English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / Am i in trouble

Am i in trouble traducir turco

490 traducción paralela
Well, am I in trouble.
Başım dertte!
Boy, am I in trouble now.
Oğlum, başın belada.
God, am I in trouble now.
Tanrım, şimdi başım belada işte!
Am I in trouble?
Başım dertte mi?
- Am I in trouble?
- Başım belada mı? - Hayır!
Am I in trouble or something?
Başım belada mı?
Am i in trouble?
Hayırdır başım mı dertte?
Am I in trouble!
Başım belada!
Am I in trouble, officer?
Başım belada mı memur bey?
Am I in trouble or something?
Başım mı belada?
Am I in trouble, Jimmy?
- Başım dertte mi Jimmy?
Am I in trouble?
Benim başım dertte mi?
- Am I in trouble?
- Başım dertte mi?
Well, except for occasional trouble with my left sinus, I am in excellent physical condition.
Ara sıra sol sinüsümde yaşadığım sorun dışında fiziksel olarak mükemmel durumdayım.
I am in a lot of trouble, Norval.
Başım büyük belada Norval.
Conover wouldn't go to all this trouble to eliminate me if I weren't in his way and obviously I am in his way because he hasn't yet found the Borgia Pearl and as long as he hasn't- -
Öyle anlaşılıyor ki, beni öyle görüyor çünkü henüz Borgia İncisini bulamamış ve bulamadığı sürece de...
Except for occasional trouble with my left sinus, I am in excellent physical condition. How's your digestion, son?
Sol sinüsümde ara sıra nükseden sorun dışında hiçbir fiziksel sorunum yok.
I'd stay here myself and see that you didn't get into any trouble But I can't do that So I am going to see to it that you are going to stay in this room.
İşe gitmem gerekmeseydi, evde bizzat kalıp başını belâya sokmamanı sağlardım.
- I am going to end up in trouble
- Başım belaya girer.
What, am I gonna get myself in trouble?
Ne, ben başımı belaya mı sokacağım?
If this seems good to you, to do these things... then I am empowered by my government... through the instrument of this new treaty... to pledge to you our friendship in peace... our help in trouble, and our strength in danger.
Bunları yapmayı yararlı buluyorsanız barışta dostluğumuzu sıkıntıda yardımımızı ve tehlike anında gücümüzü sunmayı vaat ettiğimiz bu yeni antlaşma metnini iletmeye hükümetim tarafından yetkilendirildim.
Now I really am in trouble.
Şimdi başım gerçekten dertte.
You're in as much trouble as I am.
Benim kadar ( sende ) büyük bir belânın içindesin.
For I am in trouble, and receive Thou my soul and deliver it.
"Sıkıntıdayım Tanrım, ruhumu kabul et"
I am really in a great deal of trouble.
Başım gerçekten büyük dertte.
Emotionally, I am in deep trouble.
Duygusal açıdan başım büyük belada Gus.
Miss Jiang you know that I am in trouble
Jiang Hanım Beni...
forgive me if ever I put him in trouble, but is that I am glad.
Eğer bu sorun olsaydı, çok üzülürdüm. Ama olmadığına göre, şimdi çok rahatladım.
A lot of people come into this place in big trouble... and go out a lot better for the experience, so don't tell me how unnecessary I am.
Buraya birçok insan şifa bulmak için geliyor ve geldiklerinden çok daha iyi çıkıp gidiyorlar bu yüzden bana gereksiz olduğumu söyleme sakın.
If I am, I'm in big trouble.
Eğer öyleysem, başım büyük belada.
If I am, I'm in big trouble.
Eğer öyleysem başım büyük belada.
I am in as much trouble as you are.
Benim de senin kadar başım dertte.
Why am I so sure I'm in big trouble here?
Acaba neden başımın dertte olduğundan eminim?
I am in big trouble!
Başım büyük dertte.
Well... er... Miss Miss Blake, you're gonna save you a lot of trouble by finding this uh, this Ted from out of town and getting him in town and down town and in here to sign this statement as to exactly what he saw and when he saw it. How the hell am I supposed to know where he is?
Bayan Blake, şu şehir dışından gelmiş olan, Ted'i bulup, bu şehre ve bu merkeze getirip, tam olarak ne gördüğünü ve ne zaman gördüğünü anlatan bir ifade verdirirseniz, başınızı büyük derde sokmaktan kurtulursunuz.
If an adventurer's always in trouble, I am one.
Maceracı demek, sorunlar içinde bocalamak demekse eğer, o zaman tamam, ben maceracıyım.
- Oh, now I am in trouble.
- Eyvah, şimdi yandım.
Actually, we're both pretty screwed up. But I really think he's in more trouble than I am.
Aslında... ikimiz de berbat durumdayız ama galiba onun sorunları benimkinden daha fazla.
Joanie, I am in real trouble.
Joanie, başım gerçekten belada.
Am I going to get in trouble?
- Başım belaya girer mi?
I am in serious trouble.
Başım büyük belada.
- All right. Let's just say, for argument's sake, that you're right, that I am in big trouble.
Tamam, diyelim ki başım büyük dertte.
I am in trouble but I'm gonna come home now.
Başım dertte ama hemen eve döneceğim.
Oh, Jerry, Jerry, I am in trouble here.
Yoksa 48 miydi? Bak Jerry! Başım dertte.
How am I in trouble?
Demek başım dertte?
As far as I'm concerned, yes, ma'am, you're in a lot of trouble.
Korkarım ki evet bayan, Başınız oldukça büyük belada.
I received a message from the woman I married who has read in the newspapers that I am in serious trouble and likely to be hanged.
Evlendiğim kadından bir mesaj aldım, Gazetelerden haberimi okumuş, başımdaki büyük sorunu ve muhtemelen idam edileceğimi.
I am in big, big trouble.
Başım çok büyük dertte.
You're not in trouble, I am.
Ben beladayım.
I am in fuckin'trouble here.
Başım çok büyük belada.
I am in such trouble. I have no idea how to explain what just happened in there.
Tam beladayım.Orada ne olduğunu nasıl açıklayacağımı bilmiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]