Olmaz efendim translate Russian
159 parallel translation
Sonra mantar gibi dışarı fırlasın! Olmaz efendim.
Чтобы он выскочил оттуда как пробка?
Olmaz efendim!
Нет, сэр.
- Dünyada olmaz efendim.
- Ни за какие деньги, мэм.
- Bir şişe içkiden bir şey olmaz efendim.
- кто может опозорить...
Hayır, ahır olmaz efendim.
А-а, нет! Сжальтесь, только не в конюшне, нет!
Olmaz efendim.
Нет, сэр.
İkinci el bir top bile olsa sorun olmaz efendim.
Неважно, если мяч будет не новый, сэр.
- Sorun olmaz efendim.
— Не вижу в этом проблемы, сэр.
Asla olmaz efendim.
Погода никогда не бывает хорошей, сэр.
Haydi ama söyle. Olmaz efendim.
- Да брось, скажи!
Olmaz efendim.
Нет, месье.
Doğruyu söylemek gerekirse, Majesteleri, sizi uyarmaya çalışmıştım ama siz, efendim, iflah olmaz bir romantiksiniz.
Если мне позволено будет заметить, Ваше Величество, я пытался предупредить Вас, но Вы, сир, неизлечимый романтик.
- Bu pek uygun olmaz, efendim.
- Это не положено, сэр.
- Olmaz efendim.
- Нет, сэр.
Cumartesi olmaz, efendim.
Не сможем управиться к субботе, сэр.
Efendim, o bayanla olmaz.
Но, мсье, с этой дамой невозможно.
Yarın gitseniz olmaz mı? Olabilir, efendim.
- А вы можете поехать завтра?
Müdahale ettiğiniz için minnettarız efendim ancak böyle yakınlık göstermeniz münasip olmaz.
Спасибо вам за вторжение, но боимся, что подобная фамильярность не предусмотрена процедурой.
Bu sefer asansöre binsek olmaz mı efendim?
Может, на этот раз воспользуемся лифтом, сэр?
İki dakika sürmez efendim. Bavulunu alacak zamanı olmaz.
Пять минут, шеф, он даже чемодан не успеет упаковать.
Efendim, Medicine Tail Çukuru'na birlik göndersek daha iyi olmaz mı?
Но, сэр, не будет ли лучше послать отряд в ущелье Мэдисин Тэйл?
- Elbette efendim. Hiç su olmaz olur mu?
- Конечно, только этого не хватало!
- Efendim eğer... - Şimdi olmaz. Son savaş yıldızının yok oluş anını kaçırmak istemiyorum.
йуяие, лпояы ма... дем хекы ма васы оуте кепто апо тгм йатастяожг тоу текеутаиоу астяопкоиоу.
Yeni değilse olmaz, efendim.
Только если они совсем новые.
Bir silah üreticisi için bunu yapmak çok garip olmaz mıydı, efendim?
Довольно странное занятие для производителей оружия.
"Köpek mi dediniz efendim? Şimdi olmaz."
"Принести собак, сэр?" "О нет, не нужно."
- Pelerininizi alabilirmiyim, efendim? - Hayır, pelerinim olmaz.
- Могу я взять вашу накидку, сэр?
Jarrow yürüyüşçüleri için bağış yapar mısınız, efendim? Bundan böyle yapmam, olmaz.
Пожертвуйте 6 пенсов, сэр, для демонстрантов из Джероу.
- Aklıma geldi de bu çocuk akademiden mezun olur olmaz ona efendim diye hitap etmek zorunda kalacağım.
- Мысль пришла в голову... Когда этот паренек закончит Академию, мне предстоит обращаться к нему "сэр".
Olmaz, efendim.
Нет, сэр.
- Olmaz, efendim.
Лучше не надо, сэр.
Şimdi olmaz. - Çok önemli bir konu efendim. - Tanrı hepinizi korusun!
Благослови вас бог!
Önce kadınları ve çocukları bindirsek iyi olmaz mı efendim?
Может быть лучше сначала нам садить женщин и детей, сэр?
afedersiniz, efendim, ama Silahınızı kursanız olmaz mı?
Прошу прощения, сэр, но не лучше ли вам взвести курок?
- Bu yeterli olmaz, efendim.
- Этого недостаточно, сэр.
Uygun karantina talimatlarını yerine getirdiğimiz sürece, sorun olmaz, efendim.
При надлежащем уровне карантина это не должно быть проблемой, сэр.
Efendim, akıllıca olmaz.
Сэр, по-моему, это неправильно.
"Asla... asla güzel o-olmaz, efendim."
"Погода никогда... Она никогда не бывает хорошей, сэр!"
Düzeltilemez bir beyin hasarı oluşturmadan olmaz, efendim.
Без нанесения мозгу вреда нет, сэр.
- Olmaz, efendim. - Başka yere gitmiyorum. Bu odanın parasını ben verdim.
Выйдите все, я заплатил за этот номер, меня не волнует, что вы там говорите.
Uh, Efendim, Bence olmaz.
Ну, сэр. Может не надо.
Olmaz. Bu pek akıllıca değil, efendim.
Нет, сэр, мы не можем этого сделать.
Onu cezalandırmayın demiyorum, efendim. Ama düşündüğümün yarısı kadar bile zekiyse onu kaybetmemiz doğru olmaz.
Я не прошу ее не наказывать, сэр,... но если она хотя бы наполовину так умна, как я думаю, мы не можем ее потерять.
Affedersiniz efendim ama filoya yetişene kadar onları burada tutsak daha iyi olmaz mı?
дем еимаи йакутеяа ма тоус йяатгсоуле еды левяи ма сумамтгхоуле ле том упокоипо стоко ;
- Destek olmadan olmaz, efendim.
- Без подкрепления нет, Сэр.
- Sorun olmaz, efendim.
- Проблем не должно быть, сэр.
Efendim, bu itibarımız için iyi olmaz.
Сэр, от этого пострадает наша репутация.
Efendim, olmaz.
Хозяин, нет.
Siz arkada kalsanız daha iyi olmaz mı, efendim?
Вам не кажется, что лучше отойти, сэр?
Üzgünüm efendim, ama nazik olmanın, siz ikinize fazla bir yararı olmaz.
Я сожалею, сэр, но вежливости не будет
Olmaz, efendim.
Нет, хозяин.