English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ I ] / Işıklar

Işıklar translate Russian

10,331 parallel translation
O gece ışıkları gören tek ben değildim biliyorum.
Я знаю, не одна я видела огни в лесу в ту ночь.
Polis ihbarların aurora ışıkları olduğuna karar verdi.
Полиция не придала этому значения, списав всё на полярное сияние.
Tabii ki güney ışıklarının hayret verici görüntüsü oldu.
Конечно, южные огни — это потрясающее зрелище.
- Dün gece ormanda ışıklar vardı. - Onları gördüm.
В лесу этой ночью были огни.
Anne Sullivans tepesinin üzerinde ışıklar vardı.
На утёсе Матушки Салливан появляются огни.
Roy, sabahın ilk ışıklarında tekrar başlayacaklarını söyledi.
Рой сказал, они продолжат с рассветом.
Sıçtığımın ışıklarının geldikleri yer.
Где эти грёбаные огни...
- Parlak ışıklar.
— Яркие огни.
Kuzey ışıkları onlar, güneş fırtınası.
Полярное сияние, солнечные бури.
Göz kamaştıran ışıklar.
Яркие огни.
Araba yolun üstünde ve ışıkları açık.
Машина стоит у дома и свет включён.
Helikopterlere söyleyin, ışıkları söndürsünler.
Я же сказал вертолетам, пусть немедленно погасят огни.
... helikopterleri uzaklaştırdılar, hatta polis arabaları bile ışıkları kapattı. Böylece bayağı bir karanlık oldu.
удаление всех вертолётов и выключение фар даже у полицейских машин, так что сейчас здесь очень темно...
- Sabahın ilk ışıklarıyla yola çıkacaksınız.
Отправитесь с первым лучом солнца.
Bak, şuradaki ışıklar.
Видишь огни?
Bütün kapıların kilitli, bütün pencerelerin ve ışıkların kapalı olduğundan emin olmalıyız ki Galavan'ın bizi bulması kolay olmasın. Anlıyor musun?
Надо убедиться, что все двери заперты, все окна закрыты и свет выключен, чтобы Галавану как можно труднее было нас найти, ясно?
Pencerelerin kapalı olduğundan kapıların kilitli olduğundan ve ışıkların kapalı olduğundan emin ol.
Убедитесь, что окна закрыты. Что двери заперты. Что световые люки закрыты.
Yapay ışıkların morötesi ışımaları belirli bir seviyede olsa bile uzun zaman sonra...
Даже обычная лампа излучает ультрафиолет. И на это, конечно, нужны годы, но... Ну, да.
Toplantıya geliyorum, ışıklar açık kalıyor.
Я пойду на встречу, и свет останется включенным.
Bağlayalım. - Lütfen ışıkları kapatın!
- Выключите свет.
- Tamam, ışıklar açık.
- Погнали.
Ed ve Mike, az önce kızların Twitter hesabına baktım ve görünüşe göre internette maruz kaldıkları trollenme ve aşağıla yüzünden ulusal marş karşısında oturarak protesto yapıyorlarmış!
Эд и Майк, я просмотрел твиттер-аккаунты девочек, и похоже, что они решили просидеть национальный гимн ради протеста против домогательств и троллинга в интернете!
- Anlaşılan, yaratıklarınızdan biri huzursuzlanmış.
По-видимому, одно из твоих существ весьма неспокойно.
Burayı UFO saçmalıklarına inanan aptal turistlerle dolu bir çiftliğe ya da Amazon ağaçlarından yapılmış kitaplarla doldurdukları siktiğimin bir sanat galerisine falan ya da başka bir boka çevirecekler!
Кто купит лесопилку, которая 5 лет работает в убыток? Превратят её в ферму для туристов, помешанных на НЛО или... или в долбанную выставку-продажу поделок из кокосовой бумаги, купленных на сраном Амазоне!
Chloe'nin, yaptıklarınızın acısını çekmesi gerekiyordu.
Хлое пришлось расплачиваться за всех вас.
Ruhsatta sadece adamın adı yazsa bile... -... boşandıklarında hisse almış olmaz mıydı?
Только его имя записано в лицензии, разве у нее не было бы доли в выручке,
Sıyrıklar falan işte.
Порезы и прочее.
Başka bir avukatın açılış konuşmasını kesmekte tereddüt ettim ama bir nedenden dolayı bu tanıklar "İnsanlar" tarafına bildirilmemiş.
- Ваша Честь, мне не хотелось бы прерывать вступительную речь другого юриста, но, кажется, по какой-то причине имена этих свидетелей не были предъявлены Народу.
O zaman, Bayan Lopez mahkemeye ülkeden çıkacağınızı söylemenize rağmen neden işsizlik maaşına başvurduğunuzu açıklar mısınız?
Тогда, мисс Лопес, не могли бы вы объяснить суду, почему вы обратились за пособием по безработице, если говорите, что навсегда покидаете страну?
Bu hassas kalbimde acısını duyuyorum değil burada dururken bile bana yaptıklarını vücudumda hissedebiliyorum.
Я не о том, что та боль осталась в моём нежном сердце - я телом чувствую всё, что он со мной делал, даже сейчас.
Westeros'un büyük lordları bize aldırış bile etmedi. Ta ki küçük baskınlarımız krallıklarına dayanıp onlara sıkıntı verene kadar.
Великие лорды Вестероса о нас не вспоминают, пока наши мелкие набеги на их земли не начинают причинять им неудобства.
Tırnaklarına bu dünyayı sığdıracak yaratıkları ezdim.
Я сокрушала создания, на ногте которых мог бы уместиться этот мир.
Ailesine Almanların saldırısı sırasında nasıl yakalandıklarından bahsediyor.
Oн пишeт o cвoeй ceмьe, o тoм, кaк иx apecтoвaли нeмцы вo вpeмя oккупaции.
İzini süremeyecekleri parayla alınmış varlıklar yeniden satılacak... -... ve o gelirle tekrar yatırım yapılıp para aklanacak.
Активы, купленные на неотслеживаемый доход, продадим, а прибыль вложим, чтобы окончательно её отмыть.
Ne yani, parmaklıklar arkasında görüşüp gecenin bir yarısında telefon çaldığında, bana öldüğünü söylemelerini beklememi...
что, что, посещения через решетку и-и жить в неизвестности, когда зазвонит телефон посереди ночи чтобы сказать мне, когда ты...
Makinenin okumasını engellemek için bütün şıkları daksille işaretle böylece herkes geçer.
Заполняешь все пропуски корректором, они застрянут в сканере - и все сдали.
Çalılıkların arasında sıkıştırdım ama nerede olduğumu bilmediğim için...
Я загнал его в кусты, но я не знаю, где нахожусь, и мои...
Baba, bu gece kulenin açılışını yaptıkları zaman...
Когда они станут открывать башню...
Şıklar arasında Londra yok.
Лондон - не вариант.
Yürü git, tüm düzenbazlıkların yaratıcısı ve ustası! Git, insanlığın kurtuluşunun düşmanı, Şeytan!
Сгинь, Сатана, властитель лжи, враг спасения человечества.
Sana büyük paralar kazanma fırsatı sunuyorum. Burada, evinde, denizaşırı görevlerde yaptıklarının aynısını yaparak.
- Я предлагаю шанс заработать реальные деньги, тем же самым, что ты делал в армии.
Ayrıca bu şimdiye kadar yaşadıklarının en acısız olanıydı.
И это самый безболезненный способ ее смерти.
Müvekkillerimiz bunaklık yaşıyorsa Sandpiper ile imzaladıkları ikamet sözleşmeleri bilinçli bir şekilde imzalanmış olamaz.
Если наши клиенты страдают слабоумием, тогда они подписывали контракты несознательно. - Нет.
Hastalığı olan değil yalnızca yaralanmış olan hastaları tedavi ettim ya da en azından yakalanmayacağımı bildiğim hastalıkları olanları.
Я бы ухаживала лишь за пациентами с травмами, а не болезнями. По крайней мере, с болезнями, которые я не могу подхватить.
Efendi Raymond götürülürken aklımdan bir film repliğinin geçmesi muhtemelen yaşadıklarımın sarsıntısıydı.
Вероятно, это был шок от произошедшего, но когда мэтра Рэймона уводили прочь, в памяти всплыла строчка из фильма.
Bayana açıklar mısın...
Расскажи даме про...
Hayatının nasıl berbat olduğunu açıklar mısın?
Объясни ей, какая у тебя отвратительная жизнь...
Gereksiz ve nahoş kafa karışıklıklarına mahal vermemek adına.
Чтобы никого не смущать и не вводить в заблуждение.
Sonra bir adam çıkagelip onca yıldır yaptıklarımızın yanlış olduğunu söyledi.
А потом приходит человек и говорит, что мы всё делали не так, говорит, чем должен быть Нассау, чем он может его сделать.
Gerçek : yaşam tesisini açtıklarında başvuran kişi sayısını çoğaltmak için çok ucuz tutmuşlar ama başvuranların kabulü için eşsiz bir kriterleri varmış.
Факт : открывшийся дом престарелых был дешевым, что гарантировало большое количество претендентов, но у них была своя собственная система отбора подходящих кандидатов.
Miranda aldıkları her ruhun onların hayatına tutku olarak ekleneceğine ve birbirlerine olan sevgilerinin sonsuzluğu gölgede bırakacağına inanmış.
Миранда убеждалась, что каждая душа, что они забрали, прибавляла жизни их делу. И так их любовь затмила бы саму вечность.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]