English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ M ] / My

My translate Russian

2,581 parallel translation
Bu, senin için kesilmiş parçam.
This is my body, which is broken for you.
Kızım ışığa doğru cesur adımlarını attığında en sonunda anladım ki meğerse o ışığın bir aracıymışım.
When my daughter took her brave steps into the light... I understood at last that I was but an instrument of that light.
Bella'yı göreyim, lütfen!
No, Bennet... Please let me see my Bella, please!
Yaptığım şey için onların içinde çürüyeceğim.
I deserve my shackles, Bennet. I'll rot in them for what I've done.
Kızımın, alev ve karanlığın içinde kayboluşunu gördüğümde o gün bir Tanrı'nın varlığı da kayboldu.
When I saw my... daughter vanish in flame and darkness, that day the dwindling spectre of a God vanished too.
Evim artık bana ait değil.
My house is no longer my own.
Kari Vaara fiona mermaid52 cemocem
that I speak no more? ? and my voice be still?
Karım da öyleydi.
Walter : So was my wife.
- Hayır efendim, kendisi vefat etti.
- No, I'm not. Uh, my wife, she passed.
- Seni öğretmen olarak tutmalıyım.
- I should hire you to be my teacher.
Cumartesileri Imperial'da kocamı büyüleyecek bir şeyim daha olur.
Then I'd have something to dazzle my husband with some Saturday night at the Imperial.
Doğrusu planıma karşı gelenleri şimdiden hissedebiliyorum.
Возможность того... The truth is, I can feel resistance to my plan already.
Ve idare, teklifim için yetersiz fon olduğunu şimdiden gözüme sokmaya başladı bile.
And the administration is already rumbling there's insufficient funding for my proposal.
Uzun lafın kısası, teklifimi kabul ettirmem gerekiyor ve bunu hemen yaptırmam gerekiyor.
The bottom line is, I need to push my proposal through,
Derslerimin buradaki çalışmaya engel olmasına da asla izin vermeyeceğim.
Thank you. And I will never let my classes interfere with our work here.
Eşim artık hediyelerden memnun olmuyor.
Austin : My wife doesn't appreciate my gifts anymore.
Bugün parmağıma o yüzüğü taktığında midemde kelebekler uçuşuyordu biliyor musun?
You know, when you slipped that ring on my finger today... Austin : Hmm?
- Neden biliyor musun?
My stomach got that roller-coaster feeling. Вы знаете почему?
Yerimi tut, olur mu?
Ethan : Save my spot, will you?
Kuzenim Frances erkek arkadaşıyla Delmonico's'a gitmişti döndüğünde nişanlanmışlardı.
! My cousin Frances went to Delmonico's with a boyfriend, и она вернулась с женихом.
Annemi aramam lazım.
I have to call my mother!
Bu adamı hayatım boyunca hiç görmedim.
I never seen this guy before in my life.
Kocamın sesini telefonda duydum.
I heard my husband's voice on the phone.
Garsonlarımdan birkaçı onunla arkadaş olmuştu.
A few of my waiters have become friends with him.
Günümün en güzel anı, Leon.
Highlight of my day, Leon.
Ve tahminimce, Noah Daniels kavga boyunca tekmeler savurup çığlık atıyordu.
And my guess is that Noah Daniels was kicking and screaming the whole way.
Aman Tanrım, Bodnar! Bu gerçekten ama gerçekten kötü.
Oh, my God, Bodnar... that's really, really bad.
Eğer Merkür hayatımdaki biriyle her uğraşmaya başladığında alarmımı kursaydım...
If I could set my clock to every time Mercury messes with somebody in my life, I'd...
Buraya kadar yolumun üzerinde dört tayland restoranı ve iki bar geçtim.
I passed four Thai restaurants and two bars on my way here.
Shmeil, kontaklarımdan biri, Tony.
Shmeil is one of my contacts, Tony.
Babamın ölümünden kısa bir süre sonra Bodnar, Dulles Havalimanı otoparkından çıkarken güvenlik kameralarına yakalandı.
Shortly after my father's death, Bodnar was caught on a surveillance camera exiting a Dulles Airport parking garage.
Enough to blow my cover.
Достаточно, чтобы раскрыть меня.
Sence C - Span'e çıkar myız, Edgar?
Эдгар, здесь есть выход на телевизионный канал, демонстрирующий заседание Конгресса?
Takımyıldızlarla sırtımdaki benleri eşleştirecektik sadece.
А мы собирались искать совпадения созвездий с моими родинками на спине.
" My income is constantly increasing.
Моя выручка постоянно увеличивается.
Valizlerimi bekçiye nasıl taşıtabilirim?
How do I get a guardto take my luggage?
Vahşi tecrübelerimden faydalanabilirsiniz.
You can share my knowledgeof the jungle.
- Babamın en büyük ablası.
My father's eldest sister.
- Yemeğe baban da geliyor mu? - Annemle erkek kardeşim de geliyor.
Papa's coming.So are my mother and my brother.
- Çantamda yoktu. Oysa koyduğuma eminim.
It wasn't in my bagand I know I put it back.
- Kutuyu arka tarafa bağlayabiliriz.
We could just tie my basketon the back.
- Kalpazan mı diyorsunuz efendim?
Do you mean a forger, My Lord?
- Öyle, Lordum.
He is, My Lord.
- Ah canım.
Oh, my dear.
Ciğer lezizdi, şimdi balık da mükemmel,... ben ise hayatım boyunca İngiliz mutfağından kaçınmıştım.
The pate was delicious, now the fish mousse is delicious and all my life I've been warned offEnglish food.
- Ben yemeğini lezzetli severim.
I like my food good.I don't want it original.
- İnan bana annem kendi başının çaresine bakabilir.
Oh, my mother can look afterherself, believe me.
Eğer aile balık istifiyse leydim, çalışanlar da kurtçuklar gibi.
Ooh! If the family's sardines, My Lady, the staff are like maggots.
İşte burada leydim.
It's here, My Lady.
Yapabileceğim bir şey var mı, leydim?
Is there anything I can do, My Lady?
Aman Tanrım!
[Squeals] Oh, my God!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]