annem değil ve bunun farkındasın." dedi.
А он ответил : "Она не моя мать, и вам это известно".
Farkındayım ama hikayesinin duruma uymadığının farkındasın.
- Понимаю, но она явно врет.
Onun "herkes" kategorisine girdiğinin farkındasın değil mi?
Ты понимаешь значение слова "никому"?
Eminim ki, kocamın kıymetli metalinden benim için yapmış olduğu bir bileziği takmanın ne kadar kolayca yanlış anlaşılacağının farkındasındır.
Надеюсь, ты понимаешь, как неверно может быть истолковано то, что ты носишь браслет, который мой супруг изготовил из своего превосходного металла для меня.
Halkın gözünde bunun ne kadar garip duracağının farkındasın değil mi?
Потому что ты знаешь как облупленный как бы это звучало публично?
Senin de ona vurman gerektiğinin farkındasın, değil mi?
Ты ведь знаешь, что сможешь двинуть ему, да?
Size karşı kurulan komploların farkındasınız, değil mi Kutsal Babamız?
А знаете ли вы, Святой отец, о заговорах против вас.
Siz de farkındasınızdır gerçi.
Как вы и сами прекрасно знаете.
Büyük bir içtenlikle teşekkürlerimizi sunuyoruz. Lakin istediğin şeyin imkansız olduğunun farkındasın.
Мы от всего сердца благодарим тебя, но знай : то, что ты просишь - невозможно.
En azından kiminle karşı karşıya olduğunun farkındasın.
Ну, по крайней мере вы знаете, кто одолжит вам стакан сахара.
Elimin altında bıçak olduğunun farkındasın değil mi?
Знаешь, а ведь здесь и ножики есть?
Onun Cassie'ye âşık olduğunun farkındasın değil mi?
Ты ведь понимаешь, что он любит Кэсси.
Şu yaptığınız şeyin yan etkileri olduğunun farkındasınız değil mi?
Вы ведь знаете, что у вашей маленькой добавки есть побочные эффекты?
Amerikan seçim sisteminde yolsuzluğun diz boyu olduğunun eminim farkındasınız.
И, как вы все знаете, выборы в Соединенных Штатах пропитаны коррупцией.
Herhalde sen de kesinlikle farkındasın ki eğer seni kabul edersek istisnai bir durum olacak.
Вы, полагаю, знаете, что станете исключением из правил, если мы вас примем. Да.
Bu yüzden hiçbir zaman arkadaş olamayacağımızın farkındasın değil mi?
Ты ведь понимаешь, что именно поэтому, мы никогда не сможем стать друзьями?
Georgia komik, eğlenceli, senin için uygun yaşta, zeki. Ve onunla evlenmek istediğinin farkındasın.
Джорджия забавная и велёлая, достаточно взрослая и замечательная, и ты знаешь, что хочешь на ней жениться.
Bu soruşturmalara dahil olman yüzünden kaygılarının dışa vurumu gibi görünüyor. Çünkü günlük rutinlerini engelleyip nöbet geçirmeni tetikleyebileceğinin farkındasın.
Звучит так, словно ты боишься быть вовлеченным в это дело, потому что знаешь, что это выведет тебя из равновесия.
Farkındasın değil- - Bu işe, insanlara yardım etmek, bu ülkeyi daha iyi bir yer yapmak için girdim.
Я взялся за эту работу, чтобы помогать людям, чтобы изменить эту страну к лучшему.
Her canın istediğinde okula gelemeyeceğinin farkındasın, değil mi?
Вы понимаете, что вам нельзя просто так прийти и околачиваться где захотите на школьной территории?
Hepiniz farkındasınız.
Нам все известно.
Bisikletin henüz pek işine yaramayacağının farkındasın herhalde, Roger amcası.
Уверена, Вы знаете, что велосипеды пока бесполезны, дядюшка Роджер.
Bu Topaz'ı anlatmıyor farkındasınız değil mi.
Вы беспокоитесь, что это слово не ассоциируется с Топазом.
Başka? Uçaklarını değiştirebilmek için 54 milyon dolar borçlandıklarının farkındasın değil mi?
Так ты знаешь, что они взяли в долг $ 54 миллиона чтобы заменить свои самолеты?
Kendini buna çok kaptırıyorsun farkındasın, değil mi?
Ты вкладываешь в это слишком много, знаешь ли.
Sana karşı bir uzaklaştırma emri olduğunun farkındasın değil mi?
Ты понимаешь, что против тебя есть судебный запрет, да? Да.
Büyük bir kısmını bildiğimizin farkındasın.
Многое из того, что тебе известно, знаем и мы.
Hepiniz bunun farkındasınız, değil mi?
Tы же в курсе.
Zirveye çıkıyorsun ama fark ediyorsun ki daha sadece yolun yarısındasın.
Вы достигаете вершины и осознаете что это на самом деле лишь середина.