English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ O ] / Orası

Orası translate Russian

10,290 parallel translation
Seni ilk arayacakları yer orası olur.
Там они будут тебя искать в первую очередь.
Orası bir tek yer olabilirdi.
Это могло означать только одно место.
Orası benim işim.
Это моя часть.
Ama orası bir tünel değil.
Но это не тоннель.
Orası benim çiftliğim değildi, biliyorsun.
Это была не моя ферма ; ты это знаешь. Она принадлежала Белле.
- Orası biraz karışık.
- Все не так просто.
- evet... orası.
- Нет, мне нужно остановиться.
- Tam orası.
— Вот так.
- Ne biliyorsun orası hakkında?
Что ты знаешь о нем?
Orası Amerika'da özel bir kulüp.
Это частный клуб... в Америке.
Ve orası Calvin Chadwick'in dostu Thomas Gloucester'a aitmiş.
И оно совершенно случайно принадлежит приятелю Келвина Чэдвика, Томасу Глоустеру.
Orası çıkış noktasıdır.
Это окончание дела.
Kumda kovala. Ait olduğun yer orası çünkü.
Потому что там твоё место!
Orası Fransa'da.
Это Франция.
Martha orası kardeşimin eviydi.
Марта, их отец — мой брат.
Orası nükleer olarak güçlendirilmiş yeraltı şehri.
Это ядерно-устойчивый подземный город.
Hayır, orasını bilmiyorlar.
Нет. Они не узнают.
Uff, üç tane kulüple ben de köpek gibi çalışıyor olacağım orası su götürmez gerçek.
- С тремя клубами и у меня будет больше работы.
- Çünkü orası çok tehlikeli,'Riq.
- Потому что там очень опасно.
- Ailem öldü, orası benim evim değil.
Идем домой. — Моя семья мертва.
Doğruca orası.
Прямо туда.
- Orası basit.
Всё просто.
Orası sana kalmış.
Это зависит от тебя.
Orası kesin canım.
Это уж точно, чёрт возьми.
Orası daha sakindir.
Там должно быть спокойно.
Orası tuvalet banyoydu.
Здесь была ванная.
Orası nasıldı... anlatsana.
Скажи мне, каково это было... там, внизу.
Orası Hank Asher'ın evi.
Это дом Хэнка Ашера.
Sadece beni etkilemiyor ama kız kardeşim, çalışanlarım hepsinin geçim kapısı orası.
Да, но речь не только обо мне. Знаешь, моя сестра, остальные сотрудники... они рассчитывают на это место.
Sahip oldukları tek şey orası.
Это всё, что у них есть.
Bizden saklanmıyorlar, orası kesin.
Они от нас не скрываются. Это уж точно.
- Orasını bilemiyorum.
Я в этом не уверен.
Orası Camille'in eşyalarını koyduğu yer değil mi?
Это была компания Камиллы, так?
- Orası aşikâr.
- Сложно поспорить с этим.
- Orasını bilmem. Konuya bağlı kalalım.
Давай не уходить от темы.
Evet, orası belli.
Да, определенно могут.
- Orasını bilemem herhalde.
Полагаю, я не узнаю.
Orası neden çok gürültülü?
Почему там так шумно?
Birleşik Devletler'de Bianca ile birlikte olduğum son yer orası.
Это последнее место в США, где я был вместе с Бьянкой.
Orası öyle, istemiyorum.
Верно, не хочу.
Ne zaman, nerede ve nasıl, orası belli değil.
Когда, где и как — вот в чём вопрос.
- Orası büyüdüğümüz yer.
Это место, где мы выросли.
Ben geldiğimden beri boş orası.
Всегда была пустой, как я здесь.
Joan'ın çalıştığı şube değil mi orası?
Отделение Джоан, да?
Lonsdale orası, değil mi? Fotoğraftaki genç adamın olduğu?
Это Лонсдэйл, да, молодой человек на фотографии?
- Orası çok başka bir alem.
Сейчас совсем другой мир.
- Orası gerçek.
– Точно.
- Ama gideceğin yer orası.
Ну, туда ты и отправишься.
Orası açık ve net.
Это стало до боли ясно.
Ama gitmemiz gerek, orası kesin.
Мы не знаем этого.
- Orası aşikâr.
Так и есть.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]