English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ Z ] / Zararları

Zararları translate Russian

338 parallel translation
Seni tanıdığımdan beri oluşan zararları telafi etmek için New York'a dönüyorum.
Я еду. Еду обратно в Нью-Йорк... Если бы только можно было исправить все те разрушения, что случились с момента, как я узнал Вас...
Size zararları dokunmadı.
Они ничего не сделали.
Zararlarına karşılık ufak bir yardım.
Информация в обмен на снижение потерь от краж.
Anlamazlarsa, bize zararları olmaz.
Слушай, если они не понимают, то никак не могут причинить нам вред.
Sayfa 235'de, sanığın savunmasında, Jorge del Carmen Valenzuela, işlenen cinayetlerin ve verilen zararların bir nedeninin bulunmaması, sanığın kişiliğini ve geçmişini araştırma gerekliliğini doğurmaktadır.
На 235-ой странице дела защита подсудимого Хорхе дель Кармен Валенсуэлы указывает на отсутствии у него мотива, что оправдывает подсудимого по обвинениям в нанесении тяжких телесных увечий и убийствах.
Kaptan Kirk ve çok çekici kaptanının, zararlarından bizi sorumlu tutacaklarını düşünüyor musun?
Думаешь, капитан Кирк и его очаровательный офицер решат, что это мы ответственны за их ранения?
"'Yani gerçekten kastettiğiniz, bu zararları ve tazminatı...
... не платить судебных издержек и вознаграждения за убытки? ".
Bir sözleşmenin taraflarından biri hangi durumlarda... sözleşmenin kendine düşen şartlarını yerine getirmeyebilir... ve zararları ödemez?
Каковы предпосылки для того, чтобы одна сторона... отказалась от исполнения своей части контракта... и при этом не платила за ущерб?
Eğer zararlı gezegenler ters yörüngedeyse, ki Saturn de zararlı bir gezegen, bu gezegenlerin zararları daha da artar.
И в этом смысле является злом. Поэтому, когда негативные планеты находятся в состоянии ретроградации, А Сатурн - это негативная планета, понятно,
- Neden? Ona ne zararları var?
Что они ей сделали?
İnsana zararları var mı?
Их прием безопасен?
İtiraz ediyorum! Sevgili meslektaşım kendi.. biriminin prestijini artıkmak ve şüpheli deneyleri için fon almak amacıyla kasıtlı olarak erkeklerin zararlarını abartıyor.
ћо € уважаема € коллега нарочно демонстрирует мнимый вред от обоих самцов ради повышени € престижа своей службы и получени € дополнительных ассигнований на свои сомнительные "эксперименты"
Fakat bu zararlar bu asırda yapılan zararların yanında hiç kalır.
Но это ничто по сравнению с тем, чего он добился в нашем веке.
Janet, zararlarını telafi edeceğim.
Джэнет, я покрою твои потери.
Zararların telafisi, daha sonra reddedildi.
Обвинения позже были сняты.
Zararların telafisinin reddi üzerine Macar Hükümeti, resmi bir protesto yolladı.
Венгерское правительство подало официальную жалобу о снятии обвинений.
Hükümetin bütün zararları karşılayacağını garanti ederim.
Произошло ужасное недоразумение. Правительство обязательно возместит убытки.
Zararlarımızın tazmin edilmesini istiyoruz.
Говоря по правде, Ваша Честь, мы требуем возмещения ущерба.
Belki değil, fakat benim ırkımın bu çocuğa verdiği bazı zararları düzeltme zorunluluğu hissediyorum.
Может и нет, но я чувствую обязанность исправить часть того вреда, что моя раса сделала этому мальчику.
Çok gözlü olmanın zararları.
Из - за их фасеточных глаз, наверное.
Bir zararları yok ama, yiyip yiyip ürüyorlar.
Эти ничего не делают, только жрут и размножаются.
Zararları da göstermek zorundasınız.
Разве этому не учат в наши дни?
Ve bu zararları karşılamak zorundadır.
Он обязан возмещать ущерб.
Payne'in, Puck'a açtığı davada, davacının lehine karar verdik. Ve davalı Hannah Puck'ı, verdiği zararları ödemesi için bir dolarlık para cezasına çarptırdık.
Мы выносим приговор в пользу истца, Лоры Пэйн и приказываем Ханне Пак оплатить убытки в сумме 1 доллар.
Davalı zararları tazmin için 1.1 milyon dolar ödeyecektir.
... и призываем ответчика к выплате в 1 миллион 100 тысяч долларов.
John? Bunu çözmeye çalışmalıyız Hiçbir jüri, bir rahibenin zararlarını ödemeyecektir.
Джон, Джон, мы должны уладить это.
Haksızlık yaratan karışma. Eğer iki şahıs arasında bir anlaşma varsa, gizlilik anlaşması gibi, ve bir tanesi bu anlaşmayı, üçüncü bir şahıs tarafından ikna edilerek bozarsa, üçüncü şahsı karışmadan çıkan zararları karşılaması için dava edilebiliyor.
Если два человека заключают договор, например, о неразглашении, а затем один из них нарушает его по настоянию третьей стороны, на нее могут подать в суд за причинение ущерба.
Yalan söylediyse, bilgi vermediyse, zararları daha az.
Если он солжет, он сохранит... тайну и ущерб будет не столь велик.
Yani, artık bize bir zararları olamaz!
Они же не опасны для нас?
Sonuçta, kimseye bir zararları yok.
В конце концов, они никого не задевают.
Hakaret ettiğim şu grup öyle iffetli ki uğradıkları zararları göstermeleri gerekmiyor.
Те, в адрес кого я отпускала замечания, настолько чисты и добродетельны, что им клевету и доказывать не надо.
Zararları...
Тебе придется...
Zararları karşılanıyor.
Им всё возмещают.
Buna karar vermek için zararları da görmem gerek.
понесены ли какие-нибудь убытки.
Bana zararları gösterin.
Подтвердите ущерб.
- Evet. Hala zararları görmek istiyor ancak yine de telefon şirketlerine karşı toplu bir davan var.
- Угу... но теперь у тебя есть групповой иск.
Olası zararları göz önüne alarak, buna izin veremem.
Учитывая возможность ущерба, я не стану принуждать ее.
Neden bu ifade o kadar önemli ki? Çünkü zararları gösteremezsek ki ekonomik zarar olmadığı için mümkün özet kararda kaybederiz. İsmi verilen şikayetçi yargıcı ikna etmek zorunda.
что вполне возможно мы проиграем упрощенное решение.
Muhtemelen gemiyi kurtardım, büyük zararlar verebilirdi.
Цыпленка конечно. Возможно я спас корабль.
Ekselanslarına çok büyük hakaret etmiş olmanıza, ve elektrik sistemimize büyük zararlar vermiş olmanıza rağmen Size son bir şans daha vermek istiyoruz.
Ќесмотр € на факт, что вы весьма оскорбили ≈ Є ѕревосходительство, и ваши действи € нанесли значительный ущерб нашей системе энергоснабжени €, ћы хотим дать вам последний шанс.
Ama belediyeye resmi şikayette bulunup uğradığım zararlar için dava açacağım.
И не стану подавать в суд иск на ваше управление на причинение морального ущерба.
Başka yerlerine ne zararlar vereceğini düşün.
Вспомни о разрушениях, которые он приносит.
İnsanların zararlarından veya boşanmalarından besleniyorsunuz.
Вы живёте за счёт людских ран и на разводах.
Kutu başına 50 cent ödemeye ve ceza gerektiren zararlar ve zihinsel ızdıraplar için 2000 dolar ceza aldı.
Ее обязали возместить убыток в виде штрафа в 50 ентов и выплатить $ 2000 за моральный ущерб.
Kanunsuzlara büyük zararlar verdim.
Я решил в одиночку навести порядок.
Yevgeny? İnsan ırkına verdiğin bütün zararlar için bedel ödemen gerektiğini düşünmüyor musun?
Вам не кажется, что вы должны ответить за зло,... которое причинили роду человеческому?
Şu an gidemezsin. Sonunda yeterince büyüdük ve bu kasabaya ciddi zararlar verebilceğiz
Мы наконец повзрослели, чтобы делать в этом городе что-то серьезно опасное.
Bilgisayar korsanlarının topluma verdiği zararlar gittikçe artmaya başladı...
"Поскольку растёт потребность наблюдения в виртуальном мире..."
Hawaii adalarına dün yapılan saldırı Amerikan askeri güçlerine ciddi zararlar vermiştir.
Вчерашнее нападение на Гавайские острова нанесло тяжёлый ущерб военной мощи Америки.
- Zararlar nelerdir?
- Каков ущерб?
Hiçbir zararları olmayacak.
Они никогда не упустят своей выгоды.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]