Oynamıyorum translate Russian
434 parallel translation
Ben briç oynamıyorum, briç öğretiyorum.
Не игрой, а уроками бриджа.
Ben oynamıyorum.
Я не играю.
Oynamıyorum.
Я не играю.
Bununla oynamıyorum tatlım.
Я и не играю, моя дорогая!
Trajedi oynamıyorum hiç.
Я не играю в трагедиях.
Ben oynamıyorum.
Я сдаюсь
- Şununla oynamayı kes! - Oynamıyorum ki!
Прекратите с ней играть!
- Oynamıyorum, bayım.
Считаете себя очень хитрым?
- Şehit rolü oynamıyorum ben.
- Мания? - Да. Я не считаю себя мучеником, нет.
Bak, ben hiç oynamıyorum, değil mi?
Думаешь я ставлю?
Bak oyun oynamıyorum. Dışarı çık hemen.
Убирайся, я не шучу.
Ben oyun oynamıyorum Judah.
Я не играю в игры, Джуда.
Böyle yapacaksan ben oynamıyorum.
Taк нeчecтнo, я игpaть нe бyдy.
Artık seninle oynamıyorum.
Я с тобой больше не играю.
Artık kumar oynamıyorum.
Я больше не играю. Играл, но теперь завязал с этим.
Ben oyun oynamıyorum.
Я не шучу.
Ben oyun oynamıyorum.
- Я не играю в эти игры.
Oyun oynamıyorum!
Я вeдь нe шyчy!
Genç Anthony'nin iki takım için de oynad ığ ını yeni öğrendik. Oynamıyorum.
- Мы только недавно узнали, что Энтони играет за обе команды.
Ben artık "Sokak Düvüşleri" nde oynamıyorum.
я сказал, что не буду принимать участие в уличных боях.
Ben artık bu oyunu oynamıyorum.
- Послушайте,.. ... я не хочу играть в эту игру.
Syd, seninle oynamıyorum.
Сид, я и не парю.
- Ama ben oynamıyorum.
- Я не играю с тобой.
Hayır, oynamıyorum.
Я не играю.
Alıştırma yapma için seninle birebir çıplak poker oynamıyorum!
Я не буду с тобой вдвоём играть в стрип-покер для тренировки!
Oyun oynamıyorum.
Мама с тобой играть будет!
Oyun oynamıyorum.
Думаете, я шутки шучу.
Neden karıştırıyorsun Bootsy teyzeyi? Luke, oyun oynamıyorum dostum.
- Не впутывай в это дело тётушку Бутси.
- Ben artık oynamıyorum.
- елеима тапи.
Seninle oyun oynamıyorum.
Нет, я не дурачу тебя.
- Oynamıyorum.
- Я не играю.
Rol falan oynamıyorum.
Я не играю.
Peki, bir yardımcıya ihtiyacım yok çünkü ben oynamayacağım. Ben artık asla oynamıyorum.
Мне не нужен кэдди, я больше не играю.
Bu insanlarla oynamıyorum.
Я не играю с этими людьми.
Kıçınla oynamıyorum ki!
Я не играю у тебя в попке.
Ben FBI ajanıyım, tamam mı? Topuklu maymunu oynamıyorum.
Я - агент ФБР, а не цирковая обезьяна на каблуках.
Ben oynamıyorum bile.
Я даже не играю! Ты попалась!
Oyuncak kamyonlarıyla oynamıyorum.
- Я не играю в машинки.
Ben de kötü bir çocukluk dönemi geçirdim ama porno filmlerde oynamıyorum.
И у меня было трудное детство, я же не снимаюсь в порно.
Hayır, oynamıyorum.
Нет.
Artık oynamıyorum.
- Я больше не играю.
Oynamıyorum. Ben, senin babanım.
Я не играю, я и есть твой отец.
Oyun oynamıyorum.
Мы в прятки играем?
Artık oynamıyorum.
Никак.
- Oyun oynamıyorum.
В игре?
Bu senin aklına gelmezdi değil mi? Belki, ama her gün polislerle kovalamaca oynamıyorum.
Возможно, но я не привык убивать полицейских.
Ondan uzakta oynamış hissine kapılıyorum.
У меня такое чувство, что я его проиграла.
Artık oyun oynamıyorum.
Я часть бригады, которая вами манипулирует.
Ben sadece şu aktif dinleme işini yapmaya çalışıyorum... Ve sen doğru oynamıyorsun.
Я просто пытаюсь выполнить упражнение по активному слушанию.... а ты играешь нечестно.
- Oyun oynamıyorum.
Не дурачу.
Bir aydan fazladır oynamıyorum bununla. Doğru, doğru.
Вот зачем я разобрал ее.