Uğraşıyorsun translate Russian
735 parallel translation
Hala resim işiyle mi uğraşıyorsun?
Все еще маешься дурью со своими красками?
Ne uğraşıyorsun benimle?
За кого ты меня держишь?
- Ne işle uğraşıyorsun evlat?
- Чем ты занимаешься, сынок?
Hala şu kartlarla mı uğraşıyorsun?
Все еще вытаскиваешь карту из рукава?
- Ne ile uğraşıyorsun?
- Над чем сейчас работаешь?
Herkes altın arıyor ve sen çiftlikle mi uğraşıyorsun?
- Ферма. Все ищут золото, а ты копаешься на ферме?
Onun rahatı için çok uğraşıyorsun, değil mi?
Поди ты так стараешься, чтобы ему было удобно, да?
Dinle Peppe, inan bana boşuna uğraşıyorsun.
Послушай Пепе, брось ты это.
Neden yazmakla uğraşıyorsun?
Зачем вообще писать?
Neden onunla uğraşıyorsun?
Что вы к нему придираетесь?
Beni eğlendirmek için boşuna uğraşıyorsun.
Не надо пытаться меня заинтересовать. Это бесполезно.
Boşuna uğraşıyorsun, canım evladım.
Зря, милый, стараешься!
Hayır, gerçekten, benim için çok uğraşıyorsun zaten.
Нет, правда, вы и так слишком много для нас делаете.
Annesi olmam için uğraşıyorsun.
Вы что пытаетесь заставить быть его мамой?
Benim için neden uğraşıyorsun bilmem.
Не понимаю, почему ты обо мне заботишься.
Her zaman kayınbiraderinle uğraşıyorsun.
Вечно ты шпыняешь своего деверя.
- Joiner, hala bunlarla mı uğraşıyorsun?
- Джойнер, ты все там же работаешь?
Bununla mı uğraşıyorsun?
Это то чем ты теперь занимаешься?
Daha çok, rasgele başlıyorsun ve sadece bir papazı erkenden açmamak için uğraşıyorsun.
Начинаешь, в общем-то, наугад, стараясь только не открывать "королей" слишком быстро.
Kasabanın iyiliği için uğraşıyorsun. O yüzden doğru olanı yapacaksın. O yüzden bunu imzalayacaksın, biz de adama istediğini ödeyebileceğiz.
Да, ты действовал в интересах города, и ты исполнишь свой долг до конца — подпишешь распоряжение и заплатишь Квинту сполна.
Neyle uğraşıyorsun, bunlarla mı?
Ищите. Вы фотограф по профессии?
Avustralyalılarla uğraşıyorsun.
И запомни : ты имеешь дело с австралийцами.
Neden benimle uğraşıyorsun?
Что ты привязался?
Sen, neden, o adamın adını öğrenmeye bu kadar çok uğraşıyorsun?
И чтo мы мoжем сделать? пoсадить всех и каждoгo? "
Ulan köpekçi, yine köpeklerle mi uğraşıyorsun, eşek oğlu eşek.
Вот ублюдок.
Axel, Victor'la niye uğraşıyorsun?
Аксель, зачем ты донимаешь Виктора?
Korkunç hayalet. Benimle neden uğraşıyorsun?
Ужасное видение, зачем ты мучаешь меня!
- Boşuna uğraşıyorsun. - Gerçekten.
- Ещё oдна улoвка, хуесoс.
Bizi öldürmeye mi uğraşıyorsun?
Ты хочешь нас угробить?
- Neden hep onunla uğraşıyorsun?
- Что ты все время его шпыняешь?
3 milyon dolar için ne uğraşıyorsun bu kadar?
Однако, немало работы из-за трёх миллионов.
- Külüstürle çok uğraşıyorsun ha?
- Небось, вовсю заводила своего старичка, а?
Bu pinponcuyla neden uğraşıyorsun bilmiyorum.
Я не понимаю, почему ты так переживаешь из-за этого парня с пинг-понгом.
Jeez, burada, Bir sürü çatlakla uğraşıyorsun
Господи, да тут тьма тьмущая психов.
Hayır, sen bütün gün delilerle uğraşıyorsun.
Нет, вы весь день работали с психопатами.
Sorduğum için bağışla ama neden hala onunla uğraşıyorsun?
Извини за вопрос, Ник, если он покажется тебе глупым но зачем ты позволил себе влипнуть по самые уши?
Kafanın alamayacağı kadar büyük bir belayla uğraşıyorsun.
Ты ввязалась в дело, которое тебе не по зубам. Ну да...
Arkadaşımla mı uğraşıyorsun?
Ты тут ищешь ссоры с моим парнем?
Neden onunla uğraşıyorsun?
- А чего ты нами командуешь?
Yani, hergün, her Allah'ın günü, baş belalarıyla uğraşıyorsun. Hergün uyuşturucu tüccarları... pezevenkler, katiller ve sübyancılarla meşgul oluyorsun. Yakın bir zamanda da herkesin birer pislik olduğunu düşünüyorsun.
Когда ты каждый день имеешь дело с подонками и негодяями, когда ты видишь каждый день наркоманов, дилеров, психопатов, убийц, ты начинаешь думать, что все вокруг преступники.
- Boşuna uğraşıyorsun.
Вы теряете время.
Hapishane patlamak üzere, sense bu ikisiyle uğraşıyorsun!
Зачем ждать? Почему их просто не взорвать?
- Saatlerdir uğraşıyorsun.
- Ты возишься уже четвертый час!
Şu an çocuklarla uğraşıyorsun ve çocukların özel gereksinimleri vardır.
Понимаете, теперь Вы учите детей, а к ним нужен особый подход.
Joey aptalca uğraşıyorsun
Джоя'глупый занятый.
Sen Rachel Ülkesi'ne çekilmiş, Rachel işleriyle uğraşıyorsun insanların maymunlarına veya hislerine karşı tamamen unutkansın.
Ты живешь себе в "стране Рэйчел", делаешь всё "в стиле Рэйчел" и плевать тебе на чужих обезьян и на чувства других людей, и...
Onu değiştirmek için tartışıyorsun ama boşuna uğraşıyorsun.
Потому что это для тебя и есть счастье.
- Neyle uğraşıyorsun?
- Чем ты занимаешься?
Ne diye iğrenç olmaya uğraşıyorsun.
Нет, нет и нет!
Hayvancılıkla uğraşıyorsun.
Я давно за тобой внимательно наблюдаю.
Boşuna uğraşıyorsun.
Смотри не надорвись.