Günah translate Russian
3,286 parallel translation
Günah Bekçisi senin ruhunun derinliğine ulaşır, ve günahlarını içine çeker.
Пожиратель Грехов проникает к тебе в душу - и проглатывает твои грехи, избавляя тебя от зла. - И как нам такого найти?
Eğer o tetiği çekersen, bu günahı kalbinde ebediyen taşırsın.
И если вы нажмете на курок, вы будете нести этот грех в своем сердце вечно.
Günah Bekçisi.
Пожиратель грехов.
Günahını kalbinde taşıdığın sürece,
Пока вы несете грех в своем сердце,
Günahını aldığım bir adam. Hayatını kurtaramadığım.
Чью жизнь я не смог спасти.
Ve tüm bunlar için her ne kadar Conrad'ı günah keçisi ilan etmek istesem de, bu benim tarzım değil.
И насколько я хотел бы, Конрад - козел отпущения для них, это не в моём стиле.
Evladını başkasına vermek dünyanın en kötü günahı olmalı.
Отдать своего ребенка было самым ужасным преступлением в мире.
Ben bir günah işledim.
Я согрешила.
Sen benim katlanmak zorunda olduğum birisin. Sen benim orijinal günahımsın.
Ты мой первородный грех.
Bu arada, bana günahını ver.
А пока дай мне свой грех
Ve sonra ben : "Bana günahını ver, Sally"
И я. "Дай мне твой грех, Салли."
Bir günah işledim.
Я согрешила.
Beni bağışlayın peder, günah işledim.
Благословите меня, святой отец, ибо я согрешил.
Son günah çıkarmamdan bu yana çok zaman geçti.
Я очень давно не исповедовался.
İtiraf edeceğin günah nedir?
В чём ты согрешил?
Günahının bağışlanması için, dine bağlı olduğunu itiraf etmelisin.
Чтобы найти прощение, верующий должен исповедаться.
Eğer beni geri istiyorsan, döndüm, ama senin günah keçin olmak için burada değilim.
Если хочешь, чтобы я вернулась, я вернусь. Но я не буду мальчиком для битья.
Ta ki Günah Yiyen seni kan bağından ayırana kadar.
Пока Пожиратель грехов не разрушил вашу связь.
Ve bundan daha büyük bir günah yok.
Греха хуже не существует.
İşte en büyük günahım bu.
Это мой великий грех.
O zaman günahın çok küçükmüş, dostum.
Тогда ты почти не грешил, друг мой.
Günah yiyici.
Пожиратель Грехов.
Ben günah yiyiciyim...
Но я Пожиратель Грехов.
Günah Yiyici.
Пожиратель Грехов.
Bir günahın kokusunu bir mil öteden alırım.
Я могу учуять грех за километр.
Burası bir mahkeme Bayan Walker, günah çıkarma yeri değil.
- Здесь зал суда, мисс Уокер, не исповедальня.
- Biliyorum ama size söyleyemem. Bu kadının günahı ne, değil mi ama?
но не могу вам рассказать ведь так?
Günah keçisine ihtiyacımız olduğunu da biliyoruz.
И мы знаем, что нужен козел отпущения.
Ama günah keçisinin kim olacağı konusunda bir düşünelim.
Но давайте будем откровенны в том, кто должен стать козлом отпущения.
İhanetin sadece insanlar tarafından işlenen bir günah olduğunu sanıyordum.
я дyмaлa, пpeдaтeльcтвo - этo гpex, cвoйcтвeнный тoлькo людям.
Günah topraklarımıza vardı.
Грех пришёл на нашу землю. Что за беда? Мой грех, не уберёг.
Ruhuna günah bulaştırma!
( испуганные крики людей вдалеке )
Benim bir günahım yok! Günah baştan çıkanın değildir, baştan çıkaranındır derler!
У меня оно вызвало омерзение.
Kesinlikle Herkül senin en büyük günahın hırsın olmamasıydı!
- Именно! Твой грех, Геракл, в отсутствии амбиций!
Evin günah yuvası olduğunu öğrendiler.
Они знают, что мы говорим о сексе.
Eskisinden daha beter günah keçisi olacağız.
Мы станем козлами отпущения, хуже чем когда-либо!
Ve Adem'den sonra on nesil boyunca, günah bir parçamız oldu.
И уже десять колен со времен Адама грех живет в каждом из нас.
Sadakat dediğin, korku ve günah arasındaki bir çiçektir.
Преданность - это хрупкий цветок, в урагане страха и соблазна.
Bu günlerde günah çıkarmada duyulan sıradan şeylerden.
чегο тοлькο на испοведи не услышишь нынче.
Günah çıkarırken söylediği bir şeyin kaidesinde söylersin.
Скажет, чтο вы нарушили тайну испοведи. Знаю, знаю.
Günah çıkarmasıyla bir ilgisi yok. Bakalım neler oluyormuş.
Не испοведοвать, а прοстο чтοбы пοнять, чтο с ней прοисхοдит.
- Günahını bağışlamadınız herhalde?
Нο вы, разумеется, не οтпустили ему грехи?
Suç işlemekle tehdit ediyor, günahının bağışlanmasını değil.
Он грοзит сοвершить преступление, а не ищет прοщения за сοвершеннοе.
Zinanın günahını mı çıkarayım?
Хοтите, чтοбы я сοзнался в прелюбοдеянии?
Tüm günahlarımın geçmişte kaldığını düşünsem de. Aksi hâlde günah olmazlardı. Kötü düşünce olurlardı sadece.
Хοтя, навернοе, все грехи - былые, иначе οни были бы не грехами, а грязными пοмыслами, οдοлевающими вас.
Affedilmez bir günah işlesen bana söylerdin herhalde?
Скажешь, чтο этο мοральный грех?
Günah işlediğim için beni affet Peder.
Прοстите меня, Отец, ибο я сοгрешила.
Günah Bekçisi nasıl saklanacağını iyi biliyor.
Этот Пожиратель грехов знает, как прятаться.
İncil'e göre, günah, ilahi kanunların ihlal edilmesidir.
Согласно Библии грех — это нарушение Закона Божьего.
Bu benim günahım, ve her gün buna katlanmak zorundayım.
Это мой грех... и я должен нести его всю свою жизнь.
Sadece sen onu günah olarak görüyorsun.
Только вы видите это, как грех.