Üzerinde translate Russian
22,592 parallel translation
Birçok kişinin inanışına göre sahte mesih de Bu dünya üzerinde hüküm sürmeye aynı yaşta başlayacak.
Многие верят, что антихрист начнет свое шествие по земле в том же возрасте.
Hala ufak tefek bazı sorunlar üzerinde çalışıyorum.
Я все еще разбираюсь с неполадками.
Tek bildiğim burada bir mektup görmüştüm ve üzerinde bir tarif vardı Zeytin yağı, tarçın, sakız ve limon otu.
Я только знаю, что видел здесь письмо, в котором был рецепт с оливковым маслом, акацией, корицей, лимонным сорго и миррой.
Gücü eline geçirecek lider Refah ve barış platformu üzerinde. "
Вождь, который получит власть, обещая мир и процветание ".
Evet, üzerinde hala çişim var, mısır gevreğinin üzerinde tutmasan iyi olur.
Ага, там ещё моча осталась, так что не стоит им трясти над своими хлопьями.
Ve Niff gemilerinin Insomnia üzerinde uçmalarını engellemek.
И не дать кораблям нифов пролететь над Инсомнией.
İcat ettiğimiz navigasyon sistemi üzerinde çalışıyoruz.
М-мы на самом деле работаем над прототипом навигационной системы, которую мы изобрели.
Kızartılmış ekşi hamur üzerinde enginar, ıspanak, biber.
Артишок, шпинат, перец, поджаренный на ароматном хлебе.
Ve geçen gece de, iki sarhoş genç çimlerimin üzerinde birbirlerini eşek sudan gelinceye kadar dövdü.
А прошлой ночью двое пьяных подростков избивали друг друга у меня на лужайке.
Pekâlâ millet, anahtarın üzerinde Bay T isimli küçük bir plastik adam var.
Так, ребята, ключ привязан к маленькому пластиковому мистеру "Ти".
Hepsi birbirinin üzerinde gidecek hiçbir yerleri olmadığında. Nasıl oluyorda evimizi buradaki tüm anılarımızı kaybetmeyi sorun etmiyorsun?
Когда они все будут на головах друг у друга, и у них не будет места, куда можно выйти проветриться... как ты можешь сохранять спокойствие, когда мы теряем дом и все наши воспоминания связанные с ним?
Da Vinci Akademisi o engel üzerinde hızlı bir çalışma yaptı.
Академия Да Винчи быстро преодолевает это препятствие.
O çatının üzerinde bir haberleşme merkezi oluşturun.
Создать узел связи на крыше
Asistan rotasyon programı üzerinde çalışıyorum.
Я работаю над графиком ординаторов.
Kağıt üzerinde çok iyi iş çıkaran biri olduğumu biliyorum.
Я знаю, что хороша в переписке.
Bu silah bir şeylere sahip olduğum, onların üzerinde kullanabileceğim bir şeyim olduğu hissini veriyordu.
Оружие вселяло надежду, что у меня что-то есть для защиты от них.
Arabanın kaputu üzerinde ölebilirdim.
Я могла умереть на капоте автомобиля.
Evlenmiyorlar, sadece üzerinde konuşuyorlar.
Они не женятся. Это был просто разговор.
Onun işleri, fırçasının dokunuşları, ışığı kullanımı üzerinde çalışıyordum.
Я изучал ее работу. Её мазки, её работу со светом.
Kâğıt üzerinde onun ölümünden hiçbir kazancın yoktu.
По документам, вы ничего не выгадывали от его смерти.
Yüksek okulda iyi notlar alabilmek de başarı ama neredeyse pantolonu üzerinde fermuarı kapalı herkes A almıyor mu orada.
Это общественный колледж, ты получаешь пятерки только за то, что появляешься в штанах с застегнутой ширинкой.
Fiyatı boş ver, üzerinde dene.
Забудь о цене, примерь.
Hâlâ üzerinde iki tane kredi olan bu evi satmak zorundayız ve Nicole'de ona bahsettiğini zannettiğim gibi okulunu değiştirmek zorunda.
Нам придется продать дом с невыплаченным кредитом, а Николь - менять школу, о чем ты ей уже сообщила.
Onu bulduğumda üzerinde hiç pirinç yoktu.
В оригинале он отсутствовал.
Altı haftadır bunun üzerinde çalışıyorum, biliyorum.
Я работал над этим шесть недель. Я знаю.
Altı haftadır bunun üzerinde çalışıyorsun.
Ты работал над этим шесть недель.
Tam olarak burada ne aradığımı bilmiyorum. Ama burdaki budalalar NYSERNET isminde bir şey üzerinde çalışıyorlar.
Ладно, я точно не знаю, на что мы смотрим, но недоумки разгулялись не на шутку и совместно работают над чем-то именуемым NYSERNET.
Bu şeyin, hayatımda bir şeyleri değiştireceğine inanıyorum ama inanç, üzerinde çalıştığım bir şey.
Гордон, я знаю, что слепо доверился тебе, но вера — всё, что у меня осталось.
Sen de bir gariplik sezmiyor musun? NSFNET işini askıya aldığımız ve Joe'yu kovduğumuz gün o yavşak imana geliyor ve üzerinde şirket kurduğumuz yazılımın Gordon'a yani eski ortağına ve onu dava eden kişiye ait olduğunu söylüyor.
Разве не странно, что в день, когда мы послали NSFNET и выперли Джо Макмиллана, у него просыпается совесть, он признаёт, что Гордон написал программу, на которой основана компания, и отдаёт всё своему бывшему партнёру,
Sadece, lütfen, teklfini yap. Sadece üzerinde 7 tane sıfır olduğundan emin ol ki bakmaya değer olsun.
Давай уже, предлагай свою сделку, только убедись вначале, что в ней как минимум семь нулей.
Adamlarımızın arkasında duruşumuzu seviyorsunuz. Ayaklarımız üzerinde durmaya çalışırken bizi desteklemenizin sebebi de bu.
Вам нравится, как мы работаем с нашими парнями, поэтому вы нас и поддержали, когда мы только пытались встать на ноги.
- Kanepenin üzerinde.
- Да, они возле дивана.
Böyle ticari uçuşlarda kaç kez iş üzerinde uyuyakaldın?
сколько раз, пока пилотировал коммерческие рейсы, заснул на работе?
Lanet olası tek bir şey üzerinde anlaşamıyorlar.
Ни черта не могу сделать.
Evet, aslında Luke hala o iş üzerinde çalışıyor.
Да, вообще-то, Люк еще работает над этим.
Hayır, hayır, harita üzerinde göster.
Нет, нет, покажите мне на карте.
Vanessa'nın üzerinde çalıştığı iş.
А, работа Ванессы.
Parmak izlerinin telefonumun üzerinde olmasını istemiyorum.
Не хочу твоих отпечатков на моем телефоне.
Motor üzerinde incindin, dostum.
Спойлер : это хлебопечка.
Kırmızı Şapkalıların, Penguen'in üzerinde kullandıklarının aynısından.
Как те, что использовали Красные Колпаки.
Neyse, Alice Tetch'e gelelim. GCPD'nin biyoloji tesislerinde kanı üzerinde deneyler yapılıyormuş.
Ладно, насчёт Элис Тетч, я слышала, с её кровью проводят биологические опыты.
- Sanırım bir tedavi üzerinde çalışıyorlar.
Полагаю, они работают над лекарством.
Tedavi üzerinde çalıştıklarını varsayıyorum.
- Полагаю, они... работают над лекарством.
Diyorsun ki... " Baş komiser Nathaniel Barnes, nam-ı diğer Bay Kuralcı neden bu silahsız pisliğin üzerinde bir delik açsın ki?
Ты думаешь... зачем капитан Натэниел Барнс, мистер По-Уставу, убил эту безоружную мразь?
Belki de anahtarın üzerinde geçirdiği yüz yılların lekesi vardır da bir şeyi gözden kaçırıyorsundur dedim.
Может, на ключе есть то, что ты не видишь, из-за трёхсотлетнего налёта?
Evet! Şimdi de kaçma ve zikzak yeteneğin üzerinde çalışacağız.
А теперь надо поработать над твоей манёвренностью и ловкостью.
Sybil'i denetim altına aldığımızda onun üzerinde kullandığı kontrol neyse biter diye ummuştum.
Но моя работа с ней лишь началась. закончится.
Yardımcılarım bu konu üzerinde çalışıyor.
И найдем. Мои интерны работают над этим.
Sadece birinin üzerinde lambalar var.
Только один освещен.
Ve tam üzerinde oturduğun o sandalye dedektif... Bunu öğrenmek seni biraz rahatsız edip içini hoş edebilir ama...
А стул на котором ты сидишь, это тот еще стул, детектив, тебя это так взбудоражит и возбудит...
Ancak von Braun Caddesi üzerinde bir bakkal var.
А на улице Фон Брауна есть продуктовый магазин, если тебе что-нибудь нужно.