English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ Ş ] / Şans için

Şans için translate Russian

5,557 parallel translation
Kurtulmak için şans veriyor gibi, Betty Wright'a da öyle yapmıştı.
Как будто, он хотел дать возможность его спасти, так же он поступил и с Бетти Райт.
- Lütfen dinler misiniz? - Bu işi doğru yapabilmek için tek bir şansımız var.
— У нас нет права на ошибку!
Cesetlerinizi şuracığa sermeden önce gerçeği söylemen için tek şansın var.
У вас один шанс сказать правду, прежде чем мы бросим здесь ваши трупы.
Bu işten sağ çıkmamız için bir umudumuz varsa bu tek şansımız.
Если хотим выбраться из этого живыми, то это наш единственный шанс.
Christopher, bazen insanların birisinin her ne olursa olsun onlar için bir şans tanıdığını bilmeleri lazım.
Кристофер, иногда людям надо просто знать, что кто-то готов дать им шанс, что бы ни случилось.
Onu bir daha görmek için tek şansını öldürmek demek.
Это похоронит любую возможность увидеть его снова.
Seni hatırlaması için şans ayağına geldi.
Отличный шанс проверить, запомнил ли он тебя.
Kurtulması için tek şansı benim.
Я - её единственный шанс на спасение.
Neden kaçma şansını onun için feda edesin?
Почему ты упустила шанс сбежать отсюда ради него?
- Saflarımıza katılmak için her çocuğun şansı olur.
Каждый мальчик получает шанс попасть в наш круг.
Ayaklarının üstüne durabilmen, çocuklarınla olabilmen için bir şans vermiş olur.
Это даст тебе шанс встать на ноги, быть с детьми.
Sana şah damarını sıkıştırman için bir şans verdim ama sen yapmadın.
Я дал тебе возможность пережать сонную артерию, и ты не воспользовалась ей.
Beni hala kutlamadığını farkettim, bu yüzden sana bunu telafi etmen için bir şans vermek istedim
Я заметил, что ты меня еще не поздравила. Так что я хотел дать тебе шанс это исправить.
Ve görünüşe bakılırsa isim ortağı olarak verdiği ilk karar dahiyaneymiş çünkü böyle bir seremoni bize nerede olduğumuzu ve nereye gittiğimizi değerlendirmek için bir şans veriyor.
И, как оказалось, его первое решение в качестве именного партнера было прекрасным, потому что подобная церемония дает нам шанс переосмыслить то, где мы были и куда движемся.
Hem de bunu almak için senin Black kartını kullandım. Bol şans.
К тому же, я платила с твоей карты, удачного дня.
İletişim kurma şansı bulamadığımız için gerçekten korkunç hissediyorum.
Я чувствую себя ужасно из-за того, что мы так и не пообщались.
Telafi etmem için bana bir şans vermelisin.
Ты должна дать мне шанс всё наверстать.
O halde beyler Birleşik Devletler Federal Şerif Teşkilatına sadakatimi bir kere daha kanıtlama şansını verdiğiniz için teşekkür ederim.
В таком случае, джентльмены, благодарю вас за очередной шанс доказать мою преданность службе маршалов Соединённых Штатов.
- Size birkaç kat ve açılmayan kapılar için şans kazandırdım.
Дэв...
Elimde bir tane bozuk Utopyum kaldı, kısacası bu zombiliği bulmak için son şansım.
Осталась только одна доза Утопиума, поэтому это последняя попытка узнать всё про зомбиизм.
Francisco Herrara'nın dediğine göre çocukken çok zor şartlarda yetiştiği için Marcus'a bir şans vermek istemiş.
Знаешь, Франциско Эррара сказал, что у него было суровое воспитание, и она хотела дать Маркусу шанс.
Para için garip filmler yapmadan önce anaakımda başarı yakalamak için tek şansım.
Это мой единственный шанс на общепризнанный успех, который мне нужен, чтобы мне разрешили заниматься ерундой за деньги.
Portland'daki o şey için delicesine çalışacağım, böylece sana ve Ralph'e başka birşey için bir şans daha tanıyacağım.
Я собираюсь отработать эту игру в Портленде дать вам с Ральфом шанс получить что-то еще.
İyi haber ise, bu onu yakalamak için senin şansın. Tamam mı?
Хорошая новость – это твой шанс напасть на него.
Fırlatmayı engellemek için tek şansımız çantayı bulmak.
Чтобы это предотвратить, нам нужно найти этот бокс.
Zack, bu şeyi durdurmak için en ufak bir şansımız bile varsa, bunu denemeliyim.
Зак, если у нас есть хоть малейший шанс остановить эту заразу, я должен это сделать.
Bugün için bana şans dile.
Эй, пожелай мне удачи.
- Ameliyat olması için bir şans var.
Думаю, у нас еще есть шанс помочь ей.
Bu yarışı kazanmak için bir şansımız olabilir.
Возможно, мы только что придумали, как выиграть эту гонку.
Senin kanın sayesinde Lauren, sorunu düzeltmek için önemli bir şans yakaladık.
Лорен, с вашей кровью у нас появился шанс, что мы туда доберемся и исправим проблему.
Yine de ideallerini gerçekleştirebilmesi için bir şans vermeliydim.
Хотя, надо отдать ей должное, она перестраховывается.
Tina programı sunmak için bir şans istiyor.
Тина хочет побыть ведущей.
Evet Bridget ama bu ara sınav notlarını Harvard ve Yale gibi üniversiteleri kazanma şansını kaybetmemek için bir uyarı olarak görmen gerek.
Да, но, Бриджет, мы раздаём эти промежуточные оценки, чтобы предупредить студентов не разрушить свои шансы для учёбы в Гарварде и Йеле.
İşi düzeltmek için tek şansın var Daryll.
У тебя всего один шанс поставить правильно, Дэрил.
Finney'e söyle, bunu düzeltmek için tek bir şansı var.
Передай Финни, что у него есть один шанс остановить это.
- İşte sana kanıtlamak için bir şans.
- Ну так докажи это.
Ama artık bunu geri almamız için şansımız var.
Но сейчас есть шанс всё вернуть.
Kaçmak için şansı vardı ama kaçmadı.
У него был шанс сбежать, но он не сделал этого.
Ama Sam'le tekrar olabilmem için ufacık bir şans bile varsa her şeyi riske atmaya hazırım.
Но если есть хоть малейший шанс снова быть с Сэмом, я готова пожертвовать всем.
Aradıktan sonra, seninle buluşmak... ve sana doğru olanı yapmak için bir şans vermek istedim.
После твоего звонка, я хотела встретиться с тобой и дать тебе шанс поступить правильно.
Ve sen de bana, o şansı sona erdirebilmem için büyü yapmayı öğreteceğine söz vermiştin.
А ты обещал обучить меня магии, чтобы её везению пришел конец!
Vaiz bana yaşamam için ikinci bir şans verdin ama şimdi de Rachael'a ve bebeğine zarar vermek istiyorsun, bunu anlamıyorum.
Пастор, вы дали мне второй шанс на жизнь. А теперь хотите навредить Рейчел и ее ребенку. Я не понимаю.
Bunun bir şeyleri değiştirmek için şansım olduğunu düşünmüştüm Bill ama değişen ne ki?
Я подумала, мне выпал ещё один шанс, Билл. Но что изменилась?
Tessa da bu işi doğru yapmamız için son şansımız.
А Тесса - наш шанс наконец добиться успеха...
Onu aniden maçtan alman acı üzerine düşünme şansını elinden alman şımarttığın için nasıl erkek olacağını öğrenememesi.
Он должен победить боль. Научиться быть мужчиной. Не надо так его оберегать.
O yüzden bizim için şans dile.
Так что пожелай нам удачи.
Dr. Scully, bu gece için planınızın olmama şansı yoktur, değil mi?
- Послушайте, доктор Скалли, вдруг у вас нет планов на сегодняшний вечер?
Bu, baban intikam almak için tek şansımı yok etmeden önceydi.
Это было до того, как твой отец уничтожил мой единственный шанс отомстить.
Bu sayede meyhanemi kurtarabilmek için elime bir şans geçti.
Мне за него предложили целое состояние, а мне оно нужно, чтобы держать свою таверну на плаву.
Hayatını kurtarmak için son şansın.
Последний шанс спасти свою жизнь.
Ne için? O ailenin bir parçası olma şansımı mahvettiğin için mi?
За разрушение возможности быть с той семьей?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]