English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ I ] / Iknâ

Iknâ translate Russian

45 parallel translation
Hazır bardaklar elimizdeyken, yeni iş arkadaşımıza da içelim. İki günde temyize gitmeden bir dava kazandı ve şu anda kazanışımızı kutladığımız müşteriyi iknâ etmemize... yardımcı oldu. - Ally'ye.
Поскольку мы закончили это дело, мы должны поднять тост за нашего нового партнера, который выиграл дело до апелляционного суда и помог нашему клиенту, за что мы и выпьем...
Zamanı geldiğinde iknâ edici olabiliriz.
Но мы умеем убеждать, когда приходит время.
Lütfen yönetmemesi için onu iknâ etmeye çalış.
Постарайтесь убедить его не дирижировать.
Dünyadaki hiçbir şey, onu boşanmaya iknâ edemez.
Она никогда не даст мне развод.
Peki onu iknâ etmek için, ne söylemeyi düşünüyorsunuz?
- Как вы его убедите? Не знаю.
Ailelerine destek çıkmak ve çocuklarını vermeleri için iknâ etmek adına onlara para teklif ediyorlar.
Предлагают деньги, чтобы поддержать семьи. Они не просто содержат приют.
Benimle konuşmaya seni nasıl iknâ edebilirim?
Я же сказал, что есть разговор.
Biraz iknâ olunca, savcılık suçlamada bulunmaktan vazgeçti.
Мы слегка надавили - и окружной прокурор согласился не выдвигать обвинений.
Clark'ın nasıl olduğunu bilirsin. Bu işin çok tehlikeli olduğunu düşünüp vazgeçmem için beni iknâ etmeye çalışacaktır.
Ну ты же его знаешь, начнет говорить, что это опасно, попытается меня отговорить.
Onları, dediklerimi dikkate almaları konusunda iknâ etmelisin.
Убеди их скрыть мои слова.
Grant'ten ayrılmaya iknâ olarak bana teşekkür ettin zaten.
Благодари, что убедила порвать с Грантом.
Bakıcıyı bu gece gelmemesi için iknâ ettim.
Я уговорил няню взять выходной.
Bakıcıyı, bu gece gelmemesi için iknâ ettim.
Я убедил няню взять выходной.
Hayır, kastettiğim, birazcık iknâ etmek zorunda kaldım, hepsi bu.
Нет, я имею ввиду, мне пришлось использовать немного... убеждения и всё.
Adam bizi birbirimize bağIı olduğumuza iknâ etti.
Адам убедил нас, что мы подходим друг другу,
Ve sen onu, bunun en doğrusu olduğuna iknâ edeceksin.
И ты убедишь её, что это верное решение.
Bu insanları, onlardan yana olduğuma nasıl iknâ edeceğim?
Как же я должен убедить этих людей, что я на их стороне?
Sanırım insanları iknâ edebilme konusunda yeterince iyi değilim.
Похоже, я не очень хорош в импровизации.
Ayrıca sorun çıkartacak olursa, gerekli iknâ kabiliyetine ve sağduyuya sahibim.
А если он начнет мне досаждать, у меня всегда найдутся аргументы и логика.
İşte iknâ kabiliyetim ve işte sağduyum.
Вот аргументы... а это логика.
Görevin beni iknâ etmek.
Твой долг меня арестовать.
Ben iknâ olmadım.
Неубедительно.
Farklı alanlardaki suçluları bir araya getirip organize etmek için psikolojik iknâ yöntemlerini etkili bir biçimde kullanıyor.
У него очень хорошее психическое влияние на заключённых, чтобы организовать этот побег.
Ama ben iknâ olmadım.
Но меня они не убедили.
Ben iknâ ettin, Dent. Senin için bir bağış etkinliği düzenleyeceğim.
Ну, Вы меня убедили, Дент, устрою благотворительный вечер для сбора денег.
Surrillo'yu böyle bir maskaralığa nasıl iknâ ettin?
Как ты убедил судью Сурилльо учавствовать в этом фарсе?
Mahkemeyi sana bakabileceğimizi iknâ etmem gerekiyor.
Я должен убедить суд, что мы сможем хорошо позаботиться о тебе.
Yeterince iknâ edici olsaydın, ciddiyetini anlarlardı.
"Продолжишь и я убью тебя".Вот так просто.
Bütün gece araba kullanıp, Joy ve Darnell'in bölgesindeki güvenlikleri, egzotik hayvan kuryesi olduğuma iknâ ettikten sonra evlerine ulaşabildim.
( лай ) Эрл : После езды всю ночь и убеждения охраны частного квартала, где были Джой и Дарнэлл, что я доставщик экзотических животных, я наконец-то добрался до их дома.
Onu gelmeye iknâ etsen harikâ olurdu, çünkü Jim'i o gün yalnız bırakmam istemem.
Будет круто, если ты его уломаешь, ведь я очень хочу прийти ради Джима.
Uzlaşmak istiyorsanız onları iknâ etmenin yolunu bulmanız gerek.
Если вы хотите достичь соглашения, придется придумать, как их мотивировать.
Bay Jayne, hesabı konusunda beni iknâ etmiş durumdadır beyler.
Мистер Джейн дал мне право выступить его гарантом.
- Tabii ki anlıyorum.Siz Anglet'i kandırdığıma ve... sonra da onun beni öldürmek istediğine iknâ olmuşsunuz.
Ваши люди убедили Англета, что я надул его. а затем отпустили его, чтобы он мог убить меня.
Adams'ın ailesi tarafından mahvedildiğine neden bu kadar iknâ olduğunu çözmeye çalışıyorum.
Я всё пытаюсь понять, почему ты так уверен, что родители нанесли Адамс душевную травму.
Onun burada kalıp görevini yapmaya iknâ etmekle yükümlüsün.
Вы обязаны остаться здесь и убедить его исполнить свой долг.
Ender, seni orduya geri dönmeye iknâ etmemi istiyorlar.
Эндер, они ждут, что я уговорю тебя.
Ve Jüri onun şahitliğine iknâ olmaz.
Никто из присяжных не сможет осудить его на одних только ее показаниях.
Anne, geçen sefer beni Bass ile evlenmeye iknâ etmeye çalışıyordun.
Мам, прошлым летом ты пыталась убедить меня выйти замуж за Бэсса.
Dallas polisindeki bazı arkadaşları ziyaret edip bu rehine olayının bir eşek şakası olduğuna iknâ etmem gerekti.
Пришлось остановиться и навестить некоторых приятелей в Далласе и убедить их, что эта штука с заложниками была обманом.
- Kız kardeşiniz beni bira fabrikasındaki işlere yardım etmem için Amerika'ya olan seyahâtimi ertelemem hususunda iknâ etti.
Твоя сестра уговорила меня отложить мою поездку в Америку и помочь ей с пивоварней.
Kızıma söyle, Henry Tudor'un karısı, İngiltere Kraliçesinden mektup geldiyse Düşesi iknâ etsin.
- Скажите моей дочери, что, если письмо будет от нее, королевы Англии, жены Генриха Тюдора, оно сможет убедить герцогиню.
İğrenç ve hiç iknâ edici değil.
Это ненормально... и так неубедительно!
- İknâ edici olabilirim.
Я умею убеждать.
Yohaan'ı o notu yazmaya iknâ etmeyi becermişti, kim bilir daha neler yapabilir?
Сегодня он Йохана уговорил фальшивую записку написать,
Bizi iknâ etmenize asla izin vermemeliydik.
Нужно было остановиться на искусственном протезе.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]