English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ Y ] / Yaratık

Yaratık translate Russian

3,435 parallel translation
Şimdilerde, bağımsız bir yaratık gibi daha fazla yer talep ettiğini hissediyorum.
Сегодня у меня чувство, что он занял все доступное пространство как независимый орган.
Apartmanın etrafında ve merdivenlerde lüksten ve işveden kendinden geçmiş iki yaratık gibi, caka satarak dolaşırız.
Мы дефилируем среди мебели и на парадной лестнице как два создания отравленных роскошью и кокетством.
Gece, onun yaratıkları ve yaratıkların buluşmaları tarafından oluşmuş bir varlık.
"настоящее", которое было смесью ночи, ее обитателями и ночными свиданиями.
Matthias'ın yeniden hayata dönüp, senin sadık bir uşağın olabilmesi için tüm kadim yaratıklar ve kutsal travestiler adına sana yalvarıyorum.
Умоляю весь хаос мира, древних чудовищ и святых трансвеститов чтобы Маттиас вернулся к жизни и стал твоим преданным слугой.
Daha sonra,... yaratık olan Kang Chi'nin babasına âşık olmuş.
который был сверхъестественным существом.
Babam korkunç bir yaratık mıydı?
Мой отец был таким чудовищем?
Hayatında sevdiği tek kadına saldıracak kadar korkunç bir yaratık mıydı?
что напал на любимую жену?
Böylesine aşağılık bir yaratıkla arkadaşlık edeceğine hiç inanmamıştım.
Никогда бы не поверил, что вы свяжетесь с таким мерзким существом.
Güvenlik, burada evsiz bir yaratık var!
Охрана, здесь наверху бездомный монстр!
Dinle, gülünç yaratık.
Послушайте, нелепое создание.
Harikalar Diyarına çocukken geldiğimde, onun beni nasıl korkuttuğunu söylemiştim, o da yaratık hakkındaki her şeyi anlatmıştı bana.
Я рассказала ему, как боялась их, когда оказалась в Стране чудес в детстве, поэтому он рассказал мне об их слабых местах.
Tanrım, korkmuştum bu güzel bir küçük yaratık.
Боже... Я был в ужасе от этого прекраснейшего маленького создания.
Açıkçası, Vincent'i kurtarmama yardım edemedin ve seni bu sebeple kurtarmış olsam da yaratık olan kısmın öldüğünde seni yalnız bırakmalıydım, anlıyor musun?
И, честно говоря, когда ты не смог помочь мне в поисках Винсента, который был единственной причиной, по которой я спасла твою жалкую задницу в первую очередь, а могла уйти и оставить тебя одного, пока твоя звериная сторона умирала, ну ты понимаешь, что я имею ввиду?
O yaratık da burada. - Hannah Sharples burada mı?
- Ханна Шарплс здесь?
İşte, karşınızda gelmiş geçmiş en iğrenç yaratık...
Узрите самое уродливое порождение из всех
- Bu bana Yaratık'dan bir sahne hatırlattı.
Мне это напоминает сцену из "Чужого".
Bu iğrenç domuz benzeri yaratık da kim?
Что это за отвратительное свиноподобное существо?
İnsanlık senin gibi yaratıkların Sur Rose'a sızmasına izin verdi.
как ты!
Kendini akıllı bir yaratık olarak görüyorsun değil mi?
А ты себя считаешь существом, наделенным интеллектом, не правда ли?
Kahrolası yaratık şeyini kaydettim.
Я сняла все про инопланетянина.
Bu yaratık videosuyla alaklı.
Все из-за того видео с инопланетянином?
Kim bu harika yaratık?
Что это за прекрасное создание?
- Bu harika yaratık da kim?
Что это за прекрасное создание?
İnsanlar şu anda, korkunç pençeli bir yaratık olan büyük Tanrı Noel Baba'ya ve karısı Mary'ye tapıyorlar.
Земные жители поклоняются великому богу Санте, чудовищу с жуткими когтями, и его жене Марии.
Savaş gemilerimize yapılan saldırı ve tapınaktaki yaratık farklı konular. Araştırmaya tapınakta yaşananlarla başlayacağız. Olay 10 gün içinde çözüme kavuşmazsa mevkiimin ve rütbemin sahibi olacaksın.
Другого в храме. замеченное в храме - это разные твари. что было в храме. то Вы займете мое место и получите мою должность.
Kırlangıç Yuvası'na baskın yaptılar ama Ruiji Hanım'ı kaçırmaya çalışmıyorlardı. Yaratık için gelmişlerdi. Yaratık bir ipucu bırakmak için bunu yazdı.
что люди в масках Дон До... это две разные банды. но не пытались похитить госпожу Жуй Цзи.
Ya da yaratık veya hayaletlerle ilgili.
Или "монстового", или "призрачного", или - -
Solgun yüzlü, sefil yaratık sersemliyor, ağlayışı yankı yapıyor.
Несчастное создание С бледным ликом Как эхо вторит панихиде.
Yaratık mıknatısı diye bir şey var mı?
Существует ли такая вещь, которая притягивает монстров?
İnsanları kurtarmak, yaratık avlamak, aile mesleğimiz.
Спасать людей, охотиться на нечисть, семейный бизнес?
Ama bazıları gibi kocaman, dev gibi bir yaratık gibi değilim.
Но я не какой-то негабаритный бегемот.
Babam kaldığı yerden devam etmemizi istiyor. İnsanları kurtarmak, yaratık avlamak, aile mesleğimiz.
Отец хотел, чтобы мы продолжали дело... спасали людей, истребляли нечисть.
Hadi ama biz yaratık avlıyoruz!
Да брось, мы охотимся на монстров!
Normal insanlar yaratık gördüklerinde kaçarlar.
ну, нормальные люди когда видят монстра, убегают.
Bana yaratık gibi görünmüyor.
Не выглядит как монстр.
La Farnese fındıkları yere attı ve cesur genç kızlara onları sadece malum yerleriyle almaları için meydan okudu. Onlar da bu konuda oldukça yaratıcı olduklarını gösterdiler.
Фарнезе разбрасывала каштаны по полу и подзадоривала достойных дам собирать их используя только нижние части тела, причем в занятии этом дамы показали завидную изобретательность
Bize bir krallık yarat Cesare.
Построим себе империю, Чезаре.
Kendimizi ona kanıtlayabilirsek adamlarının nerede olduklarını biliriz belki bir açık buluruz. Yada yaratırız.
Если мы сможем заставить её показать нам, где она расположила своих людей, возможно, мы сможем найти лазейку, или создать её.
Yapma tatlım, bu durum çok karmaşık bir ilişki yaratıyor.
Ну что ты, дорогая. Это сложные отношения.
Çünkü davada gidiş yolu bulamadık. Yaratıcı olmanın vakti geldi.
Потому что у нас нет прорыва в этом деле и пора начать мыслить творчески.
Yaratık dışarıda dolaşırken buradakileri tutuklamak çok saçma.
выбравшись отсюда.
Adam kaçıranlarla yaratık işbirlikçi değil.
Что еще ты знаешь?
Yaratık yaptı.
Это не она!
Beni tehdit etmen sence de bir farklılık yaratır mı?
Йоу, думаешь, если запугаешь меня, что-то измениться?
Kabul edersen inatçı kıçına saplanmış olan çubuk için de mucizeler yaratılabilir.
Можешь делать чудеса для занозы, которая застряла в твоей заднице, если ты, конечно, делал.
Matematikte kesinlik şarttır, ama yaratıcılık da ister.
Математика строга, но креативна ;
Yaratıcılık da vardır, ama bundan yararlanmıyoruz, sorunumuz da bu zaten.
Ее творческий потенциал лежит на поверхности, но им никто не пользуется. Вот в чем проблема.
Bir de işin yaratıcılık kısmı var.
Есть ведь еще вопрос творчества.
Çok karmaşık ve ayrıntılı finansal türevlerin yaratılması büyük ihtimalle kontrolden çıktı.
Создание этих финансовых продуктов, сложных и тщательно проработанных, безусловно зашло слишком далеко.
Bağımsızlık Bildirgesi, bize verilen hakların hükümetten değil, Yaratıcıdan kaynaklandığını söylemektedir.
Декларация Независимости устанавливает наши права говоря, что они были созданы не правительством, а Создателем
Zihin, akıl, yaratıcılık gücü.
Твердость духа, интеллект, изобретательность...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]