Zorunluluk translate Russian
134 parallel translation
Zorunluluk, birlik ve beraberlik hakkında bana ne söyleyeceğinizi biliyorum.
Ваша светлость, я помню ваши слова : необходимость, единство, новые возможности.
İnsan Hakları Sözleşmesi eğer hükümet insan haklarını ihlal ederse başkaldırmanın kutsal bir hak aslında bir zorunluluk olduğunu söyler.
- Декларация Прав Человека говорит, что если правительство ущемляет права человека, восстание - сакральное право, даже обязанность.
Zorunluluk sosyal olarak hayal edildigi sürece, hayal etmek bir sosyal zorunluluk olmayi sürdürecektir.
В той же мере, в какой необходимость является общественной мечтой, мечта становится необходимой.
Bu zorunluluk. - Anlıyorum efendim.
- Это очень важно!
ZORUNLULUK : SİSKO VE İRİ BEYLER İCİN KlYAFET
ОДЕЖДА ДЛЯ ПОЛНЫХ И ВЫСОКИХ ДЖЕНТЛЬМЕНОВ
Sadece, zorunluluk olduklarını kabullenmen gerek.
Постарайтесь принять это, как необходимый Факт.
Ama "o" nu yaparsak, aramak için bir zorunluluk hissedebiliriz.
Но если мы это сделаем, то возможно почувствуем некоторое обязательство позвонить.
- Jerry, bu senin için bir zorunluluk, hadi.
- Джерри, это твой долг, давай.
- Zorunluluk.
- ќб € заннооть.
Ama bu iş hiç hoş olmayan bir zorunluluk.
И я не хотел бы взять на себя эту обязанность.
Bu bir görev veya zorunluluk değil.
Это не долг и не обязанность.
Zorunluluk.
Необходимость.
"Gereksinim, zorunluluk."
"желания, потребности".
Zorunluluk muydu yoksa senin seçimin mi?
Захотелось или пришлось?
Bu bir zorunluluk.
Нужно.
Zorunluluk.
Это необходимость.
Çünkü ilk zorunluluk, herhangi bir organizmanın ilk sorumluluğu hayatta kalmaktır.
Потому что первое стремление, первое стремление любого организма это выжить.
Böyle bir zorunluluk söz konusu değil.
Этой обязанности не существует!
Duymak istediğim bir şeyi bana söylemekten mi? Zorunluluk olmayan bir şeyi bana söylemekten mi?
Сказать мне, что я для вас больше, чем просто обязанность?
Bu, ben ve ailem için bir zorunluluk.
Этo жизнeннo вaжнo для мoeй ceмьи.
Bunu bir adım atmak ve aramızı düzeltmek için bir zorunluluk olarak görüyorum. Çünkü polis olduğumda, şimdi olduğu gibi ailevi dosyalarımda olucak.
я чувствую, что это моя обязанность влезть и исправить это, потому что когда я стану копом у меня будут такие бытовые дела все время.
Zorunluluk?
Обязана?
Zorunluluk ve hak.
Обязательства и права?
Hayat bir zorunluluk değil, bir haktır!
Жить - это право, а не обязанность!
Ben hayatın bir zorunluluk değil bir hak olduğunu düşünüyorum. Hayat, benim gibi 28 yıl 4 ay boyunca bu şekilde yaşamak olmamalıdır.
Я считаю, что жизнь - это право, а не обязанность, как в моем случае, когда я терпел эти муки
Birbirinizden hoşlanırsanız, harika ; hoşlanmazsanız da, bir zorunluluk yok.
... и если вы познакомитесь и у вас получится, то отлично, а если нет, то никаких проблем.
İnsanlık ailesinde, saygı ahlaki zorunluluk olmasına rağmen
Хотя среди представителей человеческого рода мы признаем моральные принципы уважения
Parlak renklerde giyinmek ile koyu renklerde giyinme gerekliliği arasındaki zevk çekişkisini çözmektir. Neden zorunluluk?
это как разрешить противоречие между удовольствием от ношения ярких цветов и необходимостью носить темные цвета.
"Ütopya" en içten gelen bir zorunluluk meselesidir.
" топи € Ц это вопрос глубочайшей крайней необходимости.
Evet, evrimsel bir zorunluluk olarak ailelerimizi ve arkadaşlarımızı önemsemeliyiz.
Да. То, что нам не наплевать на нашу семью и друзей - продиктовано эволюцией.
Sonrasında ona zarar vermek ya da yapabilirlerse onu öldürmek bütün Romalılar için bir görev ve zorunluluk olacaktır!
После этого каждому римлянину будет вменено в обязанность наносить ему максимальный ущерб или же убить его при первой возможности!
Zorunluluk derken, şiddetli mi yani?
Нам надо, в смысле, не помешает?
Sorunlu bir zorunluluk mu?
Но не обязательно?
Hayır, kesin ve tartışmasız zorunluluk.
Нет, категорично, острая нужда.
Senin ve benim gibi çalışan kadınlar için bu bir zorunluluk.
Для работающих мам, как мы, это необходимо.
İşin aslı, eğer bunu yapacaksak, Ona saldırı hakkı bile vermeden bunu yapmak bizim için bir zorunluluk.
В этом случае я надеюсь что у него не будет шансов на контратаку.
Bir Usta için Hizmetkarını koruması gibi bir zorunluluk yoktur, ve öyle yapmak için bir neden de.
У Мастера нет причин защищать своего Слугу. Это не для него.
Stratejik bir zorunluluk olarak mı tasarlandığını bilmiyorum ama... Zayıf kişilere göre değil, değil mi?
Не знаю, внедрили ли её для тактических целей, но она не для слабонервных, да?
Giovanni, Mino, Sevgili Aldo hizmet ve zorunluluk gereği, hepsi hakikatin gönüllüsü olmayı kabul ettiler.
Джованни, Мино, дорогой Альто, по призванию или по нужде, являлись любовниками правды.
Polonya'da öpüşmek bir zorunluluk değildir. Sen orada takılmışsın.
В Польше необязательно целоваться, чтобы быть вместе а ты думаешь только об одном
Orson'a göre sadece hasta olduğunda ambulans tutmak gibi bir zorunluluk yok yasalarda.
Орсон говорит, что нет такого закона, что на скорой должны ездить только больные.
Hayatını riske atıyordu ve o bize yardım etmek için hiçbir yasal zorunluluk altında değil.
Он рисковал жизнью, и он даже не оформлен официально.
Aslında, Scylla'nın etrafındaki güvenlik göz önüne alınırsa Roland'ın uzmanlığını kullanmanız zorunluluk olacak.
Учитывая, как тщательно охраняют Сциллу, вам пригодится то, что он умеет.
Bu bağırışları duydukça, asayişi sağlamanın büyük bir zorunluluk oluşu, kesinlik kazanıyor.
Чем больше я слышу подобных выкриков, тем больше убеждаюсь, что в нашей стране необходимо навести порядок!
Biliyorum öyle bir zorunluluk yok.
- Я знаю, мы не должны.
Bize de garip geldi, ama en kısa sürede bu tatbikata katılmak bir zorunluluk.
Ну это прозвучит странно и для нас, но это очень срочно, нам нужна эта информация как можно скорее.
Tamam mı? Yasal zorunluluk diyelim.
Это юридическая тонкость.
Kader ve zorunluluk yaptırıyor bunu bana!
Неотвратимый рок меня заставил!
Ama bu dava bozulduğunda kişisel endişeleri bir kenara bırakmanın bir zorunluluk olduğunu hissettim.
Но, когда это дело было отменено, я подумала, что обязана оставить в стороне мои личные проблемы.
Lityum ihtiyacımız artık zorunluluk halinde.
Нам жизненно необходима замена лития.
- Bu bir zorunluluk.
- Такие правила.