Umursamıyor translate Russian
655 parallel translation
Kimse gelmiyor, kimse umursamıyor.
Никто не приходит, никто не обращает внимания.
Bu ancak iki manaya gelebilir. Ya numarasını değiştirmiş ya da artık seni umursamıyor. İttirsene.
либо ты ей не нужна сильнее толкай...
Yoksa umursamıyor musun?
Или ты не беспокоишься?
Bilemiyorum. Bu genç nesil hiçbir şeyi umursamıyor gibi.
Не знаю, похоже, новое поколение совсем лишено чувства...
O küçük kız bizi pek fazla umursamıyor.
Это девчонка не слишком высокого мнения о нас.
Yayımcılar gazeteyi umursamıyor.
Издателей не волнует газета.
Gazete beni umursamıyor.
Газета не волнует меня.
Babalar da artık bunu pek umursamıyor.
Сейчас отцам это не нужно.
Beni bir gram umursamıyor.
Ему нет дела до меня.
Beni hiç umursamıyor musun...
Он совсем не заботится о моем...
Hiçbir şeyi umursamıyor gibiydi.
Стенки его сердца были как бумага.
Başka hiçbir şeyi umursamıyor.
Остальное его не интересует.
Umursamıyor!
Ему плевать, он застрахован!
Hiç umursamıyor musun?
А тебе все равно?
Lakin hiç kimse umursamıyor.
Но никому нет до этого дела.
Bu mevzuyu kuralına uygun olarak işlemeliydiniz, ama kimse kuralları umursamıyor.
Еще сочтемся. Надо полагать, устроена очная ставка, тогда как же процессуальные нормы?
Kimse beni umursamıyor!
Никому нет до меня дела!
Kimse umursamıyor, çaba göstermiyor. Ben dahil.
Никто ни о чем не заботится, никто не пытается включая меня.
Umursamıyor musun?
" ебе все равно?
Artık insanlar hiçbir şeyi umursamıyor.
Всем стало все безразлично.
- Hiç kimse umursamıyor...
Запрет - вы знаете. Понимаю, запрет запретами, но так незаметно...
Kimse umursamıyor.
Всем по фигу.
Kadın seni umursamıyor
Она тебе не даст.
Onu umursamıyor musun?
Тогда ты просто сумасшедший.
Umursamıyor musun?
Тебе тоже все равно?
- O, Kaptan Olsen'ın karısı. Baban bunu umursamıyor değil mi?
Твоему отцу на это наплевать, да?
Bluestar ya da sendikaları umursamıyor.
Его не волнует "Bluestar" или профсоюзы.
Hiç kimse benden çok umursamıyor. Hiç kimse!
Никто не волнуется больше меня.
Veba için bir ilaç var ve sen umursamıyor musun?
У нее есть лекарство от чумы, а тебе на это наплевать?
Tanrı, umursamıyor.
Ему все равно.
Kimlerin bildiğini umursamıyor bile...
И eму нe вaжно, кто об этом знaeт.
Bu gece onunla görüşebilirim, ve umursamıyor musun?
Я могу с ней сегодня увидется и тебе все равно?
Size nasıI baktıklarını umursamıyor musunuz?
Вас не смущает-то, как они на вас смотрят?
Julia, etrafımda olmadığında hiçbir şeyi umursamıyorum, biliyorsun. Bir şey yapmak için hiçbir şekilde sebep kalmıyor.
Джулия, когда тебя нет рядом со мной, мне на всё наплевать, мне даже жить не хочется.
Homercles fasulyeleri umursamıyor.
Гомерклу плевать на фасоль.
Bilirsin, saçlarımda ki beyazları umursamıyor.
Она не имеет ничего против седины.
Sanki gelmemi hiç umursamıyor gibiydi.
Мне даже казалось, что она недовольна моим присуствием...
Bir erkeğin cevap vermesini umursamıyor bile.
Его даже не волнует, что отвечает мужчина.
Umursamıyormuş gibi davranıyor, sanki hiçbir şey olmamış gibi.
Она ведет себя так, будто ей всё равно, будто ничего не случилось.
Bu adamlar yüksek mahkemeyi umursamıyor. Olayı örtbas etmek istiyorlar.
Этому парню плевать на Верховный Суд.
Bir bostan korkuluğu olduğunda... onu göğsünden gagalamalarını umursamıyor.
Уж они-то ее любят, они-то ее нянчили на своей груди, когда она еще крохой была.
– Umursamıyor musun?
Тебя это уже не интересует?
Sonuç olarak, Mr Bingley artık beni umursamıyor.
Из чего я могу сделать вывод, что мистер Бингли охладел ко мне.
Güvenlik görevlisini umursamıyor.
Её не волнует охранник.
Numaranı AIDS Yürüyüşü listesinden almamı umursamıyor musun?
Ты не против, что я взял твой номер из списка участников марша против СПИДа?
Benim ne hissettiğimi kimse umursamıyor.
Но никого не волнует, как я себя чувствую.
Beni umursuyor musun, yoksa umursamıyor musun?
Я нравлюсь тебе или нет?
Olanları umursamıyor gibisin.
А ты - не знаю.
- Kimse ne hakkında olduğunu umursamıyor.-Bu doğru mu?
Точно.
Kimse umursamıyor.
Вы, парни, наверное сильно устали, верно?
Herkes bizi sömürüyor ama kimse umursamıyor.
Ну что?