English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ S ] / Sebebi

Sebebi translate Russian

12,580 parallel translation
Sebebi ve tanıklar olmadan elimizde meşru müdafaadan başka bir şey yok. Ve Dwight haklı.
Нет мотива и свидетелей, тут чистая самозащита, и Дуайт прав.
- Bayan, sizinle Yılan Gözlüler Çetesi hakkında konuşmak istememin sebebi... - Dışarı çık dedim.
- Я сказала, убирайтесь!
- Bunun ölüm sebebi olduğunu biliyoruz.
- Он стал причиной его смерти.
Daha cinayet sebebi mi istiyorsun?
Хотите, чтобы я сообщил вам мотив поубедительней?
Müvekkilimi öldürdü, beni de öldürmeye kalktı al sana bal gibi cinayet sebebi.
Он убил мою клиентку и пытался убить меня. Такие вот дела. Мотивы на любой вкус.
Buraya gelmemin asıl sebebi ona destek olabilecek tek kişi sensin bence.
Я приехала... Я приехала потому... что, похоже, ты единственная, кто знает, как привести его в чувство.
Bu kadar güçlü olmalarının sebebi kaynakları olması.
Причина, по которой они столь могущественны в том, что они обладают ресурсами.
Beni yanında tutmanın tek sebebi orospuluk yapmamdı işine yararım diye düşündün!
Единственная причина, по которой ты меня нанял, состоит в том, что я трахаюсь с парнями за деньги. И ты думал, что я тебе пригожусь!
Anladın mı, patlamanın sebebi yakıt.
Ясно? Весь ущерб причиняет топливо.
Anladın mı, patlamanın sebebi yakıt.
Ясно? Топливо, которое причиняет весь ущерб.
Kaybettiğim bir çok dostumun ölüm sebebi o.
Он причина гибели, пятерых моих товарищей.
Sebebi sadece... benim!
Причина единственная... Я!
Rayna'nın kılıcıyla işaretlenmenin sebebi Caroline değil mi?
Так Кэролайн и есть причина, по которой меч Рейны рассек твою плоть?
Bunun sebebi, benim merhametim değil de o genç deve kötü davranılması olamaz mı?
Тебе не приходило в голову, что наше жестокое обращение с молодым огром могло спровоцировать конфликт, а не мой акт милосердия?
Temsil ettiğim dedektiflik makamının, Bob açık bir amacı vardır, o da : ... bu cinayetin failini ortaya çıkarmak için onu bu suça itecek sebebi ve suçu işlemek için gerekli olan fırsatı ortaya koymaktır.
Боб, у детективного отдела, который я представляю, есть одна очень четкая цель - разыскать убийцу, установив мотив и возможности для совершения преступления.
Filmin berbat olma sebebi de bu herhâlde.
Вот скорей всего поэтому этот фильм и есть отстой.
Birbirinizi tanıyalı bir gün olmadı ama bu huysuzluğun sebebi gününüzde olmanız olabilir mi?
Я понимаю, что вы друг друга знаете меньше, чем один день, но это безумие возможно по причине того, что ваши циклы синхронизируются?
Bunun sebebi sensin, Jackson.
Это на твоей совести, Джексон.
Nicole, bunun olmasının sebebi... senin farklı olmandan.
Это случилось с Николь, потому что мы другие.
Bunu Finnerman'a götür.Eğer benden geldiğini düşünürse Regan'ı koruduğumu düşünmesi için bir sebebi daha olacak.
Отнесите Финнерман. Если она решит, что за этим стою я, что ж, у неё появится ещё один повод думать, что я пытаюсь защитить Реган.
Yüzüne olanın sebebi bu değil mi?
Вот что с твоим лицом, да?
Ölüm sebebi : Birden fazla silah yarası.
"Причина смерти - многочисленные огнестрельные ранения".
Olan biten her şeyin bir sebebi var.
На все есть причина.
Saldırının sebebi şuan olduğu gibi bilinmiyor ama soruşturma hala devam ediyor.
Мотив нападения остаётся неясен, но расследование ещё ведётся, – Погибших двое.
öldüğüne inanamıyorum bu kadar kısa sürede bu kadar büyümemizin sebebi emil ve karen ın interenete beraber koydukları videolardı biz viral olma yolunda hidiyorduk yani enfeksiyöz hastalık sanırım şimdi erkekler şahlanıyordu ve sen de karın hepsini kendine kalmasını sağlama çalışıyon lütfen para benim için önemsiz haklısın
Не могу поверить, что он мёртв. Одной из главных причин нашего успеха были чудесные онлайн-видео, которые Карен и Эмиль делали вместе. Наши видео заразительны.
Karen ı RGT ev güvenlik işini emil in eski karısının evine girebilmesi için kullanıyormuş emil'le neden gece beraber olduğuyla ilgili söylediğinin yalanın sebebi bu müşterinin güvenlik sistemini kapatmak onu tutuklamak için yeterli sebep değil şimdi asıl soru bunu neden yaptığı
Карен воспользовалась своей должностью в охранной системе, чтобы помочь Эмилю попасть в дом своей бывшей жены. Это объясняет, почему она соврала, что была с Эмилем в ту ночь. Отключение системы безопасности клиента – повод не только для увольнения, но и ареста.
- Tek sebebi bu. Tanrım, korkunç!
Господи, какой ужас.
Ölüm sebebi kafatasına sert bir cisimle vurulma.
Причина смерти – удар тупым предметом по голове.
Eğer Eddie bu komployu açığa çıkarmakla tehdit ettiyse, hakimin onu öldürmek için son derece geçerli bir sebebi olur
Если Эдди пригрозил разоблачить их преступный сговор, у судьи был серьезный мотив для его убийства.
Gibi gibi. Komik olan şu ki benim doğamın sebebi de aile.
ну да забавно что семья и является причиной моих инстинктов
Özür dilerim. Burada olmamın asıl sebebi konusunda yalan söyleyerek kırdım mı seni?
мне жаль я оскорбил твои чувства, солгав о моих настоящих намерениях?
Onu bu şekilde gömmek için bir sebebi olmalı.
Должно быть его закопали так по какой-то причине.
Sadece kimin sebebi onu bilmiyoruz.
Мы лишь не знаем у кого.
Burada bulunmamızın sebebi bu.
Именно поэтому мы здесь.
Bir sebebi yok.
Ничего.
- Evet ve bunun iyi bir sebebi var.
Да, правильно.
Para yakma olayı herkesin özel haberi istemesinin sebebi zaten.
Во многом из-за сжигания денег все хотят получить эксклюзив.
Sebebi hiç anlaşılamamış.
- Мотив так и не был вычислен.
Toys for Tots programını yürütmemizin sebebi kendisi.
Именно благодаря нему мы занимаемся сбором игрушек для неимущих детей.
Hayatımın en muhteşem anı Fillory'e ayağımın bastığı andı. Ve daha sonradan öğrendiğim üzre, bunun tek sebebi havanın 0.02 % opium olması değildi. tatlı küçük bir hile olsada, herneyse biz çok sevdik.
Нахождение в Филлори было величайшим моментом в моей жизни, и не только потому, что, как я узнал позже, воздух там насыщен опиумом, что довольно нечестный способ заставить полюбить это место, но мы всё равно его любили.
işte sebebi bu, Quentin, sen her daim çıktın.
Вот почему ты, Квентин, всё время возвращаешься.
Hayır, orda olmasının bir sebebi var.
Нет, они там не просто так.
Buna "Kale olmayan Kale" demelerinin sebebi bu çünkü görünmez.
Поэтому его и называют : "Несуществующий Замок", потому что он невидим.
Aslında Kale bu şekilde olmasının başlıca sebebi bütçe sıkıntısıymış,
На самом деле, замок сделали невидимым из-за бюджета.
Meme kanseri uzmanı olmamın bir sebebi var.
Не спроста я переключилась на рак груди.
Sebebi de babam ve onun babası sırasıyla Serçe Parmak Josephine Melcher I ve II'ymiş. Bunun da sebebi işte böyle doğduklarında falan hepsinin serçe parmakları yanlardan böyle çıkıntı yapmış.
Мизинец Джозефин Мелчер первый и второй, соответственно, потому что, знаешь, когда они родились, их мизинцы на ногах торчали вот так.
"Şimdi erkeklere" göre orta yaşlı beyaz erkekler de mazlum insanlar olabiliyor şuna bi bak kurban tarafından paylaşılmış video bu kendilerine feminist diuenler erkeklerden nefret eden lezbiyenlerden başka bir şey değil cinsellik haklarıyla iligi bu kadar bağırmalarının sebebi asıl ilgilendikleri olan
А "Мужчины сейчас" считают угнетёнными – белых мужчин среднего возраста. Взгляни. Это видео было опубликовано жертвой.
Merhemin nadir olmasının bir sebebi var.
Это растение редко не без причины.
Buraya gelmenin sebebi bu, bir fark yaratmak.
Поэтому ты пришел, чтобы оказать содействие. И теперь у тебя есть шанс.
Hep bir sebebi olur zaten.
Вот и нашлась причина.
Seni sevmemin sebebi bu.
Поэтому я люблю тебя.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]