A family traducir turco
33,510 traducción paralela
He want them to patch things up so they can be a family again, and, today, Gabriel is flying in.
Yeniden aile olmak için aralarının düzelmesini istiyor, bu yüzden de Gabriel bugün geliyor.
You want us to be a family again.
Sen de yeniden aile olmamızı istedin.
But in light of the circumstances, at this point we view this - as a family matter.
Fakat bu şartlar altında... bunu bir aile meselesi... olarak görüyoruz.
Now you want a family.
Şimdi de aileyi mi elde etmeye çalışıyorsun.
After your dad died, did your mom still make you act like a family?
Baban öldükten sonra, annen yine aileymişsiniz gibi davrandırdı mı?
And somehow, against all odds, we became a family here.
Ve bir şekilde, her şeye rağmen, bir aile olduk.
He wants a family so bad.
Bir aile istiyor.
Well, every Sunday, I want to do waffles, like a family, all of us... you, me, the kids, Pierce, everybody, all together.
Her pazar waffle yapmak istiyorum. Aile gibi, hep beraber. Sen, ben, çocuklar, Pierce, hepimiz, hep beraber.
So, we don't know if this man had a family, we don't know if he was running away from something, and we don't know if he was the good guy or the bad guy.
Bu adamın bir ailesi olup olmadığını bilmiyoruz. Bir şeyden kaçıp kaçmadığını bilmiyoruz. İyi adam mı, kötü adam mı olduğunu bilmiyoruz.
We're a family.
- Biz bir aileyiz.
We're not a family.
Aile falan değiliz.
I'm giving you a family discount.
Sana aile indirimi yapıyorum.
She's visiting a family member, Alexander Kirk.
Bir aile ferdini ziyaret ediyordu. Alexander Kirk.
- Can a shark ruin a family vacation?
- Bir köpek balığı aile tatilini mahvedebilir mi?
Well, there's a family court judge I know through the youth center committee, Judge Deaver.
Genç Merkez Komite'den tanıdığım bir aile yargıcı var, Yargıç Deaver.
This is a family Christmas picture, and she's not family.
Bu aile Noel fotoğrafı ve o aileden değil.
You've got a family, a parish, a woman that you love.
Ailen, cemaatin, sevdiğin bir kadın var.
Does it look like it's for a family or 30 kindergarteners?
Aile için mi yoksa 30 çocuk için mi bir bak?
The only thing I could get out of him is that he lost a family member, and he moved out here from the mainland a year after it happened.
Ondan öğrenebildiğim tek şey bir aile üyesini kaybetmiş olması, ve olaydan bir sene sonra da anakaradan buraya taşınmış.
And there's no history of a blood abnormality in her family.
Ailesinde kan anomalisi geçmişi yok.
They're vetting a new family right now!
Şu anda yeni bir aile araştırıyorlar!
So as Granny gets older, does the family sit around planning a new little hatchback?
Büyükanne büyüdüğü için ailesi oturuyor mu Yeni bir küçük hatchback planlıyor musun?
It's a hard feeling, that you are away from your family... but life requires sacrifice.
Evden uzak olmak zor bir duygu ama hayat fedakârlık gerektiriyor.
Look. If I don't turn her in to Rittenhouse, they are gonna kill me or my family.
Bak, eğer onu Rittenhouse'a vermezsem beni ya da ailemi öldürecekler.
When a white family has a black child and they don't introduce themselves to any of us, we tend to take notice.
Beyaz bir aile siyah bir çocuk evlat edinip, bizden biriyle tanışmadığında, bunu farkedebiliyoruz.
Anyway, this mouse... not the lion named Mouse, but the actual mouse... was an only child, but married into a very large family.
Her neyse bu fare, adı Fare olan aslan değil ama gerçek fare, tek çocukmuş ama kalabalık bir ailesi olan biriyle evlenmiş.
One afternoon, I was in the O.R., and we lost a patient on the table, and I went along to inform the family, you know, tell them the horrible news,
Bir öğleden sonra ameliyathanede hastayı masada kaybettik. Ailesini bilgilendirmeye gittim.
I know it sounds crazy and lame, but football is a really big part of my family.
Biliyorum çılgınca ve biraz salakça, ama futbol, ailemde önemli bir ayrıntı. Gerçekten önemli bir ayrıntı.
I'm living in a bin and my family's falling apart.
Bir depoda yaşıyorum ve ailem parçalanıyor.
I have a second family in Sarasota.
Sarasota'da ikinci bir ailem var.
♪ A Partridge Family prison bus ♪
# Bir Partridge Ailesi hapishane Aracı verdi #
♪ And a Partridge Family prison bus ♪
# Ve bir de Partridge Aile Hapishane arabası #
Danny Partridge was in The Partridge Family, and he then went on to be in a movie called The Jerk Theory, which was written and directed by Scott S. Anderson, uh, who was acting in the movie Midway to Heaven, uh, which, of course, starred Kirby Heyborne, who is in a video short called "I Want My Hat Back" with Galen Fott, who did a small part in the show Nashville with Katie Couric.
Danny Partridge Partridge Ailesi'ndendi sonra Ahmak Teorisi diye bir filme gitmişti bu film de Scott S. Anderson tarafından yazılıp yönetilmişti o da Midway to Heaven isimli bir filmde oyuncuydu o filmde de Kirby Heyborne oynuyordu o da "Şapkamı Geri İstiyorum" isimli bir kısa videoda Galen Fott ile oynuyordu o da Nashville'de Katie Couric ile ufak bir rolde oynuyordu.
Guys, all I want is a traditional family dinner.
Çocuklar, tek istediğim geleneksel bir aile yemeği.
This is Thanksgiving and we're gonna have a happy, family meal, damn it.
Bugün Şükran Günü ve biz mutlu bir aile yemeği yiyeceğiz, lanet olsun.
"The strength of a family",
" Bir ailenin gücü, bir ordunun gücü gibi...
I have a James Edward Ridley of Clayton, actually 3 of them, uh, all from the same family tree.
Clayton'da bir James Edward Ridley var. Hatta 3 tane var, hepsi de aynı aileden.
Catherine was good, always there. So I worked and she... she took care of me... and our family, our lives, and, uh... at some point, she just went from, uh, uh, a wife to a teammate.
Catherine iyiydi, daima oradaydı, ben çalıştım ve o... o bana göz kulak oldu... ve ailemize, hayatımıza, ve, uh... tam bu noktada, karısından iş arkadaşına gitti.
And you gave the family a chance to say good-bye.
Ve ailesine veda etme şansı verdin.
You should come to a Brett family reunion in Fowlerton if you wanna see a real horror show.
Gerçek bir korku filmi izlemek istersen Fowlerton'da bir Brett aile toplantısına gelmelisin.
And marriage isn't really an option right now for a bunch of family reasons that would take too long to explain.
Açıklaması uzun ama bazı ailevi durumlardan dolayı evlilik şu an için bir seçenek değil.
There was just a neighborhood of hard-working people who needed a place filled with family.
Aileyle dolu olan bir yerde çok çalışan insanların olduğu mahalle vardı yalnızca.
I even showed them a picture of our family room I had saved on my phone, but it didn't help.
Evet, evet, evet! Salonumuzun fotoğrafını bile gösterdim ama işe yaramadı.
You want to see a picture of our family room?
Salonumuzun fotoğrafını görmek ister misiniz?
So, after this consultation with Marjorie, the Jones family spent a fortune trying to find their son Eli.
Marjorie'nin bunları demesinden sonra Jones ailesi oğulları Eli'yi bulabilmek için... -... bir servet harcadı.
They got to see a bunch of April's family, so we're just gonna do it here at 8 : 00.
April'ın ailesiyle görüşecekler bize de sekizde gelecekler.
Our life, our family? It's not a lie.
Hayatımız, ailemiz yalan değil.
In traditional culture, when a woman sleeps with a man outside of wedlock, she dishonors her entire family.
Geleneksel kültürde, Bir kadın evlilik dışı bir adamla yattığında, Bütün ailesine saygısızlık eder.
Oh, well, listen, not only do I have a pressing family situation I need to handle,
Dinle, ilgilenmem gereken bir aile sorunu var.
See, that is a great family story, which you remembered because you saw the camping gear.
Gördün mü bu harika bir aile hikayesi, hatırladın çünkü kamp malzemelerini gördün.
Adam reached out to his contacts in Mexico, but he's saying that no one is saying a word about the Morales family, which means that no one is able to confirm nor deny any connection to the Cali cartel.
Adam Meksika'da ki bağlantılarına ulaşmış, ama dediğine göre hiç kimse Morales ailesi hakkında bir şey söylemiyormuş, yani hiç kimse Cali karteliyle bir bağlantıları olduğunu ne onaylıyor ne de reddediyormuş.