Yemegini translate Russian
2,583 parallel translation
Banyodaki ögle yemegini?
Обед в туалете?
Normalde öğle yemeğini desteklemem çünkü kahvaltıya haksızlık etmiş olurum.
Я обычно не поддерживаю ланч так как это не справедливо по отношению к завтраку.
Yemeğini yemiş mi?
Она хорошо пообедала?
Sen yemeğini yiyebilirsin.
И Вы сможете устроиться.
Her gün spor salonuna gider, tam zamanında işte olur ve öğle yemeğini hep aynı yerde yer.
Он каждый день ходил в спортзал, всегда приходил вовремя на работу, и каждый день обедал в одном кафе.
Hannah onu yıkadı, yemeğini yedirdi, doktora götürdü.
Ханна купала её, кормила её возила к врачу.
Kendi yemeğini ye.
Тут тебе не шведский стол.
- Reagan kuralları Jack. Yemeğini hep koruyacaksın.
- " акон джунглей – эйганов, ƒжэк, всегда защищай свою еду.
Yemeğini bitirdin mi?
Ты поел?
Resmi bir akşam yemeğini nasıl yetiştireceğim ben Hem de... 10 saat içinde.
Я не успею приготовить официальный ужин за... сколько... 10 часов!
Uzakdoğululardan ve zencilerden nefret ediyorum, ama Çin yemeğini sevmeye başladım.
Мне каждый был противен. Я ненавидела даже китаёз и черных, но вот попробовала дурь и мне понравилось.
Şu an akşam yemeğini hazırlıyor. "
Возможно, кок готовит обед.
Öğle yemeğini çalıp duran 6. sınıf öğrencisini unuttun mu?
Вспомни, как шестиклассница воровала твой завтрак.
Öğle yemeğini çalıp duran 6. sınıf öğrencisini unuttun mu?
Помнишь в шестом классе у тебя крали обед?
Son yemeğini afiyetle yer umarım.
Надеюсь, он насладится последней трапезой.
Richard Hammond, pazar yemeğini pazar günleri yer.
Ричард Хаммонд проводит свой воскресный обед, каждое воскресенье.
Dünyanın en lezzetli yemeğini yemek ister misin?
Хочешь отведать самую вкусную еду в мире?
Al, bu yemeğini yumuşatabilir.
Что ж, это... могло бы заправить вашу паэлью. ( испанское блюдо из риса, курицы и морепродуктов )
Akşam yemeğini yemeden tatlıya geçemezsin.
Ты должен съесть обед, перед тем как получишь десерт.
Öyle yemeğini kendi odasında yerdi.
Он обедал один на своем месте.
Hemen öğle yemeğini hazırlayım.
Я сейчас приготовлю что-нибудь.
Başlangıç yemeğini kontrol etmek için evimden çıktı.
Она покинула мой дом, чтобы проверить своё горячее.
Her zaman yaptığı gibi yemeğini 5. bulvar 51. caddedeki Union Kulübü'nde yiyecektir.
Он, сохраняя верность своим привычкам, будет на ленче в Юнион клубе, на углу 51-й стрит и 5-й авеню.
Ve Arnold Rothstein hâlâ Times Meydanı'nda yemeğini yiyor.
А Арнольд Родштейн, он всё ещё обедает на Таймс Сквеар
Tatlım. Yemeğini getirdim.
Милый, я принесла ланч.
O zaman yemeğini hazırlayayım.
Тогда, я принесу ужин.
Yemeğini ye.
Ешь.
Yemeğini yiyor, keyfi yerinde ve kitap okuyor.
Он поел, ему удобно и он читает.
Kevin başkasının öğle yemeğini yer, Phyllis yeni bir kolye alır.
Кевин съел чужой обед, у Филлис новое ожерелье.
Selam. Umarım akşam yemeğini unuttuğumu düşünmemişsindir.
Я надеюсь, ты не думаешь, что я забыл про наш ужин.
- Selam, Kitty. Öğlen yemeğini yapan yeni bayanı gördünüz mü?
О, а вы видели нашу новую повариху?
Eğer yemeğini yemezsen, o seni yalayıp yutacak.
Если плохо кушаешь - он тебя сожрёт.
Yani Şükran Günü yemeğini ofis mutfağında pişirmemi istiyorsun, ha?
Ты хочешь, чтобы я приготовила праздничный ужин на офисной кухне.
Öğle yemeğini, babanla, yalnız yiyeceğini sandın, değil mi?
что только с отцом ужинать придётся?
Yemeğini bitir ve git.
Ешь уже и уходи.
Vegas'a ilk geldiğimde Şükran Günü yemeğini bile burada yemiştim.
Даже День благодарения здесь отпраздновал, когда только приехал в Вегас.
Sen geceye "Will McAvoy'la Yemeğini Ye Saati" ne başlarsan saat 10 olduğunda ekran başında izleyici kalmaz.
Вот только до 10 все разбегутся, если в 8 будет "Кулинарный час с Уиллом Макэвоем".
- Will McAvoy! Öğle yemeğini saat 4 : 00'te yemeye nasıl alışacaksın?
Как повелось, что у тебя обед в 4?
Çocukken, akşam yemeğini tek ayak üzerinde yerdim.
Когда я был ребенком, я доедал обед, стоя на пороге.
Bari akşam yemeğini yediğini söyle.
Скажи мне, она хоть что-то ела на обед?
Çin yemeğini ben alırım.
Хорошо, я принесу китайской еды.
Öğle yemeğini atlamış olabilirim... ve akşam yemeğini.
Я мог пропустить ланч... или обед.
Bütün yemeğini yerim.
Я всю твою еду съем.
Yemeğini yediğine inanamıyorum.
Не могу поверить, ты ешь!
Pazar günkü öğlen yemeğini hatırlatmak için aramıştım.
"Хочу напомнить об обеде в воскресенье."
Yemeğini düzenli yiyeceksin.
- хорошо питаться, принимать лекарства.
Hadi, ye yemeğini.
Теперь ешь.
Yemeğini yediği gibi uyudu.
Вырубился сразу, как поел.
Arkadaşlarımla geldiğim yardımcı olacak akşam yemeğini hatırlıyor musun? Sorunlarımızı çözmeyi deneyecektik hani?
Помните тот совместный ужин, который вы посоветовали устроить с моими друзьями, чтобы мы могли решить наши проблемы?
Birileri karısıyla olan yemeğini unuttu sanki?
Ну, кажется, кто-то забыл о ланче со своей женой.
Akşam yemeğini saat yediden sekize alabilir miyiz?
Мы можем перенести обед с 7-ми часов на 8?