Yaşlanıyorum translate Russian
202 parallel translation
- Sanırım yaşlanıyorum. - Bunun için biraz geç.
Сэр Чарльз, время позднее и нам следует...
Yaşlanıyorum.
Я старею.
- Yaşlanıyorum.
- Я старею.
Belki de yaşlanıyorum.
Наверное, старею...
Korkarım bu tür oyunlar için yaşlanıyorum efendim.
Я слишком стар для таких игр. Кромвель хочет вас видеть.
Yaşlanıyorum.
Стареть душой.
Yaşlanıyorum.
Слушай, я старею.
- Evet, ben de yaşlanıyorum.
- Да, я и сам старею.
Yaşlanıyorum ve kızlar bunu biliyor...
У нас в последнее время все хорошо. Я старею, и девочки знают...
Baba olmak duygusunun seni nasıl etkilediği gördük... Artık yaşlanıyorum. Tek söyleyebileceğim, seni kıskanıyor olmamdır.
Мы пришли сюда, посмотрели на вашу новую квартиру, слегка выпили, посмотрели, как вы живёте, как становитесь отцом.
O büyüdükçe ben yaşlanıyorum.
В этом виноват один только Джо.
Geçen her dakikada daha da yaşlanıyorum.
Я старею каждую минуту.
Sanırım yaşlanıyorum.
Наверное, я старею.
- Yaşlanıyorum artık.
Я должен быть старею.
Benim açımdan bakarsan artık yaşlanıyorum. Ve eğer bir balayına çıkmayı hayal ediyorsan, çok paran olması gerekir anladın mı?
С моей рожей и в моём положении на медовый месяц надо много денег.
Yaşlanıyorum galiba.
Старею, наверное.
Yaşlanıyorum.
Я старею
Genç dostum, yaşlanıyorum.
Мой юный друг, сейчас я стар.
Yaşlanıyorum ve sorumluluklarımın yükü ağır geliyor.
Я старею, и я чувствую груз собственных обязательств.
Yaşlanıyorum evlat. "İçinde" yi açıkla.
Я становлюсь бестолковым с годами. Что значит "в"?
O bir bebek bekliyor ve ben yaşlanıyorum.
Я хочу, чтобы ты управлял моей долей.
Yaşlanıyorum, amına koyayım.
Старею, ёбта.
Yaşlanıyorum.
Теперь я просто старею.
Ya ben yaşlanıyorum ya da bu dağlar büyüyor.
Либо я старею, либо эти горы становятся выше.
Yaşlanıyorum.
Неужели я постарела?
Böyle şeyler için çok yaşlanıyorum.
Я слишком стар для всего этого.
Sadece yaşlanıyorum.
Я просто.. получаешь старый.
Beni özgürlüğüme kavuşturmanı beklerken yaşlanıyorum!
Обещал меня освободить, но ничего не сделал.
Bir şarap gibi.Yavaş yavaş yaşlanıyorum.
Я - как изысканное вино : старею элегантно.
Önceden, bu yüzden intihar ederdim. Artık yaşlanıyorum.
А когда-то от такого я прыгал бы до потолка.
Yaşlanıyorum. Seni yanımda istiyorum.
Я старею и хочу, чтобы меня окружала семья.
Yaşlanıyorum.
И я старею.
Yani, dış görünüşüm fena değil. Gerçi yaşlanıyorum,
В общем, мужчина по всем статьям.
Sanırım, Gittikçe yaşlanıyorum. Yaşlı bir adamın bu kadar hızlı yürüyebileceğini sanmıyorum.
- Разве старик разовьет такую скорость.
Yaşlanıyorum. Eminim benden hızlı koşarsın.
Я старею, а ты бегаешь явно быстрее меня.
Galiba yaşlanıyorum...
Старею...
% 100'lük bir başarı oranına sahibim, ama artık yaşlanıyorum ve ağır kalıyorum.
У меня 100 % раскрываемость дел, и я не становлюсь моложе.
Ama anlaşılan sonunda ben de yaşlanıyorum.
Но, кажется, возраст все-таки взял свое.
Çok mu yaşlanıyorum?
Или постарела очень?
"Ama artık yaşlanıyorum... "... ve yakında sadece olmayan şeyleri hatırlayabileceğim. "
Теперь я старею... и скоро стану вспоминать лишь то, чего никогда не было ".
Düşünüyordum da artık bisiklet sürmek için biraz yaşlanıyorum.
Я подумал, я уже старый конь для этих гонок.
Yaşlanıyorum! Görüyor musun?
Я старею, видите?
Yaşlanıyorum.
Я буду старым.
Bir zamanlar "benim yaşamım bu" diye düşünürdüm ama artık bundan pek hoşlanmıyorum, belki de yaşlanıyor olduğum içindir.
Сначала я думал, что это, наверное, и есть хорошая жизнь, но теперь мне уже не нравится. Может, потому, что я начинаю стареть.
LookIn MyEyes Yaşlanıyorum. Hadi, Roger.
Давай, Роджер.
Yaşlanıyorum.
- Не совсем.
Saçmalık, yaşlanıyorum ve sorun değil ülkemizdeki ölüm korkusu sayesinde "ölmeyeceğim" çünkü.
Чушь! Я становлюсь старым! И это нормально!
Neden arkana yaslanıp deniz havasının tadını çıkarmıyorsun, anlamıyorum.
Не понимаю, почему Вы не можете просто спокойно наслаждаться морским воздухом?
Arkama yaslanıyorum ve...
И я расслабляюсь и...
Yaşlanıyorum.
Повзрослеть.
% 100'lük bir başarı oranına sahibim, ama artık yaşlanıyorum ve ağır kalıyorum.
Я только для этого и родился.