All i need is traducir turco
2,463 traducción paralela
All I need is the names to go with them.
Tek gereken onlara ulaşmamı sağlayacak isimler.
All I need is a note from the orthodontist, and I'm in!
Tek ihtiyacım olan dişçiden bir rapor ve kazandım!
All I need is a French chick in my lap and I'm the United freaking Nations.
Tek ihtiyacım olan, kucağımda bir Fransız hatun ve ben de olurum Kofi Annan.
All I need is a few more hands like we've been playing and I'm in the clear.
Tek ihtiyacım birkaç el daha oynamanız. Sonra borcum sıfırlanır.
All I need is a disposable cellphone and an international calling card.
tek ihtiyacım olan kullan at bir cep telefonu ve uluslararası bir hesap numarası.
All I need is to find out who her partner is.
Geriye sadece ortağının kim olduğunu keşfetmek kaldı.
All I need is another month to achieve my goal.
Amacıma ulaşmam için tek lazım olan 1 ay daha.
All I need is a few more bodies on Sergeant Brody.
Tek istediğim Çavuş Brody'i izleyecek birkaç kişi.
All I need is a laptop and a USB cable.
Bir dizüstü, bir de USB kablosu.
I think it could really work. All I need is a little seed money.
Bence işe yarayabilir, tek ihtiyacım olan sermaye.
All I need is a couple of rich gimps.
Tüm istediğim bir kaç zengin.
All I need is a couple of minutes in the dead woman's closet to find my dress.
Tüm ihtiyacım o kadının Dolabında bir kaç dakika.
See, all I need is a hard used stock car.
Tek istediğim az kullanılmış bir yarış arabası. Bu kadar.
All I need is my girl and my truck and some Rogers Hammerstein.
# Hatunumla kamyonum Biraz da Rogers Hammerstein olsa yeter
All I need is your time, sir.
Tek gereken zamanınız.
Charlotte, all I need is for you to get off my back.
Charlotte, istediğim tek şey ellerini yakamdan çekmen. - Bunu yapabilir misin?
This is all I need - - Something else that doesn't work.
İhtiyacım olan da bu- - işe yaramaz başka bir şey.
All right, this is what's gonna happen. Right now I need, uh, a little bit of your acting abilities.
Pekâlâ, yapacağımız şey şu biraz oyunculuk yapmanız gerekiyor.
All I need is a letter.
Tek ihtiyacım olan bir mektup.
Anyway, what I really need is a housekeeper who's gonna be here all the time.
Her neyse, aslında istediğim şey her zaman burada olacak bir kahya.
Look... all we know is that your husband is involved in something very dangerous, and I need your help.
Bakın, tek bildiğimiz kocanızın çok tehlikeli bir şeye bulaştığı ve sizin yardımınız gerek.
All I'm saying is, if we're gonna have any shot at booking a nice place, we need to start looking now.
Tek söylediğim, iyi bir yer bulabilmemiz için artık bakmaya başlamalıyız. Tamam.
All's I need is 30 more days. I am sorry.
Tek ihtiyacım olan bir ay daha.
All's I need is the booze.
Tüm ihtiyacım olan içki.
I need you to just remind me of all the ways that Crosby is a screw up, okay?
Bana Crosby'nin işleri berbat etme özelliğini tekrar hatırlatmanı istiyorum, tamam mı?
Hmm, well, one patient is all I need.
Pekala, tek ihtiyacım olan bir hastaydı.
All I need you to do is take me there.
Tek yapmanı istediğim beni oraya götürmen.
All I need to do is to give it to police
Tüm yapmam gereken bunu polise vermek.
I mean I've completely memorized all the basics of it, so there is no need to repeat it.
Demek istediğim, bütün temellerini ezberledim, tekrarlamama gerek yok.
That is why I need you to behave... like a normal human being in the next 48 hours, so that I can try to put things in order. That is all!
Bundan dolayı önümüzdeki 48 saat normal bir insan gibi davranmana ihtiyacım var, böylece her şeyi düzene koymak için çabalayabileyim.
I think that this is all you'll need.
Sanırım bu size yeter.
Lieutenant, all that I need in this life is my family.
Teğmen, bu hayatta ihtiyacım olan tek şey, ailem.
- All I need from you is the shrinky stuff.
Senden tek isteğim süpheli şeyler
All you need to do is convince Lewis... Lewis! Ooh!
Tek yapman gereken Lewis'i evlenmeye ikna etmek ve sonra da birini onunla evlenmeye ikna etmek.
Say, Winston, do all top dogs need the biggest room or, I don't know, is that kind of cheesy, is it a little overkill?
Winston söylesene, tüm patronlar büyük odaya mı ihtiyaç duyar, yani sanki bu biraz gösteriş meraklısı olmak gibi değil mi?
- Because all I need to do is just...
Çünkü tek ihtiyacım olan...
Now all you need is a top-notch party planner to whip it together in time, and I know someone who's smart, stylish, well-connected, and happens to be standing right in front of you.
Şimdi tek yapmamız gereken her şeyi zamanında yapabilmesi için en usta parti plancısını bulmak, ve ben bunu yapacak zeki, stil sahibi, iyi bağlantıları olan birini tanıyorum, ve o önünde duruyor gibi.
All I need from you is an introduction.
Bize lazım olan şey bir tanımlama yapman.
Thanks, Lanny, but this new Natale is all the family I need.
Eksik olma Lanny ama bu çıtır Natale, ihtiyacım olan tek aile.
All you need is that one person who believes in you- - and every time I go into an audition,
Tek ihtiyacın, sana inanan biri olmasıdır.
I think that maybe now what we should do is fill in all of the blanks we need...
YAYINA 2 GÜN 10 SAAT KALA Şimdi yapmamız gereken boşlukları doldurmak.
So all I need from you is a vehicle type.
Sizden tek istediğim aracın modeli.
All we need is a $ 5,000 deposit, and then I will saddle up, mosey into town, and rustle up that wagon wheel table.
Tek gereken 5.000 $ depozito. Ben de hızlıca şehre inip çabucak o vagon tekeri masayı getirebilirim.
I heard you all carrying on, and, well, really, I've been feeling a little disconnected lately, and I thought, "Bree, a little human contact is" "just what you need."
Sizlerin gülüştüğünüzü duydum ve son zamanlarda biraz kopmuş hissediyordum ve dedim ki Bree, insanlarla iletişim tam da ihtiyacım olan şey.
Look, I didn't mean to imply... all I hear is, " mommy, I need this.
Bak, ima etmek istemiyorum... Benim tek duyduğum "anne, şuna ihtiyacım var"
And now all he does is talk about how I need to be with the right boy, like PJ.
Ve şimdi de tek yaptığı bana nasıl bir çocuğun yakışacağı hakkında konuşmak, PJ gibi.
They told me that all I need to be released from this hospital is the signature from a responsible adult, and I got some pretty tasty offers tonight.
Bu hastaneden sorumlu bir yetişkin imzasıyla çıkmam gerektiğini söylediler bu gece çok enfes teklifler aldım.
All I know... Is that I need my money back.
Tek bildiğim, biran önce o parayı geri almak zorunda olduğum.
All I need now... is for people to say what happened - - out loud, in open court.
Şimdi tüm ihtiyacım olan olanları açık bir mahkemede, yüksek sesle insanlara anlatman.
You having to wear that tie for another ten months is all the satisfaction I need.
O kravati 10 ay daha takmak zorunda olman beni yeterince tatmin ediyor.
I need you to tell me where she is, all right?
- Tamam, dinleyin. Nerede olduğunu söylemenizi istiyorum, tamam mı?
all in good time 135
all is bright 16
all i know is 350
all in all 173
all is lost 36
all in order 16
all is well 128
all in a day's work 35
all in due time 19
all i ever wanted 16
all is bright 16
all i know is 350
all in all 173
all is lost 36
all in order 16
all is well 128
all in a day's work 35
all in due time 19
all i ever wanted 16
all i'm saying is 353
all in favor 76
all is calm 29
all i need 22
all i'm saying 76
all i want 30
all i ask 19
all is good 22
all i can say 16
all i know 78
all in favor 76
all is calm 29
all i need 22
all i'm saying 76
all i want 30
all i ask 19
all is good 22
all i can say 16
all i know 78