A non traducir turco
2,501 traducción paralela
"A larger penis can be yours with a non-invasive surgical procedure."
"Cerrahi müdahale olmadan daha büyük bir penise sahip olabilirsiniz."
I'm gonna hit her with a non-disclosure order!
Gizlilik anlaşması kozumu kullanacağım.
WOMAN Welcome to Los Angeles International Airport. This is a non-smoking...
Uluslararası Los Angeles Havaalanına hoş geldiniz.
You can't trust a non-union housekeeper.
Sendikadan olmayan bir oda görevlisine güvenemezsiniz.
As a non-Buddhist, he is the only one who is allowed to carry out this most difficult task.
Budist olmayan biri olarak en zor işi yapmasına izin verilmiş.
I mean, a non-idiot would know that there has to be an autopsy, and an autopsy could lead to some very uncomfortable questions as to her identity.
yani ancak beyinsiz olmayan biri otopsinin olduğunu bilebilirdi. ve otopsi kadının kimliği ile ilgili olarak bazı rahatsız edici soruların sorulmasına sebep olabilirdi.
On a personal level, three years with a non-governmental organization taught me autonomy and independence.
Kişisel seviyede sivil toplum kuruluşundaki üç yıl bana kendi kendini idare etmeyi ve bağımsızlığı öğretti.
So he's a non-person, is that what we're saying?
Ona var olmayan biri de diyebilir miyiz?
I signed a non-disclosure agreement.
- Gizlilik anlaşması imzaladım.
Well, it's a non-repeating, randomised sequence.
Birbirini tekrar etmeyen rasgele yazılmış satırlar.
It's a non-issue.
Hiç sorun değil çünkü.
Deangelo has also recently learned about the barnacle project, which is a non-profit organization based in mystic, Connecticut, that assists in the scraping of barnacles- -
Deangelo, kâr amaci gütmeyen, Connecticut merkezli bir sirketin Midye Projesi'nin oldugunu ögrendi. Midyelerin kazinmasina yardimci olarak -
After everything you've done, you expect to lead negotiations with a non-terrestrial enemy?
Yaptığın onca şeyden sonra dünya dışı düşmanla görüşme sorumluluğunu mu istiyorsun?
It's a non-lethal weapon I installed.
Öldürücü olmayan bir silah yükledim.
It's your first case as a non-apprentice.
Bu çırak olmayarak çıktığın ilk görev.
But it is currently in a non-geostationary orbit, so the repositioning will take two hours to take effect.
Ama yönü değiştirilebilen bir uydu değil o yüzden yeniden konumlandırmak iki saatimizi alacak.
The line is a non-sequitur.
Rol, alakasız.
By the time people realize the China thing is false, I'll have cleared $ 100 million and be living in a non-extradition country.
Çin olayının uydurma olduğunu insanlar anlayana kadar,... 100 milyon dolar temiz para kazanacağım,... ve suçlu iadesi olmayan bir ülkede yaşamıma başlayacağım.
If the hardliners side with Feeny they could draft a non-confidence motion.
"Eğer Feeny ile uzlaşamazlarsa.. .. güven oylamasına gidilmeli."
We're a non-profit company, Kyle.
Biz kâr amacı gütmeyen bir kuruluşuz, Kyle.
It's a non-smoking area, peckers!
Burası sigara içilmeyen alan, şıllıklar!
We want to experience these issues, so we will try to licence the film with a non-copyright licence that allows us to put the video online so that anybody can watch, download and copy it.
Bu sorunların deneyimini edinmek istiyoruz, bu nedenle bu belgeseli İnternet'e yüklememize izin veren özgür bir lisans altında yayınlamaya çalışacağız ki herkes izleyebilsin, indirebilsin ve kopyalayabilsin.
ADEMYC is a non-profit association, just like the SGAE claims it is.
ADEMYC kâr amacı gütmeyen bir dernektir, tıpkı SGAE'nin kendi hakkında iddia ettiği gibi.
He's a tax exile who's persona non grata in several countries,
Vergi ödememek için ülke dışında yaşıyor ve pek çok ülkede istenmeyen adam ilan edilmiş,
These are absolutely clear cut and typical results for somebody who's a non digester.
Sindirim sorunu olan biri için bu oldukça belirgin ve tipik bir sonuç.
A notice was issued to all government agencies that Jinks was persona non grata.
Bütün hükümet birimlerine Jinks'in yasaklı olduğu bildirildi.
While a New York education may be adequate for a non-royal,
New York eğitimi soylu olmayanlar için ortalama olduğundan...
There will be no Jewish judges in court, the case will be assigned to a non-Jewish judge.
Adliyede Musevi yargıç olmayacak ve davaya Musevi olmayan bir yargıç atanacak.
'Cause I need a non-vampire to get in the cave, and other than Elena, you're pretty much the only one I trust.
Çünkü mağaraya girmesi için vampir olmayan birine ihtiyacım var ve Elena'dan başka güvendiğim aşağı yukarı bir sen varsın.
Non-metal. A mallet, maybe. Wooden or plastic.
Plastik veya ahşap tokmak gibi bir şey.
There'll be 5,000 cartons - ã125,000, plus a 10 % fee, non-negotiable.
5,000 karton olacak - 125,000 pound, arti 10 % bedel harci, pazarliksiz.
For 3 days he drank non-stop, and told that he'd signed for a war...
Üç gün durmadan içmiş. Savaşa filan gideceğini anlatmış.
Two counts of assault and one for non-payment of a parking fine.
İki kez darp suçu, bir de ödenmemiş trafik cezası.
Because Carlo's the only member of the Bachini family with a criminal record two counts of assault and one for non-payment of a parking fine.
Çünkü Carlo ailede sabıka kaydı olan tek kişi.. İki tane darp suçu bir de ödenmemiş trafik cezası.
Jensen is the best-selling author of several non-fiction books including "A Language Older than Words" and "The Culture of Make Believe".
Jensen, "Kelimelerden de Eski Dil" ve "Sahte Kültür" gibi birkaç kurgu dışı kitabın yazarıdır.
- Especially in North America, the pacifists and non-violent advocates have had a very defining role, and even a censoring role, in determining what other people's participation can be in a whole range of social struggles, and
Özellikle Kuzey Amerika'da, pasifistler ve şiddetsizlik savunucularının, diğer insanların bütün sosyal mücadele alanlarına katılımının ne olacağını belirlemede çok tanımlayıcı bir rolü vardır ve hatta bir sansürleme rolü de vardır.
that the way that they've affected social struggles has made it very much easier for the state to control those social struggles, that non-violence plays a function of recuperating social struggles, of taking out their teeth and making them harmless,
Sosyal mücadelelere olan etkileri, devletin bu mücadeleleri daha kolay kontrol altına almasını sağlar. Şiddetsizlik sosyal mücadeleleri iyileştirme işlevi görür, dişlerini söker ve onu tehlikesiz hale getirir.
- The thing about when you enter into a greater period of social conflict, what you don't want is people promoting non-violence because that's going to disarm the people - - it's going to disarm the people in the face of an aggressive enemy, and in the face of hard social conditions.
Daha büyük bir sosyal çatışma sürecine girdiğinizde, istemeyeceğiniz şey şiddetsizlikten bahseden insanlar olacaktır çünkü, şiddetsizlik insanları silahsızlandıracaktır, bu insanları... saldırgan düşman ve katı sosyal şartlar karşısında silahsız bırakacaktır.
Since I told a newspaper about my arranged marriage, it has been non-stop! We are getting lots of sponsors... "
Bir gazeteye evliliğimle ilgili hikayemi anlattığımdan beri hiç durmadan sponsorlar yağıyor...
I knew it, this whole lock-in non-sense is just a thinly veiled excuse for a scorgy.
Biliyordum, tüm bu okulda yatıya kalma olayı sexokul için bir bahane.
Who fucks a person of non-interest?
Aranmayanı sikmezler, değil mi?
OK, there are many licenses, but if we focus on Creative Commons ( CC ) you should know that there are 6 CC licenses and all of them allow copying, distribution and public broadcast, for non-commercial purposes.
Peki, pek çok lisans vardır ama Creative Commons'a odaklanırsak 6 Creative Commons lisansının olduğunu bilmeniz gerekir ve bu lisansların hepsi ticari amaç güdülmedikçe kopyalamaya, dağıtıma ve yayına izin verir.
But most cultural producers work on a "non-professional" or even altruistic basis.
Ama kültür yaratanların çoğu "gayri mesleki" hatta fedakar bir temelde çalışırlar.
Well, I felt good that here was a revolution that occurred non-violently.
Burada şiddet içermeyen direnişle devrim yapıldığı için mutluyum.
Well, I'm now the head of a very profitable non-profit organization.
Bende işte şimdi çok kazançlı, kâr etme amacı gütmeyen bir şirketin başındayım.
Or we could take a stand for what we believe in - - in my case, clean non-fuel alternatives.
Ya da inancımız doğrultusunda baş kaldırırız. Benim durumumda temiz, katakullisiz bir iş oluyor bu.
And change your phones on a very frequent non-schedule schedule, you understand?
Telefonlarınızı sık değiştirin bir çizelgeye bağlı kalmayın.
Change your phones on a very frequent non-schedule schedule, you understand?
Telefonlarınızı sıklıkla değiştirin anladınız mı?
Whether it can be seen as a literal physical journey or a spiritual experience, has divided believers and non-believers alike.
Bunun gerçekten fiziksel bir yolculuk mu yoksa sadece manevi bir tecrübe mi olduğu inananları da inanmayanları da ikiye bölmüştür.
I'm a firm believer in color-blind, non-traditional casting.
Aykırı, beklenmedik oyuncu seçmeye inananlardanımdır.
Well, we take all this and you and I buy a cottage in the non-extradition country of our choice.
Bunların hepsini alır, sen ve ben suçluların iade edilmediği bir ülkeden küçük bir ev satın alırız.
none 1536
noni 60
nonsense 1706
nona 58
nono 41
none of your fucking business 29
none of the above 48
none of your business 604
nonetheless 242
none of my business 113
noni 60
nonsense 1706
nona 58
nono 41
none of your fucking business 29
none of the above 48
none of your business 604
nonetheless 242
none of my business 113
none of them 95
none of your damn business 35
none of us are 53
none of us 41
none of it 118
none of us can 26
none of you 45
none of that 122
none of us did 56
none of this 37
none of your damn business 35
none of us are 53
none of us 41
none of it 118
none of us can 26
none of you 45
none of that 122
none of us did 56
none of this 37