And be happy traducir turco
3,606 traducción paralela
"Stop whining and be happy," he said.
Sızlanmayı bırakın da mutlu olun dedi bize.
And she'll fight back and be happy again.
Bize karşılık verir ; Yeniden herkes mutlu olur.
I'm happy to be here I heard your news and...
Burada olduğum için mutluyum.
To be happy in this changing reality, Buddhists teach that we must eliminate our attachments to people and possessions.
Budist öğretisine göre, bu değişen gerçeklik içinde mutlu olabilmeniz için insanlara ve dünya malına olan her türlü bağımlılıktan kurtulmanız gerekir.
"'You all,'and he said that to us, "'You all shall help me build up my empire to be a good empire "'with happy people who are thinking and promising to be good people.'. "
Bize doğru dönüp, "Hepiniz" dedi "Hepiniz, kuracağım imparatorluğun halkımızın iyiliği için çalışmaya söz veren mutlu insanlardan oluşmasına yardım edeceksiniz."
Writing about murder and mayhem is my happy place, but I'm getting to do this now with Kevin Bacon and James Purefoy and Annie Parisse and Shawn Ashmore and Natalie Zea, so it's been very exciting for me to be able to do this,
Cinayet ve kargaşa hakkında yazmak benim mutlu olduğum bir alan ancak bunu şimdi Kevin Bacon, James Purefoy Annie Parisse, Shawn Ashmore ve Natalie Zea ile yapıyorum.
So I must be too excited and happy.
Bu yüzden çok heyecanlı ve mutlu olmalıyım.
If you were punished unfairly and unjustly, would His Majesty be happy?
Gaddarca ve adaletsizce cezalandırıldığında, majesteleri nasıl mutlu olsun?
If you're happy, I'm happy too. But my mind feeling bitter about that Young Master and his family can't be helped.
Siz mutlu oldukça ben de mutlu olurum ama bir türlü o efendinin ailesini sevemedim.
I lose you... and find my mother... Do you think I would be happy?
Seni kaybederek anneme kavuşacak olursam mutlu olacağımı mı sandın?
Ring her up and tell her if ever she finds herself in London, I'd be happy to carve out a few minutes for a chat.
Onu ara ve de ki, eğer Londra'ya yolu düşerse onunla birkaç dakika sohbet etmekten mutluluk duyarım.
I believe we can settle this matter and you will be happy, Ginger.
Bence bu meseleyi halledebiliriz ve sende çok mutlu olursun, Ginger.
But I've never seen her be as comfortable and happy as she is when she's with you.
Ama onu senin yanında olduğu kadar.. rahat ve mutlu hiç görmedim.
Scott, if you would take advantage of our assistance, I'd be happy to call a doctor and we can help you.
Scott, yardımımızı istiyorsan seve seve bir doktor çağırırım, sana yardım ederiz.
And when he does, the Robertson household is gonna be one big happy family again.
Ve aldığında da, Robertsonlar'ın evi tekrar mutlu bir aile yuvası olacak.
"And when he does, " the Robertson household is going to be one big happy family again.
"Ve aldığında da, Robertsonlar'ın evi tekrar mutlu bir aile yuvası olacak."
There's two men out there in the kitchen fighting over you, and you should be happy...
Mutfakta senin için dövüşen iki adam var. Mutlu olman gerek.
No, I think me and Merrin are gonna be happy enough tomorrow night without stimulants, I hope.
Hayır, sanırım uyarıcılar olmadan da yarın Merrin ile yeterince mutlu oluruz.
He's going to have a lifetime of prosperity, and I'm sure he and angela will be very happy.
Bir ömür boyu refah içinde olacak ve eminim Angela ve o çok mutlu olacaklar.
His championing the ideas of Vedanta Hinduism in his Glass stories. The so-called karma yoga concept that comes from the Bhagavad Gita, that you should do your work as perfectly as you possibly can, with no thought of rewards, and only that way can you be a really happy person.
Glass öykülerinde Vedaların fikirlerini Bhagavad Gita'dan gelen Karma yoga denilen mükafat beklemeden işini elden geldiğince iyi halde yapman gerektiği ve ancak böyle hakikati kavrayacağına vurgu vardı.
And you will be happy.
ve sen mutlu olacaksın.
And then everybody's gonna be happy.
Böylece herkes mutlu olur.
You and Mi-sun I meant Da-eun should be happy
Sen ve Mi-sun, yani Da-eun mutlu olmalısınız.
I'm so happy I get to be next to you and look at the world through your eyes.
Yanında olup dünyayı senin gözlerinden görebildiğim için çok şanslıyım.
I think you always wanted me to be this light... happy, bouncy, "everything's fine" L.A. wife... and that's just not me.
Sanırım benden her zaman neşeli, hayat dolu her şeye olumlu bakan bir tip olmamı istedin. Ama ben böyle birisi değilim.
Listen, I know that Jane and you haven't always seen eye to eye but I'm sure she'll be really happy to see you here.
Bak Jane'le anlaşmazlıklarınızın olduğunu biliyorum ama seni burada gördüğüne sevinecek.
I want so much for you to be happy and for you to have all the things that you want in life.
Senin çok mutlu olmanı ve... istediğin hayatı yaşayabilmeni çok istiyorum.
Nelson wanted to stay put and you know, I finally realized that I want him to be happy.
Nelson burada kalmak istedi ve... Bilirsin, Sonunda onu mutlu etmek istediğimi anladım.
Now, you be happy, be safe. And be strong.
Şimdi, mutlu ol, güvende ol ve güçlü ol.
And I'll be happy to give you a hand.
Size yardımcı olmak da beni mutlu eder.
So, I wanted her to be happy, and it seemed like a good reason at the time.
Sonra, onun mutlu olmasını istedim, ve bu o zaman için iyi bir neden gibi göründü.
And we'd all be happy to see you come an down to the Starlight Plaza.
Ve Starlight Plaza'ya gelirseniz bizi çok mutlu edersiniz.
Tonight we're happy to announce... the government will be supplying our miracle drug, Denoxin... to every man and woman in uniform.
Bu gece mutlulukla duyurmak isteriz ki hükümet, mucize ilacımız Denoxin'i tüm kadın ve erkek askerlerimize temin etmeye başlayacak.
And if you need protection, I'd be happy to accompany you.
Korumaya ihtiyacın olursa sana eşlik etmekten zevk duyarım.
I'm happy to say that this never has been and never will be Jerome's office.
Buranın hiçbir zaman Jerome'un ofisi olmadığını ve olmayacağını söylemekten çok memnunum.
I'm really happy to be here and more than happy to accompany Dave on a couple of tracks.
Burada olduğum için çok mutluyum hele Dave'e birkaç şarkıda eşlik edeceğim için mutlu olmanın da ötesindeyim.
And no matter how hard he tries, he's never gonna be able to make a woman happy.
Ve ne kadar uğraşırsa uğraşsın bir kadını asla mutlu edemeyecek.
You actually think that if I quit, took up music and actually made it, that you'd be happy for me?
Bıraktım diye düşünüyorsun, müzik yapmaya başlasam ve bunu gerçekten yapsam, benim için mutlu olurmuydun?
You thought I was gonna be happy'cause you and him was together?
Sizin birlikte olmanıza sevineceğimi mi sanıyordun?
Lord, hear our prayer, so they may be happy together, and safe from family and work.
Tanrım dualarımızı duy Birlikte mutlu olsunlar ve aile ve işten korunsunlar
Just remember, you're happy to be doing this for your brother and for the children.
Şunu unutma, kardeşin ve çocuklar için bunu yapmaktan mutluluk duyuyorsun.
So that I may be reasonably happy in this life and supremely happy with you forever in the next.
TULSA Mustang'ler ROCKY DAĞLARI LİGİNİN EVİ AA ŞAMPİYONLARI
May your marriage be blessed and happy.
Evliliğin kutlu olsun ve mutlu ol.
One can love and serve and still be happy.
Bir sevebilir, hizmet edebilir ve hala mutlu olabilir.
I'm surrounded by squalor and death, and I still can't be happy.
Etrafım sefalet ve ölümle çevrili ama yine de mutlu olamıyorum.
She'll be cavorting and twinkling, and careening towards a happy ending like a kamikaze!
Hoplayıp zıplayacak, ışıldayacak Bir intihar uçağı gibi mutlu sona doğru sarsılacak!
we'll dig for a while more, if we don't find gold, we'll sell the claim, you take your money and leave, go be happy with your wife and your kid.
bir süre daha kazacağız eğer altın bulamazsak, işletmeyi satacağız. Sen paranı alırsın ve gidersin, karınla ve çocuğunla mutlu olursun.
We're supposed to be happy, and instead we're miserable.
Mutlu olmayı düşünüyorduk, acınacak bir hale düştük.
You can handover your incomplete papers, and ncomp ete tasks to me, I will comp ete them, lf l can be of some use to you, it'll make me really happy,
Eksik evrakları teslim edebilirsiniz. Ve bu görevi bana verebilirsiniz. Ben tamamlarım.
You'll be married here in the capital and she'll have to come watch and pretend to be happy that you're queen.
Başkentte evleneceksiniz ve o da gelip kraliçe olduğunuz için mutluymuş gibi görünmeye çalışacak.
I want very much for you to be happy, Sansa, and so does my grandmother.
Mutlu olmanı çok istiyorum Sansa. Bunu büyükannem de istiyor.
and beyond 30
and besides 937
and besides that 26
and before i forget 16
and before you know it 100
and ben 22
and behold 28
and beyond that 27
and before you ask 32
and better 23
and besides 937
and besides that 26
and before i forget 16
and before you know it 100
and ben 22
and behold 28
and beyond that 27
and before you ask 32
and better 23
and before i knew it 33
and be careful 102
and believe it or not 60
and believe me 430
and before you say anything 16
and beautiful 58
and best of all 60
and between you and me 27
and before that 137
and before long 18
and be careful 102
and believe it or not 60
and believe me 430
and before you say anything 16
and beautiful 58
and best of all 60
and between you and me 27
and before that 137
and before long 18
and before 37
and because of that 104
and because 35
and be honest 23
and because of you 25
and begin 19
and beer 21
be happy 202
be happy for me 16
and because of that 104
and because 35
and be honest 23
and because of you 25
and begin 19
and beer 21
be happy 202
be happy for me 16