Vr translate Russian
1,098 parallel translation
Başınızdaki kıvrımlı saçların hangisini benim ellerime kesime vermek istiyorsunuz?
Какой из множества волос на курчавой и мерцающей главе сэра... сэр желал бы отдать на мое профессиональное попечение... ради цели обеспечения пострижения?
Benim için en iyisi kendi tarafımda yatarken yanıma kıvrılman... ve kolunu üzerime dolamandır.
Я бы хотел лечь на бочок, а ты обнимешь меня руками.
Bedeninin her parçasında acıyı hissedecek, beyninin her kıvrımında korkuyu duyacak.
Он ощутит боль в каждой клетке своего тела и страх в каждом уголке своего разума.
Kalça kıvrımlarında her zaman biraz vardır.
Обратная сторона ног так же нуждается в очистке.
Bu kadınlar hakkında, ve onlar bizi deli eden kıvrımlarıyla, sadece birer obje değiller.
Это касается женщин, они не просто живые объекты с кудряшками, сводящими нас с ума.
Ağzının kıvrımındayım.
Я рисую твои губы.
Ortalıkta kolayca kıvrılıp duracağız
Когда мы будем снова людьми, мы будем снова вальсировать : раз и два и три!
paketler, kıvrılmış gazeteler, paltolar.
За всеми сумками, скрученными газетами, пальто.
"Güçlü, erkeksi elleri ipeksi dişiliğinin " tüm yarıklarını yokladı, " dalgalanan vücutları kıvrıldı
" Его мозолистые руки мужлана проникли в каждую расщелинку ее роскошного женственного существа волнообразные движения их слившихся тел, плавно, в чувственных ритмах плясали на стенах и тогда, он ввел своего красноголового воина в ее трепещущее лоно, и потонул в его глубине...
Seni merak etmiştim, Ona kıvrılmış olmalıyım.
Я тогда волновалась за тебя, должно быть к нему прижалась.
Bel kemiği kıvrımı mı?
Сколиоз?
Devam et. Ve sakalın...... çok kıvrımlı!
Продолжай.А твоя борода она такая... витая.
Dizlerine kıvrılıp "Howdy Doody" yi izlerken çoraplarını çıkarttığımı ve ayaklarını gıdıkladığımı hiç unutmam.
Папа. Помню, я забиралась к нему на колени, чтобы посмотреть "Спокойной ночи малыши".
Kıvrıla kıvrıla bacaklarının arasına ulaşıp yüzümü çevirdim ve derhal onun ılık, altın şelalesinin içine çekildim.
Я заполз под неё, как сумасшедший, пробрался между её ног, и перевернулся. И почти сразу, меня оросил тёплый золотистый водопад.
O olmadan yatağa kıvrılıp hiç kalkmamayı düşünüyorum bazen.
Я иногда думаю, что без него, и с постели не вставала бы.
Ve bir anda, nehrin bir kıvrımında, gerçekten sıradışı bir görüntüye denk geldik.
И вдруг открылся необычный вид.
Sadece geometri ile ilgili, tüm açıları bilme ne zaman ilk dönüşünü yapacağını ve ne zaman içeri kıvrılacağını.
Это всё геометрия, знание всех углов..... когда делаешь первый поворот и когда сдаешь назад. В этом вся суть.
Ama cebin dışında tüm enerji etrafından kıvrılıp, onu doğal bir biçimde gizliyor.
Но, снаружи "кармана" вся энергия вращается вокруг него, создавая естественную маскировку.
Kasık kemiğine bakın, kuşlardaki gibi geriye doğru kıvrık.
Смотрите, лобковая кость точно как у птицы.
Eğer havuz küçük olursa, sürekli kıvrılmaları gerekir.
Если пруд будет слишком маленьким... им нужно будет всё время изгибаться.
Sınırsız bir havuzda belki kıvrılacaklar ve hareketsiz kalacaklar.
Может, этот пруд и бесконечен, но они скрючатся и умрут, лишённые возможности двигаться.
Dişi bir yılanın öyle kıvrılarak sürünmesini seviyorum. Oh, bebek.
Я обожаю змеиную грацию дам.
Bir savaşçının kıvrımları.
Гребни воина.
O zaman kıvrık popomu öp, güle güle.
Тогда поцелуй мою толстую задницу!
Bernice, o kadar güIeceksin ki... ... kirpiklerin kendiIiğinden kıvrıIacak.
Бернис, он такой смешной, что у тебя от смеха реснички завернутся.
Onun her kıvrımını boyadım.
Я написал каждый дюйм её тела во всех деталях.
Ama o zaman bile, uyandığında... gelip yanıma kıvrılırdı.
Но все равно, всегда когда она просыпалась она заползала в мой.
Bazı kadınlar vardır, güzel görünümlü, saçlarında belli bir şekil... kulaklarında bir deniz kabuğunun kıvrımı gibi dalgalanan bir büklüm.
Попадаются очень привлекательные женщины, с красивыми волосами, с хорошенькими ушками, которые похожи на завиток морской раковины.
Sevgilisi poposunun dış hatlarını öpüyor. Tam uyluklarına kıvrıldığı yeri.
Любовник целует её ягодицы там, где они переходят в бёдра.
Bu peçete 12 basit kıvrımdan oluşmuştur.
Эта салфетка имеет 12 простых складок.
İnsan beyninin sayısız kıvrımlarına göre çok basit bir prototip.
По сравнению с человеческим мозгом, это очень простой прототип.
Sonra macun gibi kıvrıldı ve ortadan kayboldu. Dışarı adımımı atar atmaz.
Смялась как пластилин, а затем просто исчезла - стоило мне улететь.
Uğurlu kırmızı şapkam çift oluklu, 8 kıvrımlı, 14 cm çaplı bir kutunun üstünde duruyor.
На двухслойной, шестигранной картонной коробке.
Ne olduğunu nehir kıvrımında..
За излучину реки.
Bekleyeni tam nehir kıvrımında..
Что там зa излучиной реки?
Bir kez daha bakıyorum tam nehir kıvrımına
Взгляни разок за излучину реки.
Ne için bilmiyorum Düşlediğimi gün getirebilir Tam nehir kıvrımına
И ветерок нaм откроет, как легки
Tam nehir kıvrımına
За излучиной реки.
Tam nehrin kıvrımına
За излучину реки.
Tam nehrin kıvrımına? ...
За излучину реки.
... Tam nehir... Kıvrımında...?
За излучиной реки.
Önüne çıkanı yiyerek, ağaçlar arasında kıvrılıyordu.
Она ползла между деревьями и все пожирала.
Parmaklarındaki kıvrımları görüyor musun, bu onun sanatkar olduğunu gösterir.
Да, но вмятины на костяшках пальцев говорят, что он связан с икусством.
Sonunda çimdik atıyor, kıvrılmıyor.
Он делает сжатие в конце, а не вращения.
Ben kıvrılma hareketini kullanıyorum.
Я использую вращение.
Kıvrılma hareketini seviyorum.
Мне нравится вращение.
Bence kıvrılma hareketi en iyisi.
Я чувствую, вращение - классная концовка.
- Saat yönünde bir kıvrılma mı?
- Вращение по часовой стрелке?
Kıvrık yerlere erişemezsin.
В каждую щёлочку не залезешь.
Bu ayakkabıları çıkarmalıyım. Tırnaklarım kıvrılıyor.
Ноги затекли.
Tüylerim kıvrılıyor.
Я сваливаюсь.