English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ S ] / Sense

Sense translate Russian

1,202 parallel translation
Sense seni seven insanlarla çevrilisin.
А ты окружён людьми, которые любят тебя.
9 yıldır yeteneğimi ilerlettim, sense korkudan ormanda gizlendin.
Я провел последние 9 лет, оттачивая свое мастерство, пока ты прятался в лесу потому что боялся.
Kıskanıyorsun çünkü Penny inanılmaz ateşli ve... sense titreşen kırmızı bir basur memesisin.
Бог мой, да ты просто завидуешь, Пенни - офигенная красотка, а ты цветом как геморройная шишка.
- Sense diğer taraftan- -
- Но, с другой стороны- -
İki saattir buradayız ve sana dünyanın gerçeklerini anlatıyoruz. Sense hiçbir şey olmamış gibi oturuyorsun.
Мы здесь уже два часа, рассказываем о том, что в этом мире имеет истинный смысл... а он сидит, как будто ничего не случилось.
Bu hanıma nazik davranmaya çalışıyorum, sense bana nasıl davranıyorsun?
Пытаешься относится к ним по-человечески, и что они с тобой делают?
Sanki ben Batman'ın sense - Yok.
Как будто я Бэтмен, а ты... Э-э..
Ben daha çok iş bitirici bir adamım. Sense tam tersisin, bunu görebiliyorum.
Я из тех людей, кто считает по пальцам.
Sense öyle yazan birini isteyeceksindir. Hayır.
А вам, конечно, нужна девушка, умеющая писать красиво.
Castro'ya suikast girişiminde bulunduk.
... they knew what, in a sense, I really didn't know. Мы пытались убить Кастро...
Füzeleri savaş olmadan geri çektirdik.
In a sense, we'd won. Мы добились вывода ракет без войны.
Yani daha çok insanı öldürmede değil düşmanı zayıflatmada daha etkili olmaları için.
То есть, не более эффективными в смысле - что-бы поубивать побольше, а... I.e., not more efficient in the sense of killing more более эффективными в ослаблении противника.
İşte bu bir bakıma benim olmaya başladığım yer.
Теперь это и есть, в некотором смысле, то место где я оказался. Now that's, in a sense, where I'm beginning to be.
Sense dönmüş kız gibi zırlıyorsun.
И теперь ты вернулся и ревёшь, как девчонка.
Bir piyon verdim, sense bir...
Я теряю пешку, а ты...
Sense tatlı şey beni kafesten çıkartacaktın ve bir düşünelim..... ben sana ne verecektim, 10'a kadar saymamı mı?
Ты же собиралась выпустить меня из клетки, поэтому, давай посмотрим... я дам тебе, ну... 10 секунд форы. Десять, девять....
Sense üç haftanı bir bodrum katında inleyerek geçirdin ve sonra da iyi oldun.
Ты три недели проскулил в подвале, а затем - как огурчик!
Biliyorsun bazıları hayatı sever sense bunun için ölmeyi göze almış gibi görünüyordun.
Знаешь, для кого-то, кто так любит жизнь ты слишком хотела умереть ради этого.
- Sense çarmaha gerdin.
- Ты перешел черту.
Sense bana uygun mu diyorsun!
- Ты просто... подходит ли он для тебя?
Sense, bunu kabullenemiyorsun.
Ты просто не можешь этого понять.
Senin yarın kadar yaşa sahip aptallar, nerdeyse Albay, Binbaşı falan oldular sense kendini kurtaracak bir kaç dava peşindesin.
Придурки вдвое младше тебя становятся майорами и полковниками... а ты все еще надеешься, что одно-два удачных дела тебя спасут.
Aynı zamanda Gai-sense'in dediklerinede bakmalıyız.
Я всё думаю о том, что сказал Гай-сенсей.
O bir Prenses, sense bir devsin.
Она Принцесса. А ты чудовище.
Sense "Götürün şunları, benden uzak olsunlar" diyorsun.
А ты говоришь : "Уберите их от меня, уберите!"
Sense kızın için yaşıyorsun.
Ты живёшь ради своей дочки.
Sense beni başından attın.
И ты отшила меня.
Ben Jeb Stuart Magruder'ım ve sense bir hiçsin, Wills.
Я Джеб Стюарт Магрудер, а ты говно.
Hurley'nin babası mı?
And she's having this weird sense of d ~ A © j ~ A vu.
Böyle yaptı, sense sesini çıkarmadın, değil mi?
Он делал это, но ты не сопротивлялась
Sense dışarıda titriyorsun.
Ты дорожишь тем, что вне дома.
Hayatım boyunca tek bir savaşa girdim, sense beni şutlamaya çalışıyorsun.
В моей жизни у меня был всего один бой, и ты за меня заступился.
Senin güvenli ve nazik olduğu düşündüm. Sense bana fahişe dedin. - Bir şey öğrendin mi?
Знаете, как девушкам тяжело вот так просто... чтобы посидеть тихо с пивом без нападения всяких волков?
Sense kurallar ve düzenlemeler sisteminden bahsediyorsun. Hayatım için buradayım. ... ve senin de öyle olman gerek.
Тут моя жизнь на карту поставлена, и вы продолжаете втирать о системе норм и правил?
Sense onun için üzüldün ve konuştun.
Ты почувствовал к ней жалость, поэтому открыл рот.
Bizim içimiz kan ağlıyor, sense hiçbir şey yapmıyorsun.
Мы проходим сквозь ад, а вы ничего не делаете?
Sense işi berbat ediyorsun.
А я тебе еще и одолжение сделал.
Ve sense bir sürü verdin.
А ты давал слишком много.
Hiçbir anlamı yok.
That doesn't make sense.
Üzerinden bir sene geçmiş, herkes bu şeyi unutmuşken sense gidip gereksiz şeylerle ilgili konuşuyorsun.
Целый год прошел, все уже обо всем забыли... а тебе надо было поднять шум из-за пустяка?
Sense, şu beyaz çocuk o kasanın üstünden atlayıp peşime düşemez, dedin.
А ты, типа, "йо, этот белый парень не станет перепрыгивать... через прилавок и гнаться за мной".
Sense onları ne kadar seviyorsam, o kadar nefret ediyorsun.
- Они мне с рождения симпатичны.
O Fashion TV gibi, sense Fashion TV'nin tersi neyse osun işte.
То там ребята тоже очень серьёзные. Ещё неизвестно, кто круче. Слушаете меня?
Sense gizliyorsun.
... а Вы какой-то скрытный.
Sense, bundan Varşova'nın varoşlarında yaşayacağımız anlamını çıkarıyorsun.
Ты ведешь себя так, будтo мы живем в Ваpшавскoм геттo.
Sense koridorun sonunda, soldaki odadasın.
А твоя чуть подальше налево.
Ben kaltak lafını kötü anlamda kullanmadım, sense kullandın.
Я употребил слово "сучки" не в унизительном смысле.
Benim seks yapmaya iznim yok, sense gözümün önünde yapıyorsun!
Поверить не могу! Тебе, значит, можно заниматься сексом, а мне нет? !
Andy, kendimi sana bırakıyorum, sense boktan bir oyuncağı düşünüyorsun.
Энди! Я сама на тебя бросаюсь,.. ... а ты только и думаешь, что о своих дурацких игрушках!
Sense onları sattırıyorsun bana. İstemiyorum.
... а ты заставляешь меня, их продавать!
Belki de ben daha işkolikken sense iyi zaman geçiren partideki işe yaramaz adamken daha iyiydik. - Biliyorum. Şimdiki halimize bak.
Так мы далеко пойдём.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]