Family emergency traducir turco
231 traducción paralela
I'm having a family emergency, okay?
Ailevi sorunlar yaşıyorum.
Well, I mean, you told them I had a family emergency, right?
Ailevi sorunlar yaşadığımı söyledin, de mi?
Family emergency.
Aile meselesi.
I think there's been some kind of a family emergency.
Sanırım acil bir aile sorunu varmış.
There's been- "Family emergency."
Sanırım... - "Acil bir aile sorunu."
little family emergency.
Küçük bir aile meselesi.
There's been a family emergency.
Ailevi bir durum söz konusuymuş.
I got a message there was a family emergency.
Ailevi bir durum olduğu ile ilgili bir haber aldım.
Sorry. Family emergency.
Üzgünüm.Ailevi sebepler.
No big family emergency.
ailemle ilgili acil bir durum degildi.
I've got a bit of a family emergency.
Ortada acil bir aile meselesi var.
Annel had some kind of family emergency so I'm stuck without a baby-sitter.
Annel'in ailevi bir sorunu çıktığı için bakıcısız kaldım.
- Family emergency.
- Aile olayı.
Family emergency.
Ailevi bir acil durum
It was a family emergency.
Aile sorunu.
Family emergency. Yeah, I got a family emergency too, Randall.
Benim de bir aile sorunum var.
Actually, it's a family emergency.
Aslında ailemle ilgili acil bir durum.
Yeah, even if you have a legitimate family emergency
Hatta çok önemli ailevi bir sorunun olsa bile.
Oh, just a little bit of a family emergency.
Acil bir ailevi durum var.
I mean, she had a family emergency.
Ailesiyle ilgili bir aciliyeti vardı.
- Family emergency?
- Acil bir durum mu?
It's a family emergency.
Ailemle ilgili acil bir durum.
Her mother doesn't know anything about a family emergency.
Annesinin ailesi ile ilgili acil bir durum hakkında bilgisi yok.
- Yeah. I had a family emergency.
Ailevi acil bir durumum çıktı.
- Glen, we have a family emergency.
- Glen, ailevi bir acil durum var.
I have a family emergency.
Acil bir ailevi durum var.
It's kind of a family emergency.
Bu bir aile acil türüdür.
There's a family emergency.
Bir aile acil durum var.
You weren't at the parade because you had a family emergency.
Törende değildin, çünkü ailenle ilgili acil bir durum çıktı.
I wasn't at the parade because I had a family emergency.
Törende değildim, çünkü ailemle ilgili acil bir sorun çıktı.
I told my producer I had a family emergency.
Yapımcımı aradım. Ailemle ilgili acil bir durum olduğunu söyledim.
She's got a family emergency.
Ailevi bir acil durum çıkmış.
Said he had a family emergency, and would be gone for a few days.
Ailevi acil durum olduğunu ve birkaç gün sürebileceğini söylemiş.
- Family emergency.
- Ailevi bir durum var.
I have some family emergency
Biraz aile acil durumuna sahibim
Sorry, but there's kind of a family emergency.
Üzgünüm, ama aile ile ilgili acil bir durum var.
I emptied our family emergency fund and my personal account... called in a few outstanding bills.
Ailemin acil durum fonunu ve kişisel hesabımı boşalttım ve bir iki kabarık seneti tahsil ettim.
I missed the final because of a big family emergency... and this jerk professor wouldn't give me a make-up.
Aile aciliyeti yüzünden finali kaçırdım ve aptal profesör, telafi de vermedi.
- I'm sorry, but it's a family emergency.
Üzgünüm ama söylediğim gibi, bu ailevi bir durum.
She had a family emergency and brought her here.
Acil bir aile meselesi çıkmış ve onu buraya getirdi.
SHE GOT SICK AND A FAMILY EMERGENCY.
Hastalandı ve ailevi bir acil durum ortaya çıktı.
DOUG SAID YOU HAD A FAMILY EMERGENCY.
Doug ailevi bir acil durumdan bahsetti.
Family emergency.
Aile için bir öncelik.
I have a family emergency.
Ailemle ilgili acil bir durum var
It's a family emergency.
Aile durumları.
But it's a family emergency.
Ama bu aile meselesi.
Family emergency. Gotta go.
Aile acil, lazım gitmek.
I've got a family emergency.
Acil bir aile problemim çıktı.
Emergency summit with urban family... for coherent discussion of career crisis.
Kariyer krizi konusunda uyumlu danışma için... şehirdeki ailemle acil toplantı.
Marchek said he didn't have family, so she's probably his emergency notify.
Marchek, ailesi olmadığını söylemişti. Acil durum için adını vermiştir.
I came with the family to see you, but an emergency at your squad forces me to turn away.
Ailemle seni görmeye gelmiştim ama mangandaki acil bir durum sebebiyle görüşemeden dönmek zorunda kaldık.
emergency 358
emergency room 18
emergency services 20
family 1231
familiar 66
family is everything 18
family first 36
families 111
family guy 58
family comes first 25
emergency room 18
emergency services 20
family 1231
familiar 66
family is everything 18
family first 36
families 111
family guy 58
family comes first 25