English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ K ] / Koşuyor

Koşuyor translate Russian

594 parallel translation
Siz düşük yaptığınız halde hala iş peşinde koşuyor. Öyle birine adam denir mi?
Он игнорировал вас неделю после вашего выкидыша.
Bir yosmanın peşinde koşuyor...
Как вам это? Даффи!
- Etrafta deli gibi koşuyor.
- Она носится по дому, как сумасшедшая.
Hepsi çiftçinin karısının peşinden koşuyor!
За фермерской женой
Neden koşuyor olduklarını.
Понять, что заставляет их бежать.
Siyah olan karada koşuyor
То Чёрный бегает по берегу
Koşuyor muydun, delikanlı?
- Вы бежали, молодой человек?
İlk adamın evine koşuyor.
Она срочно идет на свидание с первым парнем.
Ne kendisine ait olmayan çözümlerin peşinden koşuyor ne de ölümünün çözümlenmemiş bıraktığı olayları tamamlamaya çalışıyoruz.
Не ищем решений, потому что не знаем, были бы его решения такими же. Не пытаемся восполнить пробелы, оставшиеся после смерти режиссёра.
Ben huzursuzum, o da yardıma koşuyor.
Мне плохо, и он спешит мне на помощь!
Senin peşinden koşuyor.
Принюхивается.
Topuklu ayakkabı giymiş küçük adamlar mı koşuyor orada?
Маленькие человечки носятся там на каблуках.
Hey bak! Nereye koşuyor?
Вы посмотрите!
O da ilk otobüse atladı ve senin hastane yatağına doğru koşuyor.
поэтому он первым же автобусом помчался к вашей постели.
Kan ve toz arasından Bir kısrak uçarcasına koşuyor,
Сквозь кровь и пыль Летит, летит степная кобылица
"Ormandaki geyik özgürce koşuyor. " Yaklaşan fırtınayı selamlamak için toplanıyorlar.
В лугах светит солнце, в разгаре июль, олень скачет в чаще лесной.
Bugün hep favoriler koşuyor. Mecbur kalırsan 1'e 4'ü kullan.
Все большие ставки будут сегодня попозже.
Bütün gün orada koşuyor ve oynuyor.
В полях. Она бегает и играет там весь день.
Her ne zaman ona bağırsam, babasına söylemeye koşuyor.
Всякий раз, когда я ругаю его, он убегает, чтобы пожаловаться отцу.
Pekala, deli gibi koşuyor...
Бегает везде...
İkinciye koşuyor!
Пошел на второй.
Richardson koşuyor!
Ричардсон идет вперед.
Birçok kadın peşinizden koşuyor olmalı.
Женщины, наверное, на шею гроздьями вешаются.
- Genç Archy Hamilton koşuyor.
- Сегодня бежит Арчи Гамильтон.
Genç Lasalles 10'un altında koşuyor.
Молодой Ласэллз тоже бежал меньше десяти.
Tabi ki Komite'ye koşuyor.
Бежит в Комитет, естественно.
Süt devriyesi özgürlüğe koşuyor!
Молочный патруль спешит на помощь!
"Düşen uçağın yardımına koşuyor."
"Это авария грузовика".
Herkes telaşla koşuyor. Nereye koşuyor?
Все за чем-то бегут.
Hun atları karayelde koşuyor.
Конь хуских степей за северным ветром бежит,
İkinci yarışta kimler koşuyor?
Кто во втором забеге?
İkinizinde maratonda koşuyor olması çok güzel.
Я думаю это здорово, ребят, что вы оба бежите марафон. Я..
O da hayır yapmak için maratonda koşuyor.
И она бежит марафон для благотворительности.
Koşuyor şimdi!
Он бежит!
Koşuyor!
Он бежит!
Sen yaşlandığında ben yaşlandığımda bu çocuklar şehirde koşuyor olacaklar.
Когда мы станем старыми... эти дети будут управлять страной.
Ve koşuyor!
Го-о-о-ол! "
- Bu çocuk çılgınca koşuyor!
- Мальчишка носится, как угорелый!
Maldonado vuruşunu yapıyor ve birinci kaleye koşuyor.
Мальдонадо точно ударяет и добегает до базы в центре поля.
İşte Brenly üçüncü kaleye koşuyor.
Одно очко есть. Вот Бренли идет на третью.
Buradan dışarı koşuyor şimdi.
Сейчас он её объездит.
- Bugün Thunderclap koşuyor mu?
Сегодня Тандерклап бежит?
Kaliforniya'da sürekli peşimden koştu. Hala peşimden koşuyor.
Все началось в Калифорнии и продолжается до сих пор.
Neden koşuyor peki?
Он на меня слишком странно взглянул.
Devriye Smith çitin arkasındaki otoparka koşuyor.
Патрульный Джо Смит бежит на парковку, что за забором.
Tokyo ve Washington'da haber peşinde koşuyor. - Bu yüzden ona ulaşamıyorum.
Ей было тяжело со мной связаться
8. başladığında hala koşuyor olur.
Она ещё будет бежать, когда стартует 8-й заезд.
Herkes koşuyor.
Никому нет ни до кого дела.
Ortalıkta mı koşuyor?
Бродит вокруг?
Sayıya koşuyor.
'оум ран!
Oswald kollu mekanizmalı tüfekle 5,6 saniyede üç el ateş ediyor... sonra üç kovanı da güzelce yan yana pencerenin önünde bırakıyor... tüfekteki parmak izlerini siliyor, silahı çatı arasının öbür ucuna saklıyor... merdivenlerden beş kat aşağı koşuyor... onu görmemiş olan Victoria Adams ve Sandra Styles'ın yanından geçiyor... ardından ikinci katta soğukkanlı ve sakin bir halde devriye Baker'ın karşısına çıkıyor.
Осваль оставил три гильзы прямо там, где и стрелял. Но, при этом, начисто стирает отпечатки с винтовки. Переносит ее на другой конец помещения.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]